AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Taviz yok!

Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell'in Türkiye ziyareti çok çalkantılı geçiyor. Önce "Kürdistan'a gideceğim", sonra "dil sürçmesi" diyen; önce "Güney Kıbrıs'ı tanımadan müzakere olmaz", sonra "resmen tanımayı kastetmedim" diyen, Borrell anlaşılan Türkiye'nin gerçeklerini görünce yaklaşımlarını gözden geçirmek zorunda kaldı; keskinlikleri yumuşadı.

Aslında Borrell "Güney Kıbrıs'ı resmen tanımadan müzakereler başlayamaz" demedi. Kendi ifadesiyle, Avrupa Parlamentosu teorik bir çerçeve çizerek, Türkiye'nin müzakere yaptığı AB üyelerini fiilen tanımış olacağını belirtti. Borrell'e göre bunun "ne zaman ve nasıl olacağına" dair bir teklif yapılmadı, 17 Aralık öncesi bir önşart ise kesinlikle getirilmedi.Yani Borrell resmi değil fiili tanımadan, 17 Aralık öncesi değil, müzakereler sonrası bir durumdan, yeni bir şarttan değil olacak durumdan bahsediyordu. En azından kendisi "u dönüşünü" böyle yorumluyor.

Türkiye hükümetinin Kıbrıs'la ilgili tavrı net görünüyor: Kesinlikle taviz yok!

Türkiye 17 Aralık öncesi de, eğer çözüm olmazsa müzakereler sonrasında da Güney Kıbrıs'ı resmen tanımayacak.

AK Parti hükümeti Kıbrıs'ta sorunun çözülmesi için ne gerekiyorsa yaptı, ama Rum kesimi bugünleri görerek elinin güçleneceğini bildiğinden çözüme yanaşmadı.

Eğer Avrupa Birliği hakkaniyeti gözeten ve objektif ilkelere göre hareket eden bir kuruluş olsaydı, bugün Rumların şımaracağı bir ortam ortaya çıkmazdı. "Madem siz BM ve AB'nin ısrar ettiği çözüm paketini reddettiniz ve sınır probleminiz var, biraz daha dolaşın da gelin" demesi lazımdı.

Bugün artık olması gereken yılbaşından itibaren BM'nin yeni bir girişim başlatması ve Türkiye müzakerelere başlamadan Kıbrıs sorununun çözülmesidir. Eğer müzakereler öncesi böyle bir çözüm gerçekleşmezse Türkiye-Yunanistan-Kıbrıs eksenli sorun daha da derinleşebilir.

Kıbrıs sorunu sadece Kuzey Kıbrıs'ın değil, Türkiye'nin de AB üyeliğini zorunlu kılan bir sorundur. Eğer Türkiye ve Kuzey Kıbrıs AB üyesi olmazsa, Kıbrıs'ta yaşananları (sınır problemi, asker konuşlanması, bölünmüşlük) AB kesinlikle ne kaldırabilir, ne bu sorunu yönetebilir, ne de bu sorunu çözebilecek bir inisiyatif ortaya koyabilir.

Kıbrıs sorunu AB'nin kaldıramayacağı ağırlıkta bir sorundur. AB Güney Kıbrıs'ı bu sorun çözülmeden içine almakla tarihi bir hata yapmıştır. Bugün yapabileceği tek şey, tüm tarafların AB üyesi olması ve sorunun hafiflemesidir.

Ermeni diasporasının ise durumu fırsat bilerek atağa kalkması, yine Ermenilerin aleyhinedir. Türkiye'nin Ermenistan ve Türkiye'de yaşayan Ermeni vatandaşlarımızla ciddi bir sorunu yokken ve ilişkileri geliştirme çabasındayken, diasporanın sadece kendisini düşünen hastalıklı tavırları gereksiz bir gerginlik üretmektedir.

Türkiye sınırlarını tanımayan bir ülkeyle nasıl sınır ilişkisi geliştirebilir? Sınırlar açılsa, bundan Türkiye'nin hiçbir kaygısı ve korkusu olmaz; Türkiye'nin politikası komşularıyla ilişkiyi dostane şekilde geliştirmek. Ama AB kıskacının içerisine Osmanlı'dan kalan hesap bakiyelerini (o da yalan yanlış) katmaya çalışarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırma politikası ancak bunu yapanlara zarar verir.

Borrel "Türkiye'nin Irak'la sınırı tehlikeli, Türkiye AB üyesi olursa bu sınırlar bizim sınırımız olacak" şeklinde bir görüşü aktarıyor. Onlarca yıldır NATO ve Avrupa Konseyi'ne Türkiye üye, yani sınırlar zaten Irak ve Suriye'ye dayanmış durumda. Üstüne üstlük bu coğrafyada Avrupa'nın güvenliğinin garantisi Türkiye olmuş. Buralardan bir tehdit gelecekse Türkiye "tampon ülke" olarak bunu engellemiş. Bir de tersinden baksınlar bu ülkelere Türkiye'de katılırsa halleri ne olur?

Böyle bir gündemde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'yi ziyareti çok manidardır. Bu gezi 6 Ekim raporu öncesinde gerçekleşecekti, olmadı. Şimdi 17 Aralık öncesi gerçekleşiyor. Bir yönüyle AB'ye "Türkiye'nin çok boyutlu ve AB'ye mahkum olmayacak bir ilişki ağı vardır. Türkiye'nin dostluğunu kaybetmeyin" mesajı verilmiş olacak.


6 Aralık 2004
Pazartesi
 
YASİN DOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED