AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bir açıklama denemesi

Dillendirenlerin niyetleri ne olursa olsun üzerinde durulmayı gerçekten hak eden bir tartışma konusu var. Tartışmaya değer gördüğüm soru şu: Avrupa Birliği (AB) ile entegrasyona götüren yolda en önemli merhalenin ötesine Türkiye'yi taşıyan kadronun simge isimleri vaktiyle AB'ye karşı çıkmış, aleyhte keskin görüşleri iyi bilinen kişiler... Bu 180 derece farklılığın sebebi ne olabilir?

Birkaç gündür gazete manşetlerinde, yorum sütunlarında tartışılan bu konu size de ilginç gelmiyor mu?

Konuyu yalnızca Abdullah Gül üzerinden tartışmak bile göz açıcı olabilir. Abdullah Gül'ün geçmişte dış politika sözcüsü olduğu Refah Partisi (RP) adına kürsüye çıktığında sarf ettiği AB'ye yönelik ciddi eleştirileri, AB yanlısı siyasî kadroları kınayan görüşleri arşivlerde duruyor. Aynı Abdullah Gül, Ak Parti hükümetinin dışişleri bakanı olarak, şimdi, AB yanlısı açıklamalar yapıyor, bu tavırlarına karşı çıkanları kınayan ifadeler kullanıyor. RP kökeninden gelen yöneticileri de dahil, Ak Parti kadroları, Türkiye'yi AB üyesi yapmaya kararlı görünüyor... Bazılarına garip gelen de bu...

O bildik, "Meğer geçmişte takiye yapıyorlarmış", ya da "Şimdi takiye yapıyorlar" yaklaşımıyla konuyu ele alanlar var. Bir başka yaklaşım ise, vurguyu 'politikacı' kimliği üzerinde yoğunlaştırmak; politikacıların muhalefette farklı iktidarda farklı davrandıklarına ülkemizde ilk kez tanık olunmuyor; AB'ci CHP şimdi AB'yle yakınlaşmaya karşı çıkmıyor mu? İki yaklaşımdan hangisini benimserseniz benimseyin, sonuç, Türkiye'yi AB yönünde ilerleten kadronun 'samimiyetini' sorgulama kapısına çıkıyor...

Savunmak için ileri sürülen argümanı da hatırlatalım: Ak Parti'nin lider kadrosunda yer alan geçmişin RP'li isimleri, yeni partiyi kurarken, "Biz değiştik" mesajını vermişlerdi. Değişimin demokrasi ve insan hakları yönünde olduğu, lâiklikle ilgili görüşlerini de yeniden gözden geçirdikleri fark ediliyordu; AB'yi benimseyen yeni politik tavrı o çizginin doğal uzantısı olarak görmek mümkün. Mümkün, ancak bunun çok yeterli bir açıklama sayılamayacağına da kuşku yok.

Bazı AB yanlıları böyle bir tartışmaya taraf olmaktan ısrarla kaçıyorlar; onlar için, kimin eliyle, nasıl ve hangi gerekçelerle gerçekleşirse gerçekleşsin AB yönünde atılan her adım makbul... Yalnız tartışmaya uzak durmuyor onlar, muhtemelen böyle bir konuya girmeyi yersiz de buluyorlar. Oysa, AB ile ilgili bugün yapılması gereken en önemli tartışma konusu bu.

Fazla iddialı görünmek istemem, ama yine de hayati önemde gördüğüm tartışmaya benim de bir katkım olsun istiyorum.

Ak Parti lider kadrosunun AB konusunda tavır değiştirmesinin en önemli sebebi, 11 Eylül sonrasının kırılgan zemini gibi geliyor bana. O zemin, Türkiye'yi, krize açık bölgede merkezî bir konuma taşıdı. Merkezde yer alan bir ülke, istese de, kendisini dar bir çembere hapsedemez; aksi halde meydana gelecek savrulmanın ülkeye bir yararı olmayacağı gibi, dünyanın gidişini etkileyebilecek bir konum da ıskalanmış olur. Ak Parti'nin izlediği 'çok boyutlu dış politika' da bunu gerektiriyor: ABD ile ittifak ilişkisi içerisinde bulunan Türkiye, kendi çıkarlarını ve içinde yer aldığı coğrafyanın hak ve hukukunu, AB üyesi olarak daha iyi koruyabilir. Irak Savaşı pek çok olumsuzluklara yol açtı, ama Türkiye için böyle bir fırsat kapısı aralandığını da gören gözlere gösterdi o savaş...

İktidarda Ak Parti bulunmasa, ya da müzakereleri vaktiyle AB kuşkusu duymuş bir kadro yürütmese, Türkiye'nin AB ile buluşması o kadar doğru olmayabilirdi de. Türkiye-AB ilişkilerinin bugün aldığı biçime anlam kazandıran, buluşmayı değerli kılan, bunun Tayyip Erdoğan ve arkadaşları eliyle gerçekleşmesidir. O kadro için bu bir 'tarihî misyon'... AB'nin Türkiye'yi kapıdan döndürme konusundaki cesaretsizliğinin altında da, çok büyük ihtimalle, bu tür bir stratejik değerlendirme yatıyor...

Türkiye, AB'yle bu tür bir yakınlığı kökten-AB'ci bir kadro ve her şeye "Evet" demeye hazır bir yaklaşımla sağlayamazdı; sağlasaydı, o yakınlığın Türkiye'ye de AB'ye de fazla bir hayrı olmazdı zaten...


« Geri Dön

9 Ekim 2005
Pazar
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED