AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
K Ü L T Ü R
iki eleştiri...

Ergun kardeşim, halis gazeteci grubundandır.. üstelik gazete mutfağının ustalarındandır. Babıâli'de gazete çıkaracak müteşebbise veya patrona evvelâ onun adını verirler.. böyle olmasının, onun dil mevzuunda yanlış veya eksik fetva vermesine engel olmadığı anlaşılıyor.. 21 Eylül 2005 tarihli Tercüman'da (kin ve garez) kelimelerinin birarada kullanılamayacağına dair beyan ettiği fikrin pratikte ve fiiliyatta geçerli olmadığını kendisine hatırlatmak isterim.. evet sağlam üslup sahipleri, anlamları aynı olan iki kelimeyi aynı cümle içinde, aynı vazifeyi vererek yanyana kullanmaktan kaçınırlar.. ama, herzaman değil!.. bazen tıpatıp, yahut motomot aynı mânâya gelen iki kelimenin peşipeşine kullanılışı, ifadeye bir kuvvet katabilir.. esasen aynı anlamı taşıdığını düşündüğümüz iki kelime arasında çoğu zaman bazı ince farklar mevcut olabilir.. o takdirde ikisinin birarada sarfedilişi maksadın daha mükemmel, daha edebî anlatılmasına yarayabilir.. aynı mânâya gelen iki kelimenin peşipeşine kullanılmasından geçtim, bazen bir kelimenin kendi kendine aynen tekrarlanması bile güçlü bir anlatıma ve etkin bir uslûba hizmet edebilir.. birşey daha söyleyeyim: Ahmet Vardar, gazeteciliğe polislikten gelme olduğu için, halk dilini kitabîlikten sıyrılamayan kişilerden daha başka, daha güzel kullanması pek muhtemeldir..

Ergun kardeşim bana inanmazsa Son Asır Türk Şairleri isimli eserin müellifi İbnülemin Mahmud Kemal'in kitabındaki bir cümleyi ona hatırlatayım: "Kimse hakkında kin ve garez beslemezdi." (M.Kanar: Etimolojik Osmanlıca Sözlüğü - garez maddesi).

Demek ki büyük tarihçi bu kelimeleri sarfederken Ergun Kaftancı kadar titiz davranmamış..

40 yıl evvele ait yanlışlar...

Orhan Birgit birkaç gün evvelki Cumhuriyet'te şöyle yazmış: "27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinde, Ankara Savcısı Hayri Mumcuoğlu'nun çekmecesinden üstü boş; altında savcının imzası hatta mührü olan tutuklama yazıları çıktı. Bunlar o dönemde gazeteciler için kullanılıyordu. Rahmetli Mumcuoğlu, önce YTP kontenjanından Kurucu Meclis'e üye oldu. Daha sonra da DYP ve arkasından CHP'den Tekirdağ Senatörü....."

Hazreti, hafızası adamakıllı yanıltmış.. evvelâ: Kurucu Meclis 1961 seçimlerinden evvel kurulmuş bir kurumdur.. sonra efendim DYP senatörü demek mümkün değil; DYP 1980'den sonra kurulmuş bir partidir. Senatörlük ise 1980'den evvele ait bir temsiciliktir..

Sayın Birgit'in "Kıbrıs Türktür Cemiyeti"nde o günün şartları içinde hayırlı hizmetleri olduğunu işitiriz.. en azından halis niyetle çalışıldığına şüphe yoktur. Haydi Sayın Birgit yanıldı ve öyle yazdı.. gazetenin kontrol ve düzeltme mekanizması yok mudur?




24 Ekim 2005
Pazartesi
 
OSMAN AKKUŞAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan
| Arşiv | Bilişim | Dizi

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED