AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Şairin kalbine saplanan hançer: Felluce!

Irak'taki ABD işgali, -böyle giderse- soykırım çapına ulaşabilecek sivil katliamlarla sürüyor. Son vahim örnek, geniş boyutlu kıyımlara sahne olan Felluce!..

Görüldüğü yerde vahşice öldürülen binlerce Irak vatandaşının sokakları dolduran cesetlerinin artık kokuşmaya başladığı yolunda haberler geliyor.. Zira, bir ikisi dışında, insanî yardım örgütlerinin Felluce'ye girmesine izin verilmiyor.. Bu arada, Musul'a ve diğer yerleşim bölgelerine yönelik yeni harekâtların muhtemel katliamları da beraberinde getirmesinden endişe ediliyor..

Arap ülkeleri, İslâm ülkeleri, Avrupa devletleri, BM ve tüm dünya; herkes, hepimiz, tüm insanlar bîçare, elimiz-kolumuz bağlı olan-biteni sadece 'seyrediyoruz'!..

*  *  *  

Ne yapılabilir, nasıl yapılabilir? Aramızda tartışıyoruz.. Müslümanlara revâ görülen bu şiddetteki zulüm, işkence ve katliamın sonu ne zaman gelecek; gelecek mi? Tartışıyoruz..

'İnsanlık' adına yüreklerden fışkıran çığlık ve nidâlar, öyle anlaşılıyor ki, ABD yönetiminde mâkes bulmuyor.. Dünya barışının ve genel-geçer 'insanlık ideali'nin korkulu rüyâsı hâline gelen bu yönetim, ABD'nin kendi içindeki sivil toplum kuruluşlarının tepkilerini de, hiç mi hiç kaale almıyor.. Kısacası, tam anlamıyla bir cinnet hâli..

Ne yapılabilir, nasıl yapılabilir?..

Aramızda tartışıyoruz..

Yalnızca buğz edebiliyor ve Allah'ın 'kahhar' sıfatının tecelli edeceği günlerin yakın olması için duada bulunuyoruz..

*  *  *  

Bugün ona, onlara yapılanlar, yarın-öbür gün sana, bana, bize, hepimize yapılacak..

Bu açık, bu kesin, bu belli..

Zira, ABD için 'vesile' bulmak ve bilmek o kadar kolay ki!..

Şimdi gözünü dikmiş İran'a bakıyor, Suriye'ye ve Suudi Arabistan'a bakıyor..

Yarın Türkiye'ye de bakmayacağının hiçbir garantisi yok!..

*  *  *  

Söylemek bile fazla: Aslında, bir 'medeniyet' katliamı söz konusu Ortadoğu'da.. İlkinde olduğu gibi bu ikinci ABD barbarlığında da, Irak'ta bulunan İslâm medeniyetinin tüm maddî eserleri bilerek ve isteyerek yok edilmeye çalışılıyor.. Petrol bölgelerine nüfûz etme ve bölgeyi kontrol altına alma çabaları, esasen, madalyonun bir yüzü; diğer yüzünde ise, bir medeniyetin ortadan kaldırılmasına yönelik sinsi ve acımasız bir plânın uygulanması yer alıyor..

*  *  *  

Düşünüyorum; bu ülkenin sanatçıları, düşünürleri, şairleri, yazarları, romancı ve hikâyecileri yeni dünya düzenine hakim olan ABD şiddeti, zulmü, terörü karşısında ne yapabilir? Ne yapmalı ya da?

Bir şair ya da romancının, bütün bu olan-biten karşısında sorumluluğu var mıdır; varsa nedir, nereye kadardır?

İnsanlığın ortak değerlerini, kazanım ve zenginliklerini iğfal eden ABD ve onun yerli/global suç ortaklarını durdurmak ya da hiç olmazsa 'insanlık çizgisi'ne yöneltmek hususunda, şairlerin veya sanatçıların çektiği 'vicdan azabı' ve bu azabın nişânesi olabilecek ürünler, eserler yeterli bulunabilir ve onları -muhtemel- 'sorumluluk'tan kurtarır mı?

Örneğin, Ebû Ğureyb veya Felluce katliamı dolayısıyla hissedilen acı, öfke ve hınç yumağının bir şiirde ya da bir resimde 'konu' edilmesi, bu kadar duyarsızlaşan ve çıkar ilişkilerini tek ve yegâne değer addeden bir toplum için ne anlama gelecektir?

Tartışıyoruz!..


6 Aralık 2004
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED