AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Dünya ramazanlaşıyor

Müslümanların ekonomik, siyasal ve kültürel yüzleriyle, hayatı yaşanır kılmadaki kaynaklarının başında namaz ve oruç gelir. Onlar, Japonya'dan Amerika'ya kadar geniş bir alana yayılan İslam dünyasının ortak paydasıdırlar. Müslümanlar her gün namazla, yılda bir ay da oruçla gönül dünyalarında uzun yolculuklara çıkarlar. Fizikötesi dünyanın kapıları namaz ve oruçla açılır. Onlarla insanın görünen dünyasından önce görünmeyen dünyasını zenginleşir.

İç dünyası zengin olmayanların, dış dünyalarında ulaştıkları zenginlik, güçlü ülkelerin yol açtıkları savaşlarda açıkca görüldüğü gibi, kendilerine yarardan daha çok zarar getirir. Namaz ile oruç Müslümanların ruhsal ve bedensel sağlıklarının en önemli ve en büyük güvencesidir. Onlar, Müslümanların kendilerine yaptıkları, getirisi en yüksek olan yatırımdırlar. Namaz yalnızca Allah için kılındığı gibi, oruç da yalnızca O'nun için tutulur. İkisi birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Bir Müslüman ister Tokyo'da, isterse de New York'ta yaşasın düşünce tarzı gibi, yaşama tarzı da büyük değişiklik göstermez. Onların değişmez örnekleri, tutum ve davranışlarına bütün insanlığın ortak güzelliklerinin yansıdığı, başta Son Peygamber olmak üzere bütün peygamberlerdir. Peygamberlerin birbiriyle çatışmayan geleneklerini yaşatanlar, kendileriyle birlikte toplumlarını da dönüştürürler.

Geçen Cuma akşamı STV'de genel koordinatörlüğünü Rıdvan Kızıltepe'nin yaptığı ve program sorumluluğunu da Ömer Faruk Şentürk'ün yüklendiği "Dünya Ramazanlaşıyor" programına katıldım. Sunuculuğunu sırlar dünyasının kapılarını aralayan dizilerin ustası Reha Yeprem'in yaptığı programa, sanatcı Erdoğan Erkişi ilahi tarzı bestelenmiş eserleri, Hasan Lütfi Ramazanoğlu da okuduğu Kur'an ve Ezan'la ayrı bir renk, tad ve güzellik kattılar.

Namaz ve orucun insanı bir iklimden başka bir iklime taşıdığını bilenler, günde beş vakit namaz ve yılda bir ay oruçla yetinmeyerek, namazları geceye, oruçları da yıla yayarlar. Çünkü onlar iç dünyada yakalanan huzur ve mutluluğun doğal olarak, dış dünyaya da yansıdığını görürler. İslam'ın insana huzur ve mutluluk veren gücü, bütün boyutlarıyla hayatı anlamlı ve kolay kılmasından kaynaklanır. Geleneğe dayanan kültür, insanın eşya açlığından önce bilgi susuzluğunu giderir.

Namaz ve oruca, zamanlarının olmadığını söyleyenler, düşünmeye ve hayatı daha anlamlı kılmaya zaman ayıramadıkları için, iç dünyalarıyla birlikte dış dünyalarında da huzur ve mutluluğu hiçbir zaman yakalayamazlar. İslam bütün insanlığa herkesin anlayabileceği, evrensel bir dil ve eylemle seslenir. İki dünyada kurtuluşa erenler, ruhlarıyla birlikte bedenlerinin de gücünü ortaya çıkarmayı başaranlardır. Hayatı erdemli kılan, anlamı olan hayattır.

Namaz ve orucun belirli zamanları vardır. İnsanlar zamanın bilince namaz ve oruçla varırlar. İnanan insan zamanı değerlendirmenin ustasıdır. Zamana karşı duyarlılığını yitirenler, iki dünyayı birden yitirirler. Gelip geçen, sanıldığı gibi, zaman değil insandır. İnsan da zamanın sırrına namaz ve oruçla erer.

Zaman insanın değerlendirebileceği, geri dönüşü sözkonusu olmayan, kıyısız bir denizdir.

Zamanını değerlendiren, hayatını hem anlamlı, hem de ölümsüz kılar.

Ramazan günleri ölümsüzlüğü yakalama günleridir.


9 Ekim 2005
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED