|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
9 Aralık 2004 tarihli Radikal'in Yorum başlıklı 11. sayfasında Buket Uzuner'in bir yazısı yayımlandı. "Felluce'yi seyrederken…" başlığının üstüne "Tek dişi kalmış canavar" ibaresi konmuş ve bu ibarenin altı çizilmişti. "Tek dişi kalmış canavar" tırnak içine alınsaydı, başlıktan bağımsız bir telmih olarak algılanabilirdi. Ama tırnak içine alınmadığı için okuyucu, yazının başlığını "Tek dişi kalmış canavar Felluce'yi seyrederken…" şeklinde okuma tehlikesiyle yüz yüze bırakılmıştı. Yazıyı beslemek için konan AP kaynaklı büyükçe fotoğrafın altında şu cümle vardı: "Irak'ta ve özellikle Felluce'de yaşanan şiddet görüntüleri her gün televizyonlar aracılığıyla evimizin içine giriyor." Bu cümle bana yanlış göründü. "Felluce'de yaşanan şiddet görüntüleri" tamlaması, şiddeti görüntüye indirgemiyor mu? Durumu doğru söylemek için "Felluce'de yaşanan şiddetin görüntüleri" demek gerekmez mi? Bu kusurlardan yazarı değil de, gazeteyi sorumlu tutmak mümkün. Ama başlığın altına seçilmiş ifade olarak konan şu cümlenin sorumluluğu tümüyle Buket Uzuner'in olmalı: "Varlığıyla pek gururlandığımız beynimizin iflas etmesi durumunda vicdan adlı gözle görülemeyen organımız aslında insan olup olmadığımızın tek kriteri olur." "Gözle görülemeyen organ" olur mu hiç? Diyelim ki, oldu ve "vicdan"ın bir organ olduğunu kabul ettik; neden, vicdan "beynimizin iflas etmesi durumunda" devreye girsin? Bu cümle, zımnen beyin sağlıklı işleyebilirken "vicdan"a gerek olmayacağı anlamını mı içeriyor yoksa? Bu ârızaları aştıktan sonra, yazının ilk cümlesini okuyalım: "Bizim ulusal marşımızın sözleri, ideolojik olarak yanında durmadığım ama şiir dehasını hayranlıkla selamladığım çok 'iyi bir şair' tarafından yazılmış dünyadaki ender marşlardandır." Kötü bir cümle bu. Cümlenin kötülüğü, "dünyadaki marşlar"ın da bizim şairimiz tarafından yazılmış olabileceği ihtimaline açık bir söz dizimi içermesinden doğuyor. Ayrıca, yazarımız, 'iyi bir şair' ibaresini tırnak içine alıp vurgularken "çok" zarfını dışarıda bırakmakla hiç iyi etmemiş. O "çok" orada çok rahatsız duruyor. Buket Uzuner, onu ya kullanmamalı, ya tırnağın içine almalıydı. İkinci cümle şöyle: "Mehmet Âkif Ersoy'un büyük şair olduğunu inkâr edecek ne bir şaire rastladım, ne de duydum." Yazarın, "inkâr eden" yerine "inkâr edecek" demesinin akla uygun bir sebebi olabilir mi? Sanmıyorum. Buket Uzuner'in ülkemizde Mehmet Âkif'i bırakın "büyük şair", "şair" bile saymayan, sadece "iyi bir nâzım" (manzume yazarı) gören şairler ve eleştirmenler bulunduğunu bilmeyişini, şiir ortamına uzaklığına bağlayıp geçelim. İkinci paragrafın ilk cümlesi: "Çocukken ağzımız yırtılarak, göğsümüz gururdan kabararak marşımızı söylediğimiz her hafta başı ve sonunda, 'tek dişi kalmış canavar' olarak tanımlanan 'medeniyet' mısrasında gülmemek için kendimi zor tutardım." "Ağzımız yırtılarak" ifadesindeki tasvir tuhaflığını bir yana bırakalım da, yazarın neden söz ettiğini anlamaya çalışalım. Ülkemizde "her hafta başı ve sonu" okullarda söylenen İstiklâl Marşı'nda böyle bir mısra var mı? Yok! Şimdi de yok, geçmişte de olmadı. Uzuner'in sözünü ettiği dize, marşın dördüncü kıtasında geçer. O kıta şöyledir: "Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Uzuner, nasıl oluyor da "her hafta" bu mısra ile karşılaştığını yazabilmiş, anlayamadım. Sonraki cümlesinde de aynı tuhaflığı yineliyor: "Annemin bütün iyi niyetli ve derin açıklamaları işe yaramaz, ertesi hafta yine o mısrayı söylerken gülmemek için kıvranırdım." Bir çocuğun "medeniyyet dediğin tek dişi kalmış bir canavar" dizesini gülünç bulmasını belki anlayabilirim ama koskoca bir Türk yazarının ülkesinde hiçbir zaman yaşanmamış bir şeyi, hem de "her hafta" yaşanmış gibi göstermesini anlayamıyorum. Dergâh'ta ve Kökler'de şiir değerlendirmeleri yapan Osman Özbahçe, yeri geldikçe "hayalcilik"ten de söz etmiş ve şairleri bu tehlikeye karşı uyarmıştı. Şairlerin nisbeten daha kolay yakalanabileceği bu hastalığa Buket Uzuner gibi bir öykü ve roman yazarının tutulmuş olması garip değil mi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |