AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
S P O R

Hakeden kazandı

Şair Hakan Arslanbenzer yanlış hatırlamıyorsam bir şiirine şöyle başlıyordu: Bir İngiliz saldırısına hazırım Fakat nerede İngilizler?

Nerede olsunlar, geldiler, derslerini alıp gittiler. Geçen hafta şunları yazmıştım: "İngilizleri yenmenin tam zamanı. Fenerbahçe'nin şu Manchester United'i devirmesini nasıl istiyorum bilemezsiniz. Nedir yahu bizim bu İngiliz futbolu karşısındaki ezikliğimiz.

Yani ne zaman bitecek bu çile?

Kim bitirecek?

Fenerbahçe, kardeşim, insan hayatında bazı kritik anlar vardır. O anların hakkını vermek insanı tarihe geçirir. Ben aslında tarihe geçmek falan da istemiyorum. Gözüm görür, elim tutar iken; yani hâlâ aklım başımda iken şu İngilizleri evire-çevire yenemiyecek miyiz?"

Evire-çevire yendik abi.

Tuncay şanlı tarihe geçti.

Benim yüreğimin bütün yağları eridi.

Efendim yok eksik gelmişler, yok yedekler ile sahaya çıkmışlar. Bana maval okumayın.

Ben geçen hafta şunları da yazmıştım:

"İnanın şu İngilizleri yenmeyi bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray derbisinden daha çok istiyorum."

Ne olacak?

Yıllardır kanayan yara dinecek, içimiz ferahlayacak. Ama puan yok, gelecek yok, o iş bitti diyeceksiniz. Doğru. Yalnız dilimizde bir söz var "yiğit nam için yaşar" diye.

Fenerbahçe bu maçta, kendi seyircisi önünde gerçekten de "nam için" oynadı. Ve şanına yakışır bir galibiyet aldı. Helal olsun.

*  *  *  

O bitti Galatasaray maçı başladı.

Fenerbahçe sanki bütün hırsını, hünerini İngilizleri yenmek için harcamış, bitirmişti.

Galatasaray ise tam tersi. Bu maçı alacağız, başka yolu yok; şeklinde motive olmuşlardı. Sezon başından beri diken üstünde duran; ha gitti, ha gidecek diye beklenen Hagi -Türk futbolunu, taraftarını, yönetimini, medyasını çok çok iyi bilen Hagi- bütün performansını bu maça yüklemişti. Futbolcular fırtına gibi esiyordu. Daha ilk dakikalarda Hasan Şaş az daha golü atıyordu. Oyunun tarzı, temposu tamamen Galatasaray'ın hakimiyeti altında cereyan etti.

Hem bu süre öyle yirmi otuz dakika falan değil seksen dakika sürdü. Sadece son on onbeş dakikada oyuna bir denge geldi. Ardından Fenerbahçe'nin şuursuz hücumları başladı ve bunlar da bir netice vermedi.

Netice derken golden bahsetmiyorum.

Fenerbahçe pozisyona bile giremedi. Belki de sezonun en kötü futbolunu oynadı.

Akılda kalan Nobre'nin kafa şutu ile Alex'in yetmiş altıncı dakikada dışarı çıkan bir şutu oldu.

Buna mukabil Galatasaray eline geçen 8-10 fırsattan en az üç veya beşini değerlendirebilirdi.

Bunlardan bazılarını Galatasaray forvetleri harcadı, bazılarını gününde olan Rüştü kurtardı.

Böylece herkesin ortak kanaatı ile lige yeniden heyecan geldi. Aksi taktirde bir kopma yaşanabilirdi.

Kelimenin tam anlamı ile "Hakeden kazandı".


14 Aralık 2004
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED