AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
17 Ağustos'tan geriyiz

Ulusal Deprem Konseyi'ne göre büyük kentler ile diğer yerleşim yerleri, 1999 yılı öncesinden daha güvenli değil. Nüfus artışı ve gelişme hızına bağlı olarak gelecekteki afetlerde kayıp ihtimali daha da arttı.

Ulusal Deprem Konseyi (UDK), büyük kentler ve diğer yerleşim yerlerinin 1999 yılı öncesinden daha güvenli olduğunu söylemenin olanaksız olduğunu belirterek, nüfus artışı ve gelişme hızına bağlı olarak gelecekteki afetlerde kayıp ihtimalinin her geçen gün daha da artığını bildirdi. Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan konsey adına yaptığı açıklamada, 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi Depremi'nin üzerinden geçen altı yılda kaydedilen en olumlu gelişmenin, arama-kurtarma kapasitesinin 1999 öncesine oranla önemli ölçüde geliştirilmesi olduğunu kaydetti.

Gelir dağılımındaki bozukluk ve işsizlik gibi sosyo-ekonomik sorunlar nedeniyle kentlere göç, plansız şehirleşme ve sanayileşme, kaçak ve denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yoğun olarak devam ettiği vurgulanan Konsey açıklamasında, "Bu durum, ülkemizdeki deprem ve diğer doğal afet risklerini sürekli artırmaktadır" denildi.

Kayıp riski daha da arttı

Bugün, büyük kentler ve diğer yerleşmelerin, 1999 yılı öncesinden daha güvenli olduğunu söylemenin olanaksız olduğu ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi: "Aksine nüfus artışı ve gelişme hızına bağlı olarak her geçen gün, gelecekteki afetlerde kayıp ihtimalini (riski) daha da artırmaktadır. Bu konularda, ivedilikle etkin önlemler alamadığımız ve ödünsüz uygulamalar yapamadığımız sürece depremler ve diğer doğal afetler karşısında çok daha büyük kayıplarla karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır."

Açıklamada, halkın bilgilendirilmesinin Milli Eğitim Bakanlığı'nca sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla ele alınmadığı, aksine bilinçlendirmenin tamamen kişi ve sivil toplum kuruluşlarının anlayışına terk edildiği de belirtildi.

Yerel yönetimlere yetki

Yeni belediyeler ve il özel idareleri yasalarına, depremlere hazırlık ve zarar azaltma konularında yerel yönetimlere yetki ve sorumluluk veren olumlu eklemeler yapıldığı vurgulanan açıklamada, "Buna karşın, yerel yönetimlerde, mikro bölgeleme belgelerinin hazırlanması ve Sakınım Planlaması çalışmalarına ilişkin hiç bir görevlendirme yapılmamış, yerel ölçekte yeni bir kurumsal yapılanma oluşturulmamıştır. Yerel yönetimlerin bu faaliyetleri hangi imkan ve kaynaklarla yürütecekleri belli değildir" denildi. Açıklamada, ülke genelinde depremlerin kaydedilmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi, arşivlenmesi ve tüm ilgililerin ve araştırmacıların yararlanmasına sunulabilmesi için, ulusal sismik ağlar, afet bilgi bankası ve afet bilgi sistemleri kurulması konularında olumlu bir adım atılmadığına belirtildi.

Erken uyarı sistemleri

Açıklamada, coğrafi bilgi sistemleri ve uydu teknolojileri kullanılarak doğal afetlerle ilgili erken uyarı ve alarm sistemlerinin kurulmadığı ve deprem hasarı erken haber alma sistemlerinin geliştirilmediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Deprem tehlikesi ve riskinin belirlenmesi çalışmalarının temelini oluşturan, Türkiye'nin aktif tektoniği, diri fayları ve depremselliği faaliyetlerinde bugüne kadar ciddi bir koordinasyon ve işbirliği sağlanamamıştır. MTA tarafından belirli bir program içersinde ve kıt kaynaklarla yürütülmeye çalışılan jeoloji, jeofizik ve jeodezi disiplinlerince birlikte yürütülmesi gereken AR-GE çalışmalarına henüz başlanamamıştır. İstanbul için dört üniversitemiz tarafından hazırlanan Master Plan'da öngörülen çözüm yollarının çok azı eyleme dönüştürülebilmiştir. Dünya Bankası inisiyatif ve yönlendirmeleriyle yürütülen İSMEP projesinin ise henüz ne olduğu, bir üst düzey Sakınım Planı'na bütünlük sağlamak üzere nasıl bağlandığı bilinmemektedir."

UDK: Afet yönetim sistemi kurulamadı

  • Zarar azaltma konusunda kurumlar arasındaki işbirliği ve koordinasyon eksikliğini ortadan kaldıracak, yara sarma yerine risk azaltma politikalarına öncelik veren, bu konuda ülke, bölge ve yerel ölçeklerde yapılması gereken çalışmaları planlayan, yönlendiren ve destekleyen yeni bir Afet Yönetim Sistemi kurulamamış ve yeni bir kurumsal yapılanma oluşturulamamıştır.

  • Ülke, bölge ve yerel ölçeklerde zarar azaltma amaçlı 'Sakınım Planları' hazırlanamamıştır.

  • Yerleşme ve yapılaşmalarla ilgili olarak, imar ve afet mevzuatı, 1999 yılı depremlerinden elde edilen dersler doğrultusunda yeniden düzenlenememiş ve zarar azaltmada önemli araçlar olan mikro bölgeleme, kentsel risk etkenlerini belirleme, sakınım (zarar azaltma) planları gibi yeni imar araçları geliştirilememiştir.

  • 595 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin iptal edilmesi üzerine çıkarılan ve sistemi geriye götüren 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu'na sahip çıkılmamıştır. Merkezi ve yerel yönetimlerin ilgisizliği ve denetimsizlik nedenleriyle sistem etkisiz hale gelmiş ve bu yasa yerine çıkarılması önerilen, mesleki yeterliliği esas alan ve sigorta unsurunu içeren yeni bir yapı denetimi yasası çıkarılarak ülke genelinde uygulanması sağlanamamıştır.

  • Yine 1999 yılı sonrasında 587 sayılı KHK ile getirilen "Doğal Afet Sigortaları" sistemi geliştirilip yaygınlaştırılamamıştır.

  • ANKARA (A.A)

    Kasapoğlu: Depremden maalesef ders alınmadı

    Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. K. Erçin Kasapoğlu, "(Türkiye 17 Ağustos'tan gereken dersleri aldı mı?) sorusunun yanıtı ne yazık ki kocaman bir 'hayır' olmuştur" dedi. Prof. Kasapoğlu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden bu yana 6 yıl geçtiğini hatırlatarak, bu süreçte Marmara Denizi tabanında önemli bazı sismik çalışmalar yapıldığını, Türkiye'de ilk defa "Deprem Şurası" toplandığını bildirdi. "Ancak tüm bu çabalara karşın Türkiye'de depremlerle mücadele konusunda bugüne kadar bir arpa boyu bile yol alınamadı" diyen Prof. Kasapoğlu, "Çünkü vatandaşın vergileriyle finanse edilen bilimsel çalışmaların verileri belli bir grubun tekelinde kaldı" dedi. Türkiye'nin etkili bir afet yönetimi uygulamasına olanak sağlayacak kapsamlı ve çağdaş yeni bir "afet yasası" oluşturamadığını savunan Prof. Kasapoğlu, "yapı sigortası" için gerekli yasal ve kurumsal altyapının da gerçekleştirilemediğini ileri sürdü.

  • ANKARA (A.A)



  • 16 Ağustos 2005
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED