|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
OSMAN AKKUŞAK
osmanakkusak@hotmail.com
1- Oktay Ekşi'nin kullandığı şu cümle mi: "Sezer'in itibarı o kadar büyük ki, ne generaller ne de islamcı partiler, kamuoyu önünde onun otoritesine karşı çıktılar." 2- Yoksa bizim tezimiz olan şu cümle mi: "Sezer'in itibarı o kadar büyük ki, ne generaller ne de islamcı partiler, kamuoyu önünde onun otoritesine karşı çıkmadılar (veya çıkamadılar)." İfade edilmek istenen fikir Sezer'in otoritesine karşı çıkamadıkları, çıkmadıkları fikridir.. şimdi bu fikir hangi cümlede daha net beyan edilebilmiştir? Hiç şüphesiz 2. cümlede... Gelelim Bayan Mine G.Kırıkkanat'ın cümlesine: 1- O cümlenin aslı şöyle: "Liberal ekonomi yanlısı Türk politikacıları, ne partileri içinde, ne kafalarında, ne de ülke yönetiminde demokrat ve liberal olabildiler." Şimdi bakalım, iyi tartalım, cümlenin belirtmek istediği fikir, bu cümlede mi daha kuvvetli ifade ediliyor, yoksa şu cümlede mi: 2- "Liberal ekonomi yanlısı Türk politikacıları, ne partileri içinde, ne kafalarında, ne de ülke yönetiminde demokrat ve liberal olamadılar." Cevap veriniz: Hangisi kesin ve açık bir beyandır? Her iki örnekte de 2. cümlelerin daha net, daha kat'i, maksadı daha iyi anlatan cümleler olduğunu idrak etmek için sade bir vatandaş, sade bir aydın olmak kâfidir. "...ne... ne" bağlacıyla kurulan cümlelerin ötedenberi alıştığımız bir söz dizimi vardır. Bu bildik diziliş içinde yüklem olumlu, anlam ne'lerden ötürü olumsuzdur" diyorsunuz.. hah işte bizim itirazımız, sizin bu bildik dizilişiniz içindeki yüklemin daima olumlu olmasına karşıdır.. bu alışkanlığı kırmak istiyoruz.. bilhassa uzun cümlelerde "...ne... ne" ile beraber kullanılırsa bu olumlu yüklemler, mânâyı karmakarışık etmektedirler.. alıştığınız bu söz dizimini değiştirin diyoruz.. Türkçe'nin ifade gücünü kısmayın, belirsizleştirmeyin, diyoruz... Cümlenizdeki "bildik diziliş" yerine "bilinen diziliş" derseniz daha uygun olur.. "bildik sıfatı" şahıslar için kullanılır. Türkçe'nin ilk ciddi gramerini yazmış bulunan Jean Deny "Türk Dili Grameri" isimli kitabında, dilbilgisi uzmanı Prof. Necmettin Hacıeminoğlu'nun "Edatlar" isimli eserinde, "...ne... ne" edatının bazen olumlu, bazen olumsuz yüklemle kullanıldığını tesbit eden bilgiler vardır.. buna rağmen zât-ı âliniz, hâlâ "ötedenberi alıştığımız söz diziminden" bahsediyorsunuz.. bu edatın fonksiyonunu niye daraltmaya kalkışıyorsunuz?
Kaya Bilgegil'in verdiği misallerden, Recaizade'nin bu mevzudaki uzun beyanından bahsediyorsunuz. Sizin o yazınızdan, kimin ne dediğini net olarak anlamak mümkün değildir. Bu kadar küçük bir hacim içinde detaylı fikirleri ifade etmek güç olsa da yazarlığın hüneri asıl bu ahvalde ortaya çıkacaktır.. dilbilgisi analizleri, kesik kesik ve çeşitli örnekleri ele almayı icabettiren bir metod içerisinde geliştiği ve yürüdüğü için olsa gerektir, Dil Burcu yazıları ifade ve üslûb bakımından dağınık, karışık ve dolambaçlı bir beyan tekniği sergilemektedir. Benim size tavsiyem; ya sadece dilbilgisi hudutları içinde kalınız.. yahut dilbilgisini bırakınız; edebî, felsefî, tarihî kulvarlarda yazı yazan bir fıkra muharriri olmaya bakınız. Yaymayan, dağıtmayan, elastiki olmayan gereksiz mizah ve espriye izin vermeyen, akıcılığı ve açıklığı ihmal etmeyen bir üslûb yapmaya bakınız. Ben fikirlerini, görüşlerini, tesbitlerini dobra dobra söyleyen bir samimiyetin hayırlı ve faydalı olduğuna kaaniyim. Nasıl ki siz kendi kanaatinize göre objektif eleştirinizi beyan buyurduysanız ben de Dil Burcu hakkındaki kanaatimi söylüyorum. Zât-ı âlinizin akademik ve entellektüel evsafı güçlü ve popüler bir yazar olmanın icablarını eminim gerçekleştirecektir. Sevgi ve saygılarımla.
|
|
|
|
|
|
|