AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
S P O R

Tam zamanı

İngilizleri yenmenin tam zamanı. Fenerbahçe'nin şu Manchester United'i devirmesini nasıl istiyorum bilemezsiniz.

Nedir yahu bizim bu İngiliz futbolu karşısındaki ezikliğimiz.

Yani ne zaman bitecek bu çile? Kim bitirecek?

Fenerbahçe, kardeşim, insan hayatında bazı kritik anlar vardır. O anların hakkını vermek insanı tarihe geçirir. Ben aslında tarihe geçmek falan da istemiyorum. Gözüm görür, elim tutar iken; yani hâlâ aklım başımda iken şu İngilizleri evire-çevire yenemiyecek miyiz?

Yenelim, güzelleşelim.

Tam zamanı dedim ya.

Ortada ne stres var ve çekince. Çıkın sahaya, rahat rahat arslanlar gibi oynayın. Nasılsa resmî olarak kaybedecek bir şey yok. Ama hayat resmiyetten ibaret değil. Gayrı resmî sevinçler, alkışlar, hatıralar var. Böyle geçmiş ve kişisel serüvenimize kazınmış anlar var.

Bu anların siyasî, iktisadî, kültürel karşılıkları var. Benim işaret etmek istediğim de budur. Tam zamanıdır. Zamanlamanın öncesi de gayet olumludur.

Prag maçından bu yana Fenerbahçe artık yetkili-yetkisiz kalemler, ağızlar, anlayışlar tarafından beğeniliyor.

Aleyhinde o kadar söz söylenen Daum dahi neredeyse affedildi. Takım oturdu, takım oyunu kendini göstermeye başladı.

Gerçi bu performans henüz doksan dakikaya yayılmış değil. Oyun bazan mânasız biçimde kilitleniyor. Bu kilitlenme çok endişe vericidir.

Meselâ Ankaragücü maçının ilk devresi.

Fenerbahçeliler yatıp-kalkıp Rüştü'ye dua etsin. İki kesin gol çıkardı.

Bu vuruşlar gol olsaydı Fenerbahçe ne yapacaktı?

Yapar, yapar. Fenerbahçe her zaman birşeyler yapacak kapasitededir. Deplasmanda oynanan Lyon maçını hatırlayın. Esasen berabere bitti maç. Ama uzatmalar.

Uzatma dakikaları yaramıyor Fener'e.

Bir de ilk dakikalar.

Ben ilk dakikalarda atacağımız golden ziyade yiyebileceğimiz golden korkuyorum.

İlk dakikalarda yenilen gol ulusca moralimizi bozuyor. Boşuna "Türk gibi başla" denmemiş. Biz bir işe iyi başlarsak sonu da -muhtemelen- iyi gelir.

Kelam-ı kibar ne diyor:

Bidayeti iyi olanın, nihayeti de iyidir. Pek tabii bu zaafın giderilmesi gerekir. Bir tane yersen iki tane atarsın; iki yersen üç atarsın. Futbolun kanunu bu.

Adamlar çok hızlı oynuyor. Bu açıdan yiğidi öldür, hakkını yeme.

İngiliz futbolu bu hızlılık açısından tadına doyulmaz haldedir. Seyredin bakın; top bir o kalede, bir bu kalede. İnsan bu futbola doyamıyor. Oysa bizim ligimizde futbol hâlâ dura dura oynanıyor; çok yan pas yapılıyor, bununla da yetinilmeyip son pas kaleciye gidiyor.

Aman kardeşim Rüştü'ye böyle geri paslar vermeyin. Yüreğimiz ağzımıza geliyor. Hazret nasılsa bu geri paslar karşısında bir türlü dengeyi tutturamıyor. Bana sorarsanız Rüştü'nün en zayıf taraflarından biri topu oyuna sokması, daha doğrusu isabetli olarak sokamamasıdır. Bu açıdan Taffarel unutulmaz bir yıldız idi.

Şu İngilizleri yenmeyi inanın bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray derbisinden daha çok istiyorum.

Ne olacak?

Yıllardır kanayan yara dinecek, içimiz ferahlayacak. Ama puan yok, gelecek yok, o iş bitti diyeceksiniz.

Doğru. Yalnız dilimizde bir söz var, hani: "Yiğit nam için yaşar" diye. İngilizleri yenmiş bir Fenerbahçe'yi -laf aramızda- Ali Sami Yen falan engelleyemez. Vesselâm.


7 Aralık 2004
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED