AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
Kanser soluyan illerin haritası

Akciğer zarı kanserine neden olan asbest ve erionitin bulunduğu alanların haritası çıkarıldı. Türkiye'de hastalığın görülme oranı dünya ortalamasından bin kat fazla.


Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi, asbest ve erionitle ilgili vakaların haritasını yayınladı. Erionit maddesi ile ilgili sağlık sorunları sadece Nevşehir'de görünürken asbestle ilgili vakalar Tunceli, Malatya, Adıyaman, Elazığ, Eskişehir illerinde yoğunluk kazanıyor.

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, Türkiye'de asbest ve erionite bağlı akciğer zarı kanserinin (Mezotelyoma) görülme oranının dünya ortalamasının bin kat üzerinde olduğunu söyledi.

Tuncer, asbest ve erionit maddelerinin kristal olduğunu ve volkanik alanlarda bulunduğunu belirterek, "Anadolu çok volkanik bir alan. Türkiye'de, erozyon nedeniyle bu maddelerin yer üstüne çıktığı ve insanlarla temasa geçtiği bazı yerler var" dedi.

Asbest ve erionitle akciğer kanseri arasında yakın bir ilişki bulunduğunu ifade eden Tuncer, tespit edilen riskli bölgelerde yaşayan vatandaşların iki tip tehlikeyle karşı karşıya bulunduğunu kaydederek, "Birincisi çok ciddi, yani köy veya kasabada asbest toprağın içinde bulunuyor. Yolları, kullanılan taşları, her şeyi asbestli. İkincisinde ise köyün kurulduğu yer asbestli değil, köylülerimiz badana ve sıva için bir kaynaktan bu asbestli beyaz toprağı alıyorlar. Eğer köy tümüyle asbestin içindeyse bu köyü taşımaktan başka çare yok. Taşımayla kullanılan tehlike söz konusuysa o kaynağı kapatıyoruz ve köyü rehabilite ediyoruz" diye konuştu.

Murat Tuncer, asbest ve erionit bulunan bazı bölgelerin SİT alanı olduğunu belirterek, buraların SİT alanı olmaktan çıkarılıp hemen kapatılması gerektiğini kaydetti.

Etkisini 20 yılda gösteriyor

Asbest ve erionitin etkisini göstermesinin uzun yıllar aldığına işaret eden Tuncer, "Bu, ortalama 20 yıldır. Mesela bir çocuk 5 yaşında bu maddelerle temasa geçmişse 30-35 yaşında etkilerini hissediyor. Ama, bu o bölgede yaşayan herkeste görüleceği anlamına gelmiyor. Bazı vücutlar daha dirençli bazıları ise daha hassas. Bütün bunları inceliyoruz. Genetik yapı bu konuda önemli bir etken" dedi.

Konuyla ilgili olarak yurtdışından değişik üniversitelerle birlikte çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Tuncer, akciğer zarı kanserinin genetik ve moleküler yapısı ile asbest ve erionitin, moleküler ve jeolojik yapısı üzerinde araştırmalar yaptıklarını söyledi.

Türkiye'nin yüzölçümünün yüzde 80'ini oluşturan merkezlerden gelen mezotelyoma vakalarının bulunduğunu ifade eden Tuncer, şunları söyledi:

"Ancak, bu durum bölgelerin tamamında mezotelyoma görülüyor anlamına gelmez. Yüzölçümü olarak asbest erozyonuna maruz kalan alan sadece yüzde 15'tir. Türkiye'de asbest ve erionite bağlı akciğer zarı kanserinin görülme oranı dünya ortalamalarının bin kat üzerindedir. Ülkemizde şu ana kadar görülen 150 vaka var. Biz bunları özel kayıt sistemiyle inceliyoruz. Ama bu kanser türü Türkiye'de görülen diğer kanser türlerine göre çok az bir orana sahiptir."

  • ANKARA (AA)



  • 11 Ekim 2005
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
    Dünya
    | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
    Ramazan
    | Arşiv | Bilişim | Dizi

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED