T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 27 ARALIK 2005 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Yüzyılın olayı

Yılın sonuna yaklaşıldığında medya dünyasını farklı bir heyecan sarar. "Yılın adamı kim?" ve "Yılın en önemli olayı hangisi?" sorularına cevap bulabilme heyecanıdır bu. Bu yıl tek bir kişi ve olay üzerinde uzlaşmak müthiş zordu; bu sebeple olacak, bir Amerikan dergisi (Newsweek), uzlaşmayı, 'yılın yalanı' ve 'yılın yalancısı' üzerinde aramış. Bulmuş da: 'Yılın yalanı' CIA ajanı Valery Plame'in deşifre edilmesinde rolü olmadığına dair Beyaz Saray açıklaması; 'yılın yalancısı' da ABD Başkanı George W. Bush...

Dost ve müttefik bir ülke yöneticisinin uluslararası bir dergi tarafından 'yalancı' olarak ilân edilmesi gerçekten üzücü bir olay; dün dünyanın dört bir yanında çok sayıda gazete (bizde de Radikal gazetesi) haberi manşetine taşıdı. O ülkelerde yaşayan Amerikalılar ile diplomatların halini düşünün... Kimsenin onların yerinde olmak isteyeceğini sanmıyorum.

Bush'un hatası, ülkesi tarafından daha önce defalarca denenmiş bazı yöntemlerin günümüzde daha da iyi işe yarayacağını düşünmesi olmalı. Geçmişte, gerçek olması gerekmeyen bahanelerle başka ülkelerin içişlerine müdahale edebiliyor, ülkeler arasında savaş çıkartabiliyor, ya da gerekli gördüğü yerlere kendi askerlerini gönderebiliyordu ABD. Sözgelimi, Baba Bush döneminde Körfez'de müdahaleye yol açan Saddam'ın Kuveyt'i işgali olayında hâlâ karanlık pek çok yön bulunmaktadır. Aradan bunca zaman geçmesine rağmen o karanlık alanın aydınlanmadan kalması, Washington'daki karar alma yetkisine sahip olanlara, benzer bir durumun bugün de mümkün olabileceğini düşündürmüş olmalı.

Bugün üzücü duruma düşmenin bir sebebi de, son yıllarda gerçekleştirilen teknolojik atılımların işleri kolaylaştıracağı yanlış inancıdır... Teknolojik ilerlemeler daha etkili silâh yapımına yaradı elbette; çok daha hızlı haberleşme imkânı da var artık... Ancak, teknoloji çift taraflı çalışıyor pek çok alanda: Gerçeklere ulaşmak eskisinden daha kolay bugün; bilginin, istihbaratın hızlı dolaşımı da yalnız devletlerin işine yaramıyor... Gerçekleri arayan ve bulduğunu paylaşmak isteyen bireyin gücünü de artırdı teknoloji...

'Yılın yalanı' nasıl bir dünyada yaşadığımızı ortaya koyan bir örnek olay. Washington yönetimi, dünyayı Irak'a açılacak savaş konusunda ikna etmek için Saddam'ın Nijer'le nükleer pazarlığa girdiği iddiasını Birleşmiş Milletler önüne götürmüş, Bush'un kendisi de 'Ulusa Sesleniş' konuşmasına 16 sözcüklük bir bölüm halinde o iddiayı yerleştirmişti. İddia işe yaradı yaramasına, ancak ardından 'yalan' olduğu anlaşılan iddia 'bumerang' etkisi yaptı. İddianın 'yalan' olduğunu ortaya çıkaran diplomatın eşinin 'CIA ajanı' olduğunun ifşası bunun sonucudur.

Washington yönetiminin dünyayı ikna etmek için kullandığı teknoloji, iddianın doğru olmadığının anlaşılmasına da yaradı. 'Yalan', bugünün teknolojisinde, parmak izi bırakabiliyor. Eskiden saklanabilen gerçekler şimdilerde çok kolay ortaya çıkabiliyor. İddialar eskiden havada kalırdı, şimdi ise herbiri bir yerlerde kayıt altına giriyor; gerektiğinde derhal yüzeye vurmak üzere...

Irak'a açılan savaşın öncesi ve sonrasında yaşananlar, yalnız askerî açıdan, ya da propaganda alanında herkese ders olmakla kalmayacak, siyasetin ve medyanın her katmanında mercek altına alınmayı zorunlu kılacaktır. Yalanla-dolanla da olsa savaşa gitmeye kararlı gözüdönmüş siyasîlerin işine yarıyor teknoloji; ancak aynı teknoloji siyasilerin yalan-dolanlarını çok çabuk ortaya çıkarmada da birebir... Doğru kılığına büründürülmüş yalanlar bugünün teknolojisi sayesinde kısa zamanda dünyanın dört bir tarafına ulaşıp insanları etkileyebiliyor, ancak yalanı tespit edip doğruyu hızla yayan da yine teknoloji...

Olan-bitenden gerekli dersler çıkarıldığında, daha az yalanlı ve daha fazla gerçeklere dayalı bir dünya idealine doğru yürüdüğümüz anlaşılacaktır.

Bir Amerikan dergisi tarafından Bush'un 'yılın yalancısı' olarak ilân edilmesi kendisine oy vermiş/vermemiş Amerikalıları muhakkak üzmüştür, üzmesi doğal... Üzüntülerini hafifletmese de bir teselli sunmak isterim: Onları üzen olay aslında dünyanın zaferidir ve bu da 'yüzyılın olayı'dır...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi