AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A
Fransa'dan 'dönüş' sinyali

Türkiye'nin ek protokolü imzalamasıyla birlikte 3 Ekim'de müzakerelerin başlamasının önündeki son engelin de kalkması Türkiye karşıtı Fransa'yı rahatsız etti.

Fransa Başbakanı Villepin'in, "AB, bir üyesini tanımayan ülkeyle müzakere yapamaz" sözlerine, Avusturya ve Yunanistan ile Alman Hıristiyan Demokratlar destek verdi.

Türkiye'nin Gümrük Birliği ek protokolünü imzalayarak 3 Ekim için istenen tüm şartları yerine getirmesine rağmen, AB içinde Fransa'nın başını çektiği grup, "Kıbrıs Rum kesimini tanımadan Türkiye'nin müzakerelere başlayamayacağını" yüksek sesle dillendirmeye başladı.

AB 'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, önceki gün, "ek deklarasyonu imzalamasıyla birlikte Türkiye'nin müzakerelere başlamasının önünde hiçbir engel kalmadığını" açıklarken, "Rum kesimini tanımanın 3 Ekim'in önşartlarından biri olmadığını" da vurguladı. Ancak Türkiye karşıtları, buna rağmen, Türkiye'yi tam üyelik dışında bir ilişkiye zorlamak ve kendi kamuoylarına mesaj vermek için son günleri de "Türkiye karşıtı atağa" kalkarak değerlendirmeye çalışıyor.

Fransa son kozunu oynuyor

Türkiye'nin ek protokolü imzaladıktan sonra bir deklarasyon yayınlayarak bunun "Rum kesimini tanıma anlamına gelmediğini" ifade etmesinin ve bunun AB dönem başkanı İngiltere tarafından da destek bulması, birlik içinde Türkiye karşıtı cephenin liderliğini yapan Fransa'nın daha ileri bir adım atmasını engelledi. AB'den Türkiye'ye karşı sert bir deklarasyon yayınlanması için çaba gösteren Fransa, bunda başarılı olamayınca, bu "AB, bir üyesini tanımayan bir ülkeyle müzakere yapamaz" iddiasını dillendirmeye başladı. Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Europe 1 radyosuna verdiği demeçte, Türkiye-AB arasında 3 ekimde başlaması öngörülen müzakerelerin ertelenebileceğini savunarak, ''AB'nin 25 üyesinden her birini tanımayan bir ülkeyle müzakere yapılmasının düşünülemeyeceğini'' belirtti.

Avusturya ve Yunanistan

De Villepin'in bu çıkışının hemen ardından, Avusturya ve Yunanistan ile Almanya'daki Hıristiyan Demokratik Birlik partilerinin de seslerini yükselttiler. Avusturya Başbakan Yardımcısı Hubert Gorbach, Türkiye'nin deklarasyonuna ilişkin bir yazılı açıklama yaparak, "Türkiye'nin, sınırları devletler hukukuna göre belirlenmiş olan Kıbrıs'ı tanımadan AB'ye tam üye olmasının mümkün olmadığını" savundu.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yorgo Kumuçakos da, biraz daha yumuşak bir perdeden Villepin'e destek verdi ve Villepin'in açıklamasının "özel anlamı" olduğunu, "aday bir ülkenin bir AB üyesini tanımamasının Avrupa gerçeğine yabancı, kurumsal ve garip bir çelişki oluşturduğunu" söyledi. Kumuçakos, ''Aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa perspektifini destekleyen tutumumuzu koruyoruz. Fakat, bu perspektif, AB'nin prensipleri, değerleri ve kuralları çerçevesinde gelişmelidir'' dedi.

Alman CDU da hareketlendi

Alman Birlik partilerinin (CDU/CSU) federal meclis grubu Avrupa politikası sözcüsü Peter Hintze de Villepin'in sözleri üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Hintze, Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'den, "Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimini tanıması için kesin tavır koyması" çağrısında bulundu. Hintze, Alman hükümetinden, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine, tam üyelikle birlikte "imtiyazlı ortaklık" seçeneğine de yer vermesi durumunda başlanmasını da istedi.

Diğer üyeler prim tanımadı

AB içinde Türkiye karşıtı olan Fransa ve Avusturya'nın açıklamalarına diğer üyelerden destek gelmezken, AB kaynakları, ek protokolün imzalanmasının ardından Türkiye'den çok sert bir deklarasyonun yayınlanmasını bekleyen Fransa'nın bu gerekçeden mahrum kalınca, bireysel çıkış yaparak, diğer ülkeleri etkilemeye çalıştığına dikkat çektiler.

Türkiye polemiğe girmeyecek

Türkiye ise Çerçeve Belgesi'nin onay aşamasında ve 1 Eylül'de toplanması beklenen Genel İşler Konseyi öncesinde sert bir karşılık vermeyi tercih etmedi. Ankara'daki yetkililer, Rum kesimini tanımanın AB'nin taahütlerine uymadığını belirterek, müzakerelerin ertelenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını ifade ettiler. Türkiye'nin müzakerelerin başlaması için gerekli olan iki şartı yerine getirdiğini belirten yetkililer, Rum kesimini tanımanın bir önşart olarak yer almadığını AB dönem başkanı İngiltere ve Birliğin Genişlemeden Sorumlu Rehn'in de bunu teyit ettiğini vurguladılar.

Öte yandan Dışişleri, Villepin'in açıklamalarını kendi ağzından dinlemek için demeç verdiği radyodan konuşma kasedi istedi. Kasedin deşifresinin yapılmasının ardından Türkiye, konuyla ilgili tepkisini belirtecek.

  • HABER MERKEZİ, ERHAN SEVEN / ANKARA

    Gül 'ahde vefa'yı hatırlattı

    Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın cenaze törenine katılmak için gittiği Riyad'da de Villepin'in açıklamalarını değerlendirdi. Gül, şunları kaydetti: "Fransa Başbakanı de Villepin'in söz konusu demeci hangi çerçevede verdiğini ve tam olarak neleri kastettiğini bu aşamada değerlendirebilecek durumda değilim. Fransa'nın AB sürecine desteğinin devamını bekliyoruz. Türkiye, bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Şimdi AB'nin de ahde vefa ilkesi doğrultusunda 17 aralıkta aldığı ve altında bütün AB üyelerinin imzası bulunan karar uyarınca, müzakereleri 3 ekimde başlatmasını bekliyoruz."



  • 3 Ağustos 2005
    Çarşamba
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED