AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Sivil toplum ve demokrasi

Batı ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye başta olmak üzere bütün Müslüman ülkelerde de, yönetenler ile yönetilenler arasında uyum ve düzenin sağlanmasında sivil toplum kuruluşlarının yeri ve önemi tartışılmaktadır. Demokratik sürecin işlerlik ve süreklilik kazanmasında olduğu kadar yeniden üretilmesinde de, sivil toplum kuruluşları, bütün dünyada siyasal ve kültürel hayatın odak noktasına yerleşmiştir. Her toplumun kendine özgü, bir yönetim ve sivil toplum geleneği vardır.

Sivil toplum, en genel ve en geniş anlamıyla, devlet örgütlenmesinin dışında, yönetenler ile yönetilenler arasında gönüllü katılımlarla, ortak değerleri korumak ve zenginleştirmek için, entellektüel ve finansal kaynakların örgütlenmesiyle oluşturulmuş, birlikte düşünme ve tartışma alanıdır. Bu alanda kesinlikle baskı ve zorlamaya yer yoktur. Sivil toplum kuruluşlarının güç ve başarısı, dayatmadan değil, gönüllü katılım ve karşılık beklemeyen yardımlaşma ve hizmetten kaynaklanır.

Hafta sonunda TGTV Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu'nun Genel Sekreterliğini yüklendiği "İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği"nin konsey toplantısı yapıldı. TGTV'nin Genel Sekreteri Ayhan Ogan'ın özverili çalışmalarıyla, yirmi ülkenin temsilcileriyle birlikte Türkiye'nin önde gelen STK'nın yöneticilerinin katıldığı toplantıda, İslam dünyasında demokratikleşme sürecinde sivil toplumun örgütlenme ve faaliyet alanları tartışıldı.

Sivil toplumun faaliyet alanlarını genişletmeden, İslam dünyasında demokratikleşme sürecine hız ve yoğunluk kazandırmak mümkün değildir. Devletten bağımsız, devletin doğrularının değil de, toplumun sorunlarını dile getiren sivil toplumu güçlendirmek, işi ve yaşı ne olursa olsun, herkesin görevidir. Her Müslüman ülke, kendi sivil toplum geleneğini, İslam tarih ve kültürüne dayanarak geliştirmelidir.

Türkiye'de olduğu gibi, bütün Müslüman ülkelerin kültür ve yönetim tarihinde, gönüllü olarak oluşturulmuş, devlet kurum ve kuruluşlarının dışında olan sivil yapılanmaların başında vakıf ve dergahlar gelir. Onlar yönetenler ile yönetilenler arasında devlet ile toplumun değişim ve dönüşümünde büyük bir fonksiyon yüklenmişlerdir. Onların gücü "devlet odaklı" değil, "değer odaklı" olmalarından kaynaklanır.

Demokrasi deyince akla hemen Yunan toplumu gelir. Aynı şekilde, sivil toplum sözkonusu olduğunda da, Batı'daki örnekler öne çıkar. Oysa hem demokrasi hem de sivil topluma, İslam düşünce ve kültür tarihi içinde kaynak ve örnek olabilecek yüzlerce kurum ve kuruluş ve binlerce olgu ve ilke vardır. İslam dünyası, demokrasi ve sivil toplumun değer ve kaynaklarını kendi zengin kültür hazinelerinden devşirmek zorundadır.

Sivil toplum kuruluşlarının değişmez özelliklerinin başında, hizmet ve bilgi üretmede devletle çatışmaya değil, onunla yarışmaya dönük yapılanmaları gelir. Onların yapılarında baskı ve dayatmaya yer olmadığı için, devletin de baskıcı ve dayatmacı bir yapıya dönüşmesini istemezler. Devlet toplum için olduğundan, onlar devlete dayanmazlar, devlet onlara dayanır. Bu yüzden, onların değerleri yanında, yöneticilerin beklentileri önemlerini yitirir.

Sivil kuruluşlar, gönül dünyasının kurumları gibi, kendileriyle birlikte toplumları da değiştirirler.

Yönetilenlerin değiştiği bir toplumda, yönetenler de değişmek zorunda kalır.

Değişmesini bilen, değiştirmesini de bilir.


3 Ağustos 2005
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED