YAKUP BULUT / ANKARA
Başbakan Erdoğan'ın "Memleket İsterim" adlı şiiriyle Diyarbakırlılara seslendiği Cahit Sıtkı Tarancı'nın dayısının oğlu emekli hakim Ruhi Nedimoğlu, Tarancı'nın bu şiiri yazdığında "komünistikle" suçlandığını söyledi. Yeni Şafak'a konuşan Nedimoğlu, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da bu şiiri okumasını televizyondan izlediğini ve çok duygulandığını anlatırken, Tarancı'yı saran duyguların da memleket sevgisinden ibaret olduğunu söyledi. Nedimoğlu, "Bu memleketi Cahit'in ailesi olarak hep çok sevdik ve en çok da bölücü hareketlerden korktuk. Şırnak'ta, köken olarak Kürt olan insanların çok olduğu bir şehirde 1952 senesinde hakim olarak çalıştım.

Şırnak'ın o zaman tek bir caddesi vardı. O caddenin bir ucundan girsem, öbür ucundan Kürt vatandaşlarımız ayağa kalkar 'Hakim Bey' diyerek saygıyla koştururlardı. Ben de utanır o sokağa girmekten çoğu defa vazgeçerdim. Bu ülkenin insanı devletinin hakimine, hukukuna bu kadar saygılıdır.

Bugün de Diyarbakırlı'nın, Şırnaklı'nın özünde bu vardır. Ancak 'Memleketim' şiirindeki duyguyla bu ruhu daha bir canlandırmalıyız" dedi. Tarancı'nın bu şiiri yazdığı zaman, çoğu zaman aynı odada yan yana yatakları paylaştığı yakın dostu yazar Peyami Safa'nın bile onu "komünistlikle" suçlayanlar arasında yer aldığını anlatan Nedimoğlu, Tarancı'nın Nazım'ın şiirlerini beğenmesine üzülmüş Peyami Safa ve aleyhinde yazılar yazmış. Oysa Nazım'ı beğenmek, onun temsil ettiği, iflas etmiş ideolojik görüşü benimsemek anlamına gelmiyordu" diye konuştu.

'MEMLEKETİN NAMINI YÜKSELTECEĞİM' DİYORDU

Ankara Yıldız'daki evinin bahçesinde şiir okuyarak vakit geçiren Nedimoğlu, ünlü şairin adıyla "Tarancı" adlı edebiyat dergisini de çıkardığını, ancak maddi yetersizliklerden dolayı 4 sayı yayınlayabildiğini söyledi. Dergide, Tarancı'nın annesinin verdiği bir mektubunu da yayınladıklarını anlatan Nedimoğlu, "Cahit, daha lise öğrencisiyken yazdığı mektubunda, 'Babacığım hayatta muvaffakiyet yalnız aç kalmamakta değildir. Asıl muvaffakiyet göçüp gittikten sonra, ardında bir eser bırakmaktır. Namınızı ve memleketin namını yükselteceğim. Babacığım, bir gün gelecek -ah ondan evvel ölmezsem eğer- oğlunuzun şairliği ile iftihar edeceksiniz' diyordu" dedi.