|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Önce kurulan idam sehpasından bahsetmeliyim. Zira... Ersun Yanal'ın boğazına taktığımız iple Şükrü Saraçoğlu Stadı'na getirdiğimizde bunun da sebebini açıklamak zorundayız. Buna sebep şu idi. Hakan Şükür neden Milli Takıma alınmamıştı. Bu konuda karar Ersun Yanal'a ait olunca idam edilip edilmeme konusundaki karara da o katlanacaktı. Böylesine bir havada çıktık maça. Kazakistan maçında herşey mükemmeldi. 81 yıllık futbol tarihimizde dişimize göre bulduğumuz Kazakistan önünde takımız çok pas hatası yaptı. İşte böylesine bir dönemde 17. dakikada Gökdeniz'in mermi gibi şutuyla rahatladık. Bu ilk 45 dakika içinde ortaya çıkardığımız tek olumlu hareketti. Oysa ilk yarıda Rus ekolünden gelen futbollarıyla görüntü vermeye çalışan, genelde savunmada kalan Kazaklara karşı orta sahadan çıkmakta sıkıntı içindeydik. Yani, futbolun semtine uğramadan ilk yarıyı muhteşem bir golle kapadık. İkinci yarının başında da Nihat'ın muhteşem golüyle 2-0'ı yakaladık. Sonra kaçan penaltımız vardı. Sahada 6 Fenerbahçeli, 4 Trabzonsporlu futbolcularla mücadele eden takımımız, 90 dakikayı 4-0'lık muhteşem bir skorla kapattı. Ama aynı şeyleri futbolumuz adına söyleyemeyeceğim. Evet, boğazındaki iple Şükrü Saraçoğlu'nda kurulan idam sehpasına giden Ersun Yanal'lı milli takımımız, şimdilik bu badireden kurtuldu. Doğrusunu isterseniz Hakan Şükür'ü gözümüz çok aradı. Eğer bu golcü futbolcumuz sahada yer almış olsaydı, 4-0'lık galibiyetimizi daha başka skorla süsleyebilirdik. 501'inci golümüzü dahi atarken, Çarşamba günü için futbolumuz adına tam manasıyla ümitlenemedik. Çünkü karşımızda bu kez, futbolun semtine uğramayan Kazakistan değil, Dünya markalı bir Danimarka olacak.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |