AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Hiç kimseden zulme alkış beklenmemeli...

Önceki yazımızda Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'ndeki felaketler konusunda bazı kişilerin "ABD bunu hak etti, bu kadar zulüm ve haksızlık karşılıksız kalacak değil ya!" anlamında bir tavır takındıklarına dikkat çekmiştik. Bazı okuyucular haklı olarak ABD'deki felaketlerle Amerikan yönetiminin izlediği politikalar arasında ilgi kurulmasının yanlışlığına işaret ederek kurgunun yanlışını hatırlatmaya çalıştılar.

İnsan davranış ve eylemleriyle doğal olaylar arasında nasıl bir ilişkinin olduğu, daha doğrusu bir ilişkinin olup olmadığı kadim bir tartışma konusudur. Bir bölge veya şehirde yaşayan insanların davranışlarının ahlaki ve dinsel boyutu ile onların yaşadıkları yerin doğal hareketleri ve olayları arasında bir ilişki var mı? Daha açık ifade etmek gerekirse mesela deprem veya doğal bir afete maruz kalan bölgede yaşayan insanların davranışları bu olay üzerinde herhangi bir etkiye sahip midir?

Objektif şartlarda böyle bir ilişkinin ne iddia edilmesi, ne de kanıtlanması imkanı yoktur. Zira evrenin hareketleri ve yeryüzü olayları insan iradesinin dışındadır. Bununla ilgili ahlaki ve dinsel yorumlar, sadece bir yorum ve bir değerlendirme olarak görülebilir.

ABD yönetiminin takip ettiği politikaların sebep olduğu zulümler ve haksızlıkların Amerika kıtasında veya dünyanın başka bir yerinde bir yeryüzü hareketine yol açtığını iddia etmenin hiçbir şekilde sağlıklı bir açıklama olmadığını herkes yakından biliyor. Bizim işaret etmek istediğimiz husus burası değil. Elbette ki Katrina veya Rita kasırgalarıyla ABD yönetiminin Afganistan, Irak ve başka yerlerdeki zulüm ve haksızlıkları arasında bir ilgi yoktur. Hiç kimse ABD'nin zulmü ne kadar artarsa o kadar doğal felakete maruz kalır, veya zulüm ve haksızlık yapmayan asla bu tür felaketlere maruz kalmaz demek istiyor değil.

Söylemek istediğimiz bu tür olaylara halkın veya halkın önemli bir kesiminin bakışına dikkat çekmekti. Halk katlarında ABD'nin mazlum insan ve toplumlara karşı uyguladığı haksız ve adaletsizlikler tasvip edilmemekte ve eleştirilmektedir. Bu sadece Türkiye'de veya bu haksızlıklara maruz kalan ülkelerde değil buna ortak olan ülkelerde bile söz konusudur. Mesela ABD'nin politikalarına karşı toplum katlarında Avrupa ülkelerinde çok ciddi tepkiler gelişmiş ve Irak'a yönelik saldırılar protesto edilmiştir. Avrupa ülkelerini bir yana bırakalım bizzat ABD'de de dahi toplumun önemli bir kesimi Başkan Bush'un saldırgan politikalarına karşı çıkmış ve gösteriler yapmışlardır. Hatta yönetim katlarında etkili pozisyonlarda bulunan bazı görevliler bile buna karşı çıkmışlardır.

Ne var ki kitleler ABD'nin politikalarına karşı çıksa bile sonucu değiştirme gücüne sahip değiller. İktidardakiler yine bildikleri gibi hareket etmekte ve zulümler icra edilmektedir. Bu gelişme karşısında sıradan insanın yapacağı ne olabilir?

Bu noktada insan bir haksızlığı eliyle, diliyle önleyemiyorsa ancak buğz edebilme imkanına sahiptir. Hiç olmazsa kalbiyle bu haksızlığa karşı tepkisini ortaya koymakta ve bunun bir haksızlık olduğunu ifade etmekten geri durmamaktadır.

Bizim dikkat çektiğimiz bu noktadaki vatandaşın tavrı idi. Bu tavrın arka planında şöyle bir kabul söz vardı: Hiçbir haksızlık ve zulüm ilelebed devam edemez. Zulüm payidar olamaz!

Bu aslında bir temenni, bir talep ve istektir de.

"Zulüm payidar olamaz", demek zulmün olmayacağı anlamına gelmez zulmün olmaması gerektiği, zalimlerin ayakta durmaması gerektiği arzu ve beklentisini ifade eder.

ABD'deki doğal felaketlerin yönetimin takip ettiği zalimce politikalara bağlanması, aslında zulme, adaletsizliğe, haksızlığa ve gücün pervasızlıklarına bir tepkinin ifadesidir.

Hiç kimse İran veya Endonezya'daki depremlerin burada yaşayan halkın eylemleriyle ilgili olduğunu iddia etmiş değildir. Ama bu depremlerden insanların çeşitli dersler çıkarması, bir ibret olarak görülmesi bir yorum ve değerlendirme yapması mümkündür. İnsanların doğal olaylara atfettikleri anlam ve yorumun arka planında anlamlı ipuçlarını bulunabilir.

Sözün özü şu: ABD'nin takip ettiği adaletsiz, haksız ve pervasız politikalar herkesin tepkisini çekiyor. Bu politikalar karşısında hiçbir şey yapamayan insanlar, ABD'nin son zamanlarda maruz kaldığı felaketleri, yıllardır herkesin itirazına rağmen uyguladığı zulmün ve adaletsizliklerin bir faturası olarak görmektedir. Objektif olarak bunu ne iddia etmek ne de kanıtlamak mümkün ancak kamuoyunun vicdanı ve tepkisi kenara atılacak bir şey değil. Zulme kimsenin alkış tutması beklenmemeli...


27 Ekim 2005
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED