AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Artvin yolunda Türk ruleti

Bütün Karadeniz sahili boyunca otoyol inşaatı sürüyor. Tüneller, köprüler, dolgularla bir uçtan bir uca uzanacak. Çok kişiye ekmek kapısı olduğu söyleniyor o yolun.

Kimineyse ekmeğin yanına peynir de varmış.

Rivayet.

Yolun önüne dağ gelmiş, delip tüneller açmışlar.

Biri geliş, biri gidiş için.

Dere rast gelmiş, köprüler yapmışlar gelip geçmeye.

Tünelin çıkışında deniz karşılamış inşaat elemanlarını, beheri bir damper eden kayalarla doldurmuşlar ve daha doldurmaya devam ediyorlar.

O kadar çok iş makinası, dozer, kamyon çalışıyor ki, insan dünyanın bütün iş makinaları buraya gelmiş sanıyor.

Otoyolun bitmiş kısımlarında yol almak rahat fakat servis yolu denen yerlerde çukurlar, tümsekler, çakıllar, taşlar yolculuğu eziyete dönüştürüyor.

Öndeki araçların tekerinden fırlayan iri kıyım taşlar, ön cama imza atmaya pek meraklı.

Kiminin imzası da uzun oluyor hani.

Tozu dumanı da cabası.

Allah'tan ki servis yolları kısa.

*

Borçka-Artvin arasında baraj inşaatı var.

Baraj su tutmaya başladığında, halen kullanılan eski yol su altında kalacağı için, dağların tepesine yakın yamaçlarından yeni yol yapılıyor.

O yüzden zaman zaman trafik durdurularak dinamit patlatılıyor.

Hem gidişte rastladık, hem dönüşte. Artvin, 24 bin nüfuslu merdivenden ibaret küçük bir şehir.

Gümüşhane'yi hatırlatıyor.

*

Dönüş yolunda trafik yine durdurulmuştu.

Görevliler yol ortasına kırmızı hunileri dizmişler, kenara geçmiş çay içiyorlardı. Önümüzde duran araçlardan birinin sürücüsü, beklemekten sıkılmış olmalı ki, kalktı ve yolun ortasındaki engeli kenara çekti.

"Dur ne yapıyorsun, tehlikeli" demeye kalmadan bastı gitti.

Arkasında bir toz bulutu ve bir sürü şaşkın göz bırakarak.

Görevliler adamı engelleyemedi.

Halbuki ileride dinamit patladıldığı için kesilmişti yol.

Yanında karısı ve çocukları da vardı. Uyarmaya çalışanlara "Bana bir şey olmaz" dedi mi demedi mi duyamadık.

Rus ruletini bilirdik de "Türk ruleti" diye bir şeyi daha önce hiç düşünmemiştik.

Demek bu da böyle oluyormuş.

Bir yanda diğer araçlar ve yolcularıyla birlikte yarım saat beklemek, öte yanda kendinin ve ailesinin hayatını tehlikeye atmak.

Rus ruletinde kötü ihtimal altıda birdir; burada kaçta kaç, o bile belli değil.

Belki yarı yarıya, belki daha fazla.

Aynı durum, virajlı yollarda karşıdan gelen olup olmadığını görmeksizin, öndeki aracı hızla sollayanlar için de geçerli.

MISIRCI

Adı Hamit. Trabzon Boztepe'de mısır satıyor. Üç tekerlekli bordo-mavi arabasının önüne şöyle bir dörtlük yazıp asmış:

"Boztepe yokuştur
Mısırı pek hoştur
Gelip de yemezsen
Çok ararsın bu mısırı."

ŞAKA

Kulak misafiri olduk, iki Karadenizli şakalaşıyordu. Biri Samsunlu, diğeri Ordulu.

"Oğlum" dedi biri, "Siz ne biçim adamsınız? Çarşamba'yı sel aldı, bir yar sevdim el aldı diye türkü çığırıyorsunuz.

İnsan hiç sevdiğini el alınca türkü mü söyler? Bir de bizim türkümüze bak ne diyor: Ordu'nun dereleri aksa yukarı aksa, vermem seni ellere ordu üstüme kalksa!.."

Öteki gülüyordu.

Şakadan anlayan birini bulmak ne iyi.

Yoksa kavga çıkar.

Arkadaşının takılmasına gülen Samsunlu'nun adı Rıfkı'ydı.Sevdiğiyse muhtemelen "el almaz".

BOYNUZ VE AKIL

Bir gün Ebu Hanife ve arkadaşları yolda yürürken aniden karşılarına bir inek çıktı. Ebu Hanife hemen ineğe yol verip kenara çekildi. Çünkü inek üzerlerine geliyordu. Yanındakiler gülerek "Yahu bir inekten mi çekiniyorsun?" deyince Ebu Hanife, "Elbette. Onun boynuzları var benimse aklım." (Murat Kayacan)


3 Ağustos 2005
Çarşamba
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED