AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
K R O N İ K  M E D Y A
Gazeteler 'Amiral battı'
oynamak için çok isteksiz!

Vatan gazetesinin dünkü (6 Aralık) sayısının manşeti hiç mi hiç fena değildi doğrusu. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil hakkında ortada dolaşan iddialara ilişkin olarak düşünülmüş şu manşet: "AMİRAL BATTI". Vatan gazetesi bir gün önceki (5 Aralık) sayısında ertesi gün yayımlayacağı bomba haberin anonsunu da yaptığı halde, gazeteler "oyun"a ilgisiz görünüyor...

Gazetelerimizin kelime oyunlarıyla ve deyimler kullanarak manşet atma merakları malum... Spor sayfalarında kullanılanlar başta olmak üzere (nedense?) bu yöntem pek çok gazetecimiz tarafından pek tutuluyor. Belki de ülkemizin geleneksel "gölge oyunu"nun hâlâ gücünü yitirmemiş etkisinden dolayı. Bu yöntemin kullanılmasıyla ortaya çıkan örneklerin çoğu zaman (hem de bayağı "çoğu zaman") tatsız-tuzsuz şeyler olduğunu da söyleyebiliriz.

Ama Vatan gazetesinin dünkü (6 Aralık) sayısının ana sayfa manşeti hiç mi hiç fena değildi doğrusu. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil hakkında ortada dolaşan iddialara ilişkin olarak düşünülmüş şu manşet gerçekten de hoştu doğrusu: "AMİRAL BATTI".

HABER EPEYCE YOL ALMIŞ...

Vatan'ın haberinden öğreniyoruz ki, emekli oramiral hakkında ortada dolaşan iddialar bayağı ciddiyet de kesp etmiş. Askeri Savcı Kıdemli Albay Saim Öztürk'ün elinde 14 ayda hazırladığı bir iddianame bulunuyor şimdiden. Yani "yargı yolu" açılmış bulunuyor. İlk duruşma 21 Aralık'ta. Emekli Oramiral Erdil'i, Orgeneral İsmail Koçman başkanlığında bir heyet yargılayacakmış...

Vatan gazetesi söz konusu iddianameden bazı bölümleri de öne çıkarmış. Mesela, emekli oramiralin eşinin "bazı özel harcamalarını devlete ödettiği" iddia ediliyormuş. Mesela, emekli oramiralin kızının "paravan şirketle askeri ihalelere girdiği" iddia adiliyormuş. Mesela, emekli oramiralin İstanbul'un en pahalı "site"lerinden birinde nasıl olup da "1 milyon 250 bin dolarlık iki lüks daire" satın alabildiğinin açıklanamadığı iddia ediliyormuş...

Görüyorsunuz, hiç de fena olmayan bir manşet ile karşı karşıyayız: "AMİRAL BATTI"(!)

ÖBÜR GAZETELER

Peki Vatan'ın baş sayfasının tamamını (ama gerçekten, "logosu" dışında gerçekten tamamını) ayırdığı "Amiral battı" oyununa diğer gazetelerin ilgisi ne düzeyde?

Biz hiç değilse on gazeteyi taradık ve şu sonuca vardık: Söz konusu oyun, Vatan dışında, sadece Milliyet'te haber olmuş. Vatan gazetesi dosyasının üzerine "Diğer gazeteler bu müthiş haberi VATAN'dan öğrendi" diyor ama görülen o ki söz konusu gazeteler henüz "öğrenememiş"!

İsterseniz, Vatan ve Milliyet'in "Amiral battı" oyununa bakışlarında göze çarpan farklılıktan da söz edelim: Milliyet'in (ana sayfa) "Paşa'nın 9 yıl hapsi isteniyor" başlığı altında Erdil'e yönelik suçlamaları sıralarken "insafı" elden bırakmadığını farkediyoruz. Çünkü, sıralanan suçlamalar daha çok ("iş verilmesi için baskı yapmak", "Komutanlığa ait cep telefonlarını özel kullanıma vermek", "komutanlıktaki yemekli davetlerde usulsüzlük yapmak" gibi) hemen her zaman karşılaşılabilen "sıradan suçlamalar" türünden. Milliyet, haberinin devamında, "lüks daireler" faslını da çok uzatmamış; "Etiler'de kızına ve kendisine ait birer daire" demekle yetinmiş.

ON SEKİZ YIL

Oysa Vatan, "İlhami Erdil Paşa'ya 18 yıl, karısı ve kızına 3'er yıl hapis isteniyor" diyor ve aktardığımız gibi "lüks daireler"in değeri hakkında neredeyse kuruşu kuruşuna bilgi veriyor.

Ama unutmayalım; "Amiral battı" oyunu sadece iki gazetede, Vatan ve Milliyet'te yer alıyor.

Şimdi de bir soru: Diğer gazetelerin bu "oyun"a ilişkin sergiledikleri isteksizlik nereden kaynaklanıyor? Biliyorsunuz; böyle durumlarda esas olarak iki ihtimal var: 1- Olaydan, gelişmelerden haberdar değiller. 2- Haberdarlar ama haberi sayfalarına koymakta isteksizler.

Sayıları bir düzineyi bulan ve dünkü sayılarında "Amiral battı" oynamayan gazetelerin bir bölümü büyük ihtimal emekli Oramiral Erdil hakkında hazırlanan iddianameden habersizdi. Ama hepsi mi?Ayrıca hatırlatalım ki, Vatan gazetesi bir gün önceki (5 Aralık) sayısında ertesi gün yayımlayacağı bomba haberin anonsunu da yapıyordu.

Ayrıca, Milliyet'in konuya ilişkin haberinin başındaki imzadan (İstanbul Milliyet) anlaşılıyor ki, emekli oramiral ile ilgili gelişmeler sadece Vatan haber servisinin bilgisi rahilinde değildi.

Her ne ise de; besbeli ki bazı gazeteler "Amiral battı" oyunundan haz etmiyor. (K.B.)


FAKAT HABER ŞÖYLE BİTİYOR...

Son zamanların en anlaşılmaz haberlerinden biri olsa gerek: Siz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "askerliğini nerede, ne zaman ve hangi rütbeyle" yaptığını öğrenmek isteyen bir parti liderine Milli Savunma Bakanlığı'ndan giden cevapla başlayan ve günlerdir gazeteleri işgal eden haberlerden bir şey anlayabildiniz mi?

Bilmeyenleriniz vardır, Milliyet'in "Askerliği 'özel hayat'" başlıklı haberinden (2 Aralık) özetleyelim... Haber şöyle başlıyor:

"Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı'na (MSB) başvuruda bulunarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'nerede, ne zaman ve hangi rütbeyle' askerlik yaptığını öğrenmek isteyen Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi (CDP) Genel başkanı Erdoğan Bakkalbaşı'nın talebi, 'İstenen bilgiler özel yaşamı ilgilendirir' gerekçesiyle geri çevrildi."

MSB, cevabında, "özel hayata ilişkin" olduğu için, hakkında bilgi edinilmek istenen kişinin (örneğimizde Başbakan'ın) izninin gerektiğini eklemeyi de ihmal etmemiş. Sen misin bunu diyen? Soru önergesi sahibi, "Cumhuriyetçi ve demokrat" bir tepkiyle "her yetişkin Türk erkeği"nin şerefle yerine getirdiği bir görevle ilgili bilgilerin "özel" olamayacağını hatırlatarak, Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirlme Kurulu'na itiraz etmiş. Lafı, şu tarzda gediğine oturtmuş:

"Türk toplumunun silahlı kuvvetlerde vatani görevini yapmış olmakla gururlanan ve övünen bir yapısı vardır. Vatani görevini her yetişkin Türk erkeği yerine getirdiğine göre, özel yaşam koşulları tarifine girmemektedir. Bu nedenle Sayan Başbakan'ın, eğer bir sakıncası yoksa kamuoyuna vatani görevini hangi rütbeyle, ne zaman ve nerede yaptığını açıklamasını umuyoruz."

Biz, biliyorsunuz, "Kaynaşmış, sınıfsız bir kitle" olduğumuz için aramızdan birilerinin "bu kısım benim özel hayatıma girer" türünden çıkışlarını pek sevmeyiz. Fakat ne çare ki bazı şeyler hakikaten "özel"dir... Örneğimize dönersek: İlgili yasada bu "özel durumlar"ın ayrıntılarıyla tarif edildiği ve Bakanlığın, bu tarifler çerçevesinde parti liderine "kusura bakmayın" dediği muhakkak...

Fakat haberi okuyan okurlarda, "Var bu işte bir incelik, Tayyip Erdoğan askerlikten sarfı nazar etmiş anlaşılan" duygusunun uyandığı da muhakkak... Gazetenin, "fırsat fırsattır" deyip, geçerken belden aşağı bir haber yapmış olması ihtimalinden de söz edilemez, çünkü haber şu paragrafla sona eriyor:

"Erdoğan, 1982'de Tuzla Piyade Okulu'nda yedek subay eğitimini tamamladıktan sonra, Hasdal 77. Piyade Alayı'nda karargâh subayı olarak görev yapmıştı."

Habere (burası artık şaka gibi) bir de "üsteğmen Tayyip Erdoğan" fotoğrafı eşlik ediyor. Şu fotoğrafaltıyla: "Erdoğan'ın nerede, hangi rütbeyle askerlik yaptığı sorusuna yanıt verilmedi." (A.G.)


7 Aralık 2004
Salı
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED