AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
Dönülmez akşamın ufkundaki Türkler

14 yıl aradan sonra gittiğim güzelim Osmanlı şehri Üsküp'te değişen fazla bir şey yok. Türkler, siyasi ve ekonomik baskı altındalar; şikayetleri sorulduğunda, "Dert bir değil, elvan elvan" diyorlar.

  • KADİR DEMİREL / ÜSKÜP
    İlk kez 1991 yılında gitmiştim Vardar Nehri'nin kıyısındaki Üsküp'e. Tabii ki 'Üsküp' bizim söyleyiş tarzımız. Makedonlar "Skopje/Skopiye" diyorlar ve Osmanlıyı hatırlattığı için Üsküp denilmesine de çok kızıyorlar. Aradan geçen 14 yıl içerisinde birtakım siyasi ve ekonomik gelişmeler kaydetmiş Makedonya. Ancak; Avrupa'nın göbeğindeki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında değişimin çok fazla yaşanmadığını müşahade ettim.

    1991 yılında İsa Yusuf Bey Medresesi'nin açılışına gittiğimde, oradaki Türkler, Arnavutlar ve diğer etnik gruplarla görüşmüş; siyasi ve ekonomik baskı altında olduklarını gözlemlemiştim. Şimdi de değişen pek fazla bir şey yok Üsküp'te. Özellikle Türkler, siyasi ve ekonomik baskılardan son derece muzdaripler. Ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı'nın 'Rindlerin Akşamı' şiirindeki dizeler sanki geçmişten geleceğe Üsküp'ü resmediyor: Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,/ Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.

    KENDİ İŞLERİNİ BİLE KURAMIYORLAR

    Osmanlı mimarisinin Makedonya ve Balkanlardaki en önemli örneklerinden biri olan, o dönemde Üsküp'ten geçen ticaret kervanlarının, ziyaretçilerin konaklaması için kullanılan Kurşunluhan'da devlet kademesinde çalışan müfettişler ve öğretmenlerle konuştum. Hepsi de yönetimden şikayetçi. "Dert bir değil elvan elvan" sözlerine şöyle devam ettiler: "Yıllardır özellikle Türklere karşı bir asimilasyon uygulanmaya çalışılıyor. Ekonomik ve siyasi baskı altındayız. Ne devlet dairelerinde doğru dürüst bir iş veriyorlar ne de özel sektörde. Bırakın oralarda çalışmayı, kendi işimizi bile kurmamıza doğru dürüst izin vermiyorlar."

    Osmanlı'dan selamlar

    Makedonya'da Türk-İslam varlığı, her şeye rağmen dimdik ayakta. Yeni Cami, İshakiye Camii, Manastır Bedesteni, tarihî Postahane, Manastır Askerî İdadisi binası ve 1486 yılında Bosna Sancak Beyi Mustafa Paşa'nın inşa ettiği Mustafa Paşa Camii gibi bir çok Osmanlı eseri muhteşem mimari yapılarıyla asırlara meydan okuyor.

    Justinyan değil Fatih köprüsü

    Vardar Nehri'nin iki yakasını bağlayan taş köprü, Makedonların restorasyon projelerinde 'Justinyan' olarak adlandırılıyor. Oysa ki arşivler Makedonları tekzip ediyor. Çünkü sır gibi saklanan Osmanlı belgelerinde köprünün ismi 'Fatih Sultan Mehmet Köprüsü' olarak geçiyor.



  • 9 Ekim 2005
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
    Dünya
    | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
    Ramazan
    | Arşiv | Bilişim | Dizi

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED