AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
3 Ekim'de kazandıklarımız

'Toprak reformu' üzerine yazılmış bir kitabın ilk cümlesi şudur: " Hülyası olmasaydı, dünyada kimse çiftçilik yapmazdı."

Dünyadaki insanların üçte ikisine yakını çiftçilikle geçinir. Bunların çoğu sadece boğaz tokluğuna çalışırlar. Bu böyle olmakla beraber, pek az çiftçi başka bir iş yapmayı düşünür. Toprakla çalışmanın insana verdiği bir nimet vardır ki, onu topraktan ayırmaz. İşte o nimet, "hayâl kurmaktan" ibarettir.

Çiftçi, toprağa tohumu atarken kendi kendine hayâl kurar. "Buradan şu kadar mahsûl alsam, hava şartları iyi gitse, arızasız olarak mahsûlümü kaldırabilsem, ürün fiyatları artsa şuna satabilsem" diyerek bir hesap yapar ve aldığı sonuçtan o kadar mesuttur ki, dünyada daha mutlu bir kimse olamaz.

Hasat zamanı gelir. İstediği mahsûlü alamaz, istediği fiyatı bulamaz. Bütün hayâlleri yıkılmıştır. Üzülür ama bir gün sonra yeniden hayâl kurmaya başlar: "Daha gelecek yılın mahsulüne dokunmadık..."

Tekrar hayal kurmaya başlar: "Şu kadar mahsul alsam..."

Ne zaman Avrupa Birliği konusu açılsa bu cümleyi hatırlarım ve kendi kendime derim ki, Avrupa Birliği'nden beklentilerimize ait hülyamız olmasa ülkemizde pek az kimse buna taraftar olurdu.

Aynı yoldan geçenler ve başka hakemler

Avrupa Birliği'ne katılma yolunda başka ülkeler de aynı durumu yaşamışlardır. Dikkat edersek, bu birliğe katılmak için yıllarca hülya kuran ülkelerin çoğu aradıklarını bulamamışlardır. Onlar da yıllarca hayâl kurmuşlardır. Oraya üye olduktan sonra, memnun olmayanların adedi her geçen gün artmaktadır. Toplumun her kesiminde, Avrupa Birliği'ne girebildiğimiz takdirde neler kazanacağımız tartışılmaktadır. Her kesim, bu kazançlardan kendilerine bir pay düşeceğini hesaplamaktadır. İşsizler, iş bulma ümidinde, karakolda dayak yiyenler, artık bundan kurtulacağını beklemekte, çiftçi bol kredi alacağını ummaktadır.

Ancak vatandaşların böyle bir beklenti içerisinde olmasının faydalı mı zararlı mı olacağı iyice hesaplanmalı ve tartışılmalıdır.

Karşımızda bir tek Avrupa yok, birçok Avrupalı vardır. Bunlar Türkiye'nin üyelik için gerekli kriterleri yerine getirip getirmediğine karar verecek hakem durumundadırlar. Ancak bu hakemler demektedirler ki, oyunun bazı kuralları olduğu gibi benim koyacağım bazı ilâveler de olabilir. Bunların neler olduğunu zamanı gelince söylerim...

İki yoldan birisi

Bizim için iki yol vardır; ya böyle hakemlerin bulunduğu bir sahada oyunu terk etmek veya bu hakemlere rağmen oyunu kazanmaya çalışmak. İlk bakışta en akılcı yol işin başında bu yolu bırakmak gibi gelmektedir. Ancak işin başka bir yönü vardır ki, asıl önemli olan budur. Bu yolu bırakırsak, AB girmek hayalîyle avunanlar, hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Halkımızla beraber, hükümetimiz de, parlamentomuz da, devletin bütün organları da hayâl kurmaktadır. Hayal kurmanın verdiği bir çaba, bir itici güç vardır ki asıl faydalı olan da budur. Ancak, beklentiler marazi bir hülya haline dönmemelidir. Avrupalıların önümüze sürmek istediği öyle koşullar vardır ki, tartışması bile abestir. Öte yandan bunları tartışırken de bütün ümitleri kıracak bir üslûp kullanılmamalıdır.

İki gün önce Toroslar içinde bir köyde şahit olduğum bir olayı nakletmek isterim: Gittiğim köy, kiraz ve kiraz fidanı satarak geçimlerini sağlamaktaydı. Kahvede oturan köylü aynen şunları söyledi:

"Biz fidanları geçen yıl 6 milyon liradan satmıştık. Bu yıl dört liradan zor sattık. Avrupa Birliği'ne girdiğimiz zaman on milyon liradan satacağız." Ona bazı gerçekleri söylemek vardı ama "inşallah" demeyi tercih ettik. 3 Ekim günü bizim için ne zaferdir, ne de hezimet...

Yapabileceğimiz tek şey, hakeme rağmen oyunu kazanmak için soğukkanlılık ve sabırla gayret etmek. Bu yolda hiçbir kazancımız olmasa bile, hülya kurabilmemizin bize verdiği güç ve çaba bize yetecektir.


10 Ekim 2005
Pazartesi
 
CEVDET AKÇALI


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED