HALE KAPLAN ÖZ
Semaver Kumpanya sezonunun yeni oyunlarından olan Diktat'ı sahnelemeye devam ediyor. Fransız yazar Enzo Cormann'ın 1995 yılında yazdığı oyun, farklı halklardan olan iki yarı üvey kardeşin, iç savaşta çarpışmaları ve ardından biraraya gelerek, aradan geçen yirmi beş yılı yitirdikleriyle değerlendirip, hesaplaşmalarını konu alıyor. Nükhet İzet'in dilimize çevirdiği oyun, Işıl Kasapoğlu'nun rejisiyle sahneleniyor ve oyunda Köksal Engür ile Bülent Emin Yarar rol alıyor. Dekor tasarımını Hakan Dündar'ın, kostüm tasarımını Funda Çebi'nin yaptığı oyunun müzikleri Joel Simon'a ait. Oyun boyunca Şenova Ülker'i trompette dinliyorsunuz.

Onlar aynı anneden farklı halklardan

İçinde belli ki bir zamanlar birilerinin ısınmaları için bir şeyler yakılmış bir varil, beton filizleri, yığılmış tuğlalar, devasa makaralar... burası bir şantiye. Yeni kurulacak hükümette sağlık bakanı olacak psikiyatr, kaybı tescilli yarı üvey kardeşinden bir mektup almış, onu, tarafsız bölgede olan bu şantiyede beklemektedir. Savaşın birbirine yabancı hale getirdiği bu iki kardeş, aynı annenin, aynı odanın çocuklarıdırlar ama iki ayrı halktan. Biri Trip diğeri Trak halkından. Bu kardeşlerden biri savaşın yaraladığı küçük bir çocuk, diğeri aynı savaşta galip gelen ordunun hekimidir. Oyun, küçük kardeş Val'ın sorgulamasıyla başlar, elinde silah vardır ve normal görünmemektedir. Siyasi kalıplardan sıyrılıp bir türlü iki kardeş gibi konuşamayan bu iki insandan biri kurulacak yeni hükümette bakan olacaktır, diğeri ise ülkesinde kendine gösterilen gettoda hayatını sürdürecektir. Ama Val, durumu değiştirmek için akıllıca bir plan geliştirir..

Diktat, kuruluşundan bugüne sahnelediği her oyunla ve oluşturduğu farklı çizgisiyle haklı övgüler alan Semaver Kumpanya'dan yeni ve nitelikli bir oyun. 20 ve 27 Aralık tarihlerinde Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosu'nda sahnelenecek Diktat, 21 Aralık'ta Enka Vakfı'nda izlenebilecek. Bilgi için:0 212 585 59 35

Elinde bomba ile ahlakı konuşmak

Sezonun en iyileri arasında değerlendirilebilecek olan Diktat, iki kişilik zor bir oyun. Kesintisiz iki saat süren ve gerek oyuncuyu gerekse izleyiciyi zorlayan bu metin iki oyuncunun ustalıklarını sergilemeleri için adeta bir er meydanıydı. Ve Bülent Emin Yarar, sekiz yaşında bir çocukken babasını kaybeden, annesiyle birlikte esir kampına giden, hayatının büyük bir kısmını başka bir ülkede mülteci olarak geçiren Val'ı "çatışmanın tam ortasındaki çocuk" olarak bize oynamadı adeta yaşattı. Keza Köksal Engür pekçok sahnede.. Geçmişleri birbirini kemiren bu iki kareşin hesaplaşalarına tanıklık etmek, onların yaralarının sizi yaralamasına izin vermenin dışında "bir elinde Aristo'nun ahlak kuralları diğer elinde pimi çekilmiş bomba tutan insan"ı anlatmasıyla önemli bir oyun. Zira yaşanan zamanda ahlakı konuşmak onu idrak için yeterli değil.