T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
İ Z D Ü Ş Ü M 18 ARALIK 2005 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

YÖNETEN:
Abdullah MURADOĞLU

Dünkü zihniyet devam ediyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın tutuklanarak yargılanması üzerine YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in yaptığı açıklamalar, eski bir zihniyetin devam ettiğini gösteriyor. 27 Mayıs'a fetva veren hocalar, üniversiteden atılınca veryansın ettiler

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın'ın tutuklanmasının ardından YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç'in yaptığı açıklamalar çok tartışıldı. YÖK, tarihinde ilk kez bu ölçülerde bir dava ile özdeşleşti. Konu, bir rektörün yargılanmasını aştı, Hükümete karşı politik amaçlı bir manevraya dönüştü. Teziç, Hocası Prof. Tarık Zafer Tunaya'nın 27 Mayıs döneminde üniversiteden atılmasının tanığıydı. Teziç, şimdi hocalarının Menderes Hükümeti'ne karşı aldıkları siyasi pozisyonu sürdürmeyi tercih ediyor. Rektör Aşkın Davası'nı bir kenara bırakarak söylemek gerekirse, askeri darbelere fetva veren zihniyet, ateş kendilerine dokunduğunda veryansın ediyor. Bunun en tipik örneği 27 Mayıs döneminde yaşandı. İhtilalciler, 27 Mayıs günü Menderes karşıtı bir grup Hukuk profesörüyle toplandı. Sıddık Sami Onar, Naci Şensoy, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Hüseyin Nail Kubalı, Ragıp Sarıca, Tarık Zafer Tunaya ve İsmet Giritli vardı. Darbeyi meşru, Menderes Hükümeti'ni gayr-i meşru gören bir rapor hazırladılar.

TÜRKEŞ'İ MUTLU ETTİLER

İhtilalin Kudretli Albayı Alparslan Türkeş Hulusi Turgut'a anılarını anlatırken şöyle der: "Sıddık Sami Onar, Prof. Hüseyin Nail Kubalı, Vasfi Raşit Seviğ ve daha pek çok profesör vardı. Bizi tebrik edip, 'Memleketi kurtardınız, Türk milletinin direnme hakkını kullandınız' dediler. Sonra onu bir bildiri haline getirdiler. Yaptığınız harekat meşrudur, suç işlemiş değilsiniz, şeklinde bize teminat verdiler. Bunlar, hoşumuza gitti tabii.."

İhtilalciler, daha sonra aralarında 27 Mayıs'a fetva veren Tarık Zafer Tunaya ve İsmet Giritli ile 145 öğretim üyesini üniversiteden attı. 27 Mayıs'ı destekleyen üniversite hocaları, "Hürriyet Hürriyet" nidalarıyla Menderes'e kükreyen devrimci öğrenciler, 147'ler Olayı karşısında sus pus oldu. İ.Ü Hukuk Fakültesi eski dekanı Prof. İlhan Akın, "Unutamadıklarım" kitabında darbeyi takip eden günlerde Amiral Kemal Kayacan'ın üniversitede yaptığı toplantıda kendilerinden arkadaşlarını ihbar etmelerini istediğini kaydediyor. Prof. Akın şöyle diyor: "Milli Savunma Akademisi'nden Albay Besim'e rastladım. 'Duydun, değil mi hocam, üniversitede sadece senin gibi hocalar kaldı, diğerlerini temizledik' diyordu." Prof. Akın, pek çok arkadaşının tasfiyeleri sevinçle karşıladıklarını kaydediyor.

Merhum gazeteci Recep Bilginer'in "Üç İktidar Üç Hayal Kırıklığı" isimli anılarında, Tarık Zafer Tunaya'yla ilgili bir anekdotu şöyle aktarıyor: "27 Mayıs'dan sonra hem yeni bir anayasa taslağı hazırlayacak bilim heyeti üyesi olarak Ankara'ya çağrılan, hem de devrik iktidarın meşruluğunu yitirdiği yolundaki rapora imza atan Tunaya, üniversitedeki tasfiye olayına çok içerlemişti. Bizlere adeta dert yandı: "Ben düşüklere nasıl meşruiyetini yitirdiler diye rapor verdiysem bunlara da veririm."

DURUMA GÖRE FETVA

Bilginer'in anlattığı bir olay var ki, Atatürkçülüğü, Laikliği, Cumhuriyetçiliği bir imtiyaz ve dokunulmazlık olarak algılanabilecek zihniyeti gözler önüne seriyor. YÖK Başkanı Teziç'in, "Rektör Aşkın'a sahip çıkmak Cumhuriyete sahip çıkmaktır" şeklindeki açıklamasıyla eşdeğerdir olay. Bilginer şöyle anlatır: "Prof. Hüseyin Nail Kubalı Milli Birlik Komitesi'nin meşruluğunu belgeleyen fetvayı veren hocalardan biridir. Kubalı 27 Mayıs'tan sonra, Amerika'ya gider, uzun süre kalır. Türkiye'ye dönüş yaparken, bazı ev eşyası, otomobil alarak birlikte getirir. Ne var ki , Gümrükte bazı engellere takılır. Hakikati Tasvir gazetesini çıkarıyorum. İstihbarat birimindeki arkadaşlar, Gümrükçüler ile Kubalı arasındaki tartışmayı gazetede yayımlarlar. Dışardan bedelsiz ithalat kararından yararlanılarak yabancı menşeli eşya getirmek yasak ya da çok zor. Hazine'den özel izin gerektiriyor. Türkiye'nin gümrük mevzuatı malum. Hocaya zorluk çıkarılıyor. Kubalı Hoca gümrük salonunda bağırıp çağırıyor." Prof. Kubalı, 1962'deki bu olayın gazetede yer almasını 27 Mayıs'a bir tecavüz saydığını yazar Cumhuriyet'te. Hükümetten sert tedbirler almasını ister. Hakikati Tasvir'de Kubalı'ya verilen cevap şöyledir: "Sayın Kubalı fetva verdi, Yassıada duruşmalarında şahitlik yaptı diye, Amerika dönüşü getirdiği eşyaları gümrüklerden geçirirken sağa sola başvurup iltimas yaptırdığını yazınca, 27 Mayısa tecavüz etmiş durumuna düşeceğiz? Gazeteye, 'Eski efendileriniz bildiğiniz akıbete uğradılar, hapsedildiler, idam edildiler' gibi iddiaları ve suçlamalarınızı beğenmedik, size de yakıştıramadık. ABD'den getirdiğiniz eşyalar basında yayınlanınca neden bu kadar gocunuyorsunuz? Getirdiğiniz bavul bavul, paket paket eşyalardan başka ne getirecektiniz?"

Leman Hanım'da iki farklı tavır

Recep Bilginer'in anılarında yer verdiği daha başka ilginç anekdotlar da vardı. Olay şöyledir: "Bir günlük sokağa çıkma yasağının kaldırılmasıyla, ertesi gün Esentepe'deki gazeteciler mahallesinde birden, olağanüstü bir hareketlilik başladı. Ben, ilk kez Refik Halit Karay üstadı ziyarete gittim. Benden önce bankacı Ahmet Dallı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Kılıç Ali, oraya gelmişlerdi. Radyo, sürekli Ankara'da askerler tarafından tutuklanan ve Harp Okulu'na götürülen DP milletvekillerinin ve öteki siyasetçilerin adlarını veriyordu. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eşi de oradaydı. Bayan Karaosmanoğlu, tutuklanan her DP'li için 'İyi oldu, bunu hakettiler' diye sevinç sesleri çıkarıyordu. Devam eden radyo haberleri, 'Burhan Belge'nin yakalandığını' da duyurdu. Odada bir sessizlik oldu. Çünkü Burhan Belge, Bayan Karaosmanoğlu'nun ağabeyiydi. Bu kısa sessizlikten sonra, Bayan Karaosmanoğlu ayağa kalktı ve 'Rezalet bu' diye bağırdı."

'Kocamı hizmetçiyle yakalamış gibi oldum'

27 Mayıs'ı bayram sevinciyle karşılayan Mina Urgan, anılarında şöyle anlatıyor: "Ağustos sonu, Milli Birlik Komitesi'nin onayı ve Cemal Gürsel'in imzasıyla profesörlüğe atandım. İki ay sonra da, 28 Ekim 1960'da 147 öğretim üyesiyle birlikte üniversiteden kovuldum. Tam bir tutarsızlık örneğiydi böyle bir davranış. Beni iki ay sonra atacaksanız, neden izzet ikram onayladınız profesörlüğümü? Bu haksızlık yüzünden korkunç bir şok geçirdim. Çünkü 27 Mayıs'a inanmıştım. Yanıp tutuşup bir aşk evliliği yaptıktan iki ay sonra, sevgili kocasını mutfakta hizmetçiyle basan bir kadıncağızın yürekler acısı durumuna düşmüştüm."

Tasfiye edilenlerden biri de CHP'li Prof. Yavuz Abadan'dı. Eşi, Prof. Nermin Abadan-Unat anılarında, bazı doçentlerin askerlerle işbirliği yaptıklarını, asılsız ihbarlarla tasfiyeden yararlandıklarını belirtir.

MENDERES'İN KAHKAHASI

27 Mayıs döneminde Yeni Sabah'ta yazan Hakkı Devrim iki ay önce bir yazısında ilginç bir anekdot aktardı:

"Birkaç yıl önce, telefonla konuşurken Aydın Menderes birden durdu, galiba o anda yeniden hatırlamıştı, "Bende size ait bir emanet var, dedi. Babam yargılanırken ´Menderes'in Kahkahasıª başlıklı yazınız yayımlanmıştı'dedi. (DP iktidarı Prof. Hüseyin Naili Kubalı'yı üniversiteden uzaklaştırınca, haklıydı haksızdı bir yana, ama kıyamet kopmuş, yer yerinden oynamıştı.

27 Mayıs yönetimi, 147 öğretim üyesinin işine toptan, gerekçe göstermeden son vermiş, gık çıkmamıştı. Bunu o günkü gazetelerde okuyan Menderes, kim bilir ne kadar gülmüştür, diye bir yazıydı benimki.)

Annem yazınızı kesip sakladı. Ölümüne kadar el çantasından eksik etmedi. Bunu daha önce size söyleyebilmeliydim.

  DİĞER YAZILAR
  • Hakkari, Musul'un ANAHTARIYDI
  • 32 yıl önce sosyete bir ölümle sarsıldı
  • Dün ile bugün arasında bir Osmanlı âşığı: EMİR ŞEKİP ARSLAN
  • Geri dön   Yazdır   Yukarı


    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi