AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
R A M A Z A N

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Osman'ın nuru ikinci tepede

Tepeli şehrin ikinci tepesinde, yapımını1. Mahmud'un başlattığı, ölümü yüzünden kardeşi 3. Osman'ın tamamladığı, bu yüzden de "Osman'ın nuru" olarak adlandırılan Nuruosmaniye Camii yükseliyor.

  • MUSTAFA CAMBAZ
    İstanbul'un üzerinde kurulduğu rivayet edilen yedi tepenin ikincisi; en eski, en büyük "Kapalı Çarşı"nın mekânıdır. Nuruosmaniye Camii ve şehrin Roma başkenti olmasının armağanı Çemberlitaş (Konstantin) sütunu buradadır. Ama bu tepenin silüetinde de belirgin olarak bir mabet, Nuruosmaniye Camii öne çıkıyor. Osmanî ve Nuruosmanî adlarıyla da bilinen Nuruosmaniye Camii, kendi adıyla anılan semttedir.

    Nuruosmaniye'nin, eteği 32 pencere ile çevrili geniş ve yüksek kubbesi, duvarlar üzerine oturan kemerler tarafından taşınıyor.

    TAŞ ALEMLİ MİNARELERDE İLK

    İstanbul'un en canlı noktasına, Kapalıçarşı'nın Cağaloğlu ve Çemberlitaş'a açılan kapısının önünde yer alan caminin yerinde, daha önceden Şeyhülislam Sadeddin Efendi'nin eşinin mescidi bulunuyordu. Bu yapı yıkılmaya yüz tutunca, Sultan I. Mahmud'un emriyle cami ve külliyenin yapımına 1748'de başlanmıştır. Sultan 1. Mahmud'un ölümüyle, kardeşi 3. Osman tarafından 1755 yılında tamamlanmıştır. Bu yüzden, "Osman'ın nuru" anlamında Nuruosmanî olarak adlandırılmıştır.

    Üslûp bize yabancı
    Nuruosmaniye Camii, üç boyutlu taş bezemeleriyle dünya mimarisinde bile eşi olmayan, özgün bir Barok şaheseridir. Ancak, Barok üslûbunun ilk örneği olan bu yapı, İstanbul'un mimarî açıdan bozulmasının müsebbibi olarak da gösterilmektedir. Bu görüşe göre, yapıda uygulanan üslûbun etkileriyle 19. asır başından itibaren İstanbul'un yüksek kültür değerleri, mimarisi ve şehir özellikleri tahribata uğramıştır. İstanbul'un her yerinde dantel gibi işlenmiş Mimar Sinan eserleri göz önüne getirildiğinde, bu görüşe hak vermemek elde değil.

    Bugünlerde bir restorasyon geçiren Nuruosmaniye, Klâsik Dönem'in izlerinin azaldığı, Avrupa mimarisinin etkilerinin görüldüğü bir yapıdır. Barok üslûbunun ilk örneği olan bu karakteristik caminin iç avlusu, klâsik plân esasından bütünüyle ayrılmıştır. Yarım daire şeklinde 12 sütun üzerine oturan 14 kubbesi bulunmaktadır. Caminin iç kısmı kare plân üzerine yapılmıştır ve mihrabı çıkıntılıdır. Eteği 32 pencere ile çevrili yüksek kubbe, duvarlar üzerine oturan kemerler tarafından taşınmaktadır. Cami, beş sıra halinde 174 pencere tarafından aydınlatılmaktadır. Pencereler alçıdan ve Barok stilindedir. İç bezemelerinde en göze çarpan unsur kubbesinde ve duvarlarındaki hatlardır. İki şerefeli iki minaresi vardır. Kurşun yerine taş alemler ilk kez bu minarelerde kullanılmıştır. Caminin iç avlusunda şadırvan yoktur. İki kapılı geniş dış avlusu, Kapalıçarşı ile Cağaloğlu ve Çemberlitaş arasında geçiş yolu olarak kullanılmaktadır.

    Hünkâr mahfili, müftülük makamı

    Nuruosmaniye Külliyesi, dar bir alana sahip olmasına rağmen; kütüphane, medrese, imaret, çeşme, sebil, dükkanlar gibi müştemilâtı ustaca yerleştirilmiştir. Caminin ana giriş kapısının üzerinde müezzin mahfili, yanlarda mahfiller, mihrabın solunda ise padişahın atı üstünde camiye girişine yol veren rampalı Hünkâr mahfili bulunmaktadır. Bir çok odadan müteşekkil bu altın yaldızlı hünkâr mahfili, günümüzde Eminönü Müftülüğü'ne hizmet vermektedir. Mükemmel bir akustik sistemi olan caminin dengesini kontrol etmek için mihrabın iki yanına döner terazi sütûnlar yapılmıştır. Caminin türbesinde, bâni sultanların annesi Şehsuvar Sultan ve şehzadeler medfundur.


    BİR AYET BİR HADİS
    Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysa ki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir.
    (Ra'd Suresi, 26)
    "Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zalime zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helak etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye, haramlarını helal saymaya sevketmiştir."
    (Hadis-i Şerif)


  •  
    Prof.Dr.
    VECDİ AKYÜZ
    Müslüman Olmayanın Orucu

    KISSADAN HİSSE
    İşte gerçek sultanlık

    İFTAR SOFRASI
    Sebze çorbası
    Sultanahmet Ramazan ile şenlendi
    Sultanahmet Meydanı geleneksel hale gelen, Ramazan akşamlarında iftar vaktinin yaklaşması ile her akşam ayrı bir telaş başlıyor. Sultanahmet Meydanı'nda hazırlanan standlarda yiyecek, içecek, hediyelik eşyaların satıldığı alanda bayram havası yaşanıyor.
    Ramazan ayında Sultanahmet Meydanı birbaşka güzel oluyor. Akşam ezanın okunması ve gökyüzünü minarelerin şerefelerindeki ışıkların aydınlatması ve mahyalardaki yazıların süslediği Sultanahmet Meydanı'nda iftar saatinde sadece turistleri görmek mümkün. İftarını açmakla meşgul gençler ve aileler orucu açmakla meşgul olduğu için, turistlere onları seyretmek düşüyor.
    İftar sonrası cümbüş
    İftar yemeklerinin yenilmesinden sonra hareketlenmeye başlayan Sultanahmet Meydanını 'Ney ve Gitar' eşliğinde çalınan canlı müzik ile satıcıların canhıraş bağırtıları çınlatıyor. Ayyıldızlarla süslenmiş Sultanahmet Meydanındaki sağlı sollu hazırlanan standlarda şiş kebap, sucuk, et, tavuk döner, çiğ köfte, kokoreç, kömürde kahve, sahlep, çay, şerbet, meyve suları, lokum, şekerciler, macuncular, mısırcılar, oyuncakcılar, baloncular, takıcılar, davulcular, müzik CD ve kasetleri, meyve, Çin oyuncakları, kokular, tespih, mum ve daha binbir çeşit yiyecek, içecek ve eğlencelik karşılıyor sizi.
  • ŞAMİL KUCUR/ İSTANBUL
  • 9 Ekim 2005
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    İMSAKİYE

      Adana
      Ankara
      Bursa
      Diyarbakır
      Erzurum
      İstanbul
      İzmir
      Konya
      Trabzon

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
    Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
    Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED