AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bir yarışma başladı

Başlayan, eli kalem tutan ve kozasından çıkmak için bir fırsat kollayan yetenekli gençlere yönelik, mı'sı zayıf, "Yazar mısın" yarışması.

Kafası çalışan, ülkesine ve dünyaya faydalı olma gayreti içindeki bir adamın, Erdal Demirkıran'ın koordinatörlüğünde organize edilen bir yazarlık yarışması bu.

Mı'nın fukara oluşu, yalnızca estetik bir kaygıdan kaynaklanmıyor; 'yazarsın' demeye geliyor.

Kasıt bundan başka bir şey değil.

"Elbette yazarım" diyenlerin katılabileceği bir yarışma.

Daha önce bir kitabı yayınlanmamış ve 16 yaşından gün almış eli kalem tutan herkese açık.

Deneme, mizah, hikâye, şiir ve roman olmak üzere beş kategoride düzenleniyor.

Her dalda ilk üçe girenlere altın, gümüş ve bronz kalem armağan edilecek ve ayrıca ilk 10'a giren eserler telif ücreti ödenerek kitap hâlinde basılacak.

Değerlendirme her dalda ayrı seçici üst kurul tarafından yapılacak.

SEÇİCİ ÜST KURUL

Deneme: Ayşenur Yazıcı, İskender Pala, Mehmet Barlas, Mim Kemal Öke, Rahim Er.

Mizah: Feyhan Güver, Mehmet Şeker, Metin Üstündağ, Muzaffer İzgü, Zeki Kayahan Coşkun.

Hikâye: Adnan Özyalçıner, Necati Tosuner, Nedim Hazar, Nilüfer Kas, Sulhi Dölek.

Şiir: Hancı, Hilmi Yavuz, Nurullah Genç, Sunay Akın, Turgay Fişekçi.

Roman: Cezmi Ersöz, Güler Kazmacı, İpek Ongun, Sadık Yalsızuçanlar, Yavuz Bahadıroğlu.

Son katılma tarihi: 21 Haziran 2006.

Değerlendirme sonuçlarının açıklanacağı tarih: 9 Aralık 2006.

Yarışma şartları ve sözleşme kitapçılarda satılan "Yazar mısın" kitabı içinde yer alıyor.

UZUN BİR KUYRUK

Birkaç sene önce, büyük bir otelin önünden geçerken, uzun bir kuyruk görmüştüm.

Televizyonlarda yayınlanan ses yarışmalarından birine katılmak isteyenler neredeyse birbirini eziyordu.

Yarışma adayları otelin dışına taşmış, bir kilometre boyunca uzayıp gitmişti kuyruk.

O furya esti geçti.

Belki arada bir tekrarlanır.

Ancak bu yazarlık yarışmasını onlara benzetmek pek doğru olmaz sanıyorum.

Her şeyden önce o kadar çok katılacak yazar adayı bulunmaz.

Keşke benzer bir izdiham yaşansa da hep beraber şaşırsak.

"Türkiye yazıyor yahu" diye bağırsak.

Geçen akşam aynı otelde seçici kurul üyeleri ve basın mensuplarıyla bir iftar yaptık ve bu yarışmanın düğmesine basmış olduk.

ARA GAZ

Erdal Demirkıran, bahsettiğim kitabın sayfalarında çok güzel 'ara gaz' vermiş...

- Belki yıllar sonra senin için;

"Yazarlık hayatına bir yazarlık yarışmasına katılarak başlamış. İnanabiliyor musun? O zaman dereceye bile girememiş; ama pes etmeden, hiç yılmadan yıllarca çalışmış ve ancak sekizinci kitabından sonra anlaşılabilmiş" diyecekler...

- Belki yıllar sonra bir gün, karamsarlığa düşmüş arkadaşını teselli etmeye çalışan bir insan seni örnek göstererek, "O çaresiz bir zamanında yazarlık yarışmasına katılarak başlamış yazarlık hayatına. Onbinlerce kitabın arasından birinci seçilmiş ve altın kalem ödülü almış. Hadi toparlan! Mutlaka senin de yapacağın bir şeyler vardır" diyecek.

- Kitap almaya gittiğinde bir imza gününe denk gelmiştin ya hani? Hani içinden geçmişti; "Keşke" demiştin, "Keşke benim de bir kitabım olsa."

Senin de bir kitabın var artık. Şimdi lütfen kitabını bizim için imzalar mısın?

O SES

Katılmayı düşünenlere benim de iki

çift sözüm var:

Kalemle kâğıdın hışırtısına kulak verin.

Dr. Jivago'nun dolma kalemle yazdığı sahneyi gözünüzün önüne getirin.

Gecenin sessizliğinde o sese vurulmalı, âşık olmalısınız.

Bir yüzücünün kulaç, direksiyondaki bir F1 yarışçısının motor sesinden aldığı hazzı, siz de o sesten almalısınız.

Kalemden çıkan mürekkep, kâğıt üstünde harflere, harfler kelimelere dönüşürken siz de kelimelerle beraber uçmalı ve "Niye ikinciliğe razı olayım ki!" demelisiniz.


EKMEK VE GAZOZ

Trafikte yol verdiğiniz bir sürücünün, elini kaldırıp nazikçe teşekkür etmesinin, insana güzel duygular yaşattığını anlatmış ve bunun "aldığınız beş puan" olarak değerlendirilebileceğini söylemiştim.

Bir okurumuz aldığım o beş puanlar ne işe yarayacak diyor.

Bakkala gidip gazoz, fırına gidip ekmek alamayacakmış o puanlarla.

Doğru, ekmek ve gazoz alamazsınız.

Topladığınız puanlar size medeniyet olarak geri dönecektir.

Sadece medeniyet.

Bir de şu var: Sürücüler arasında sinir harbi yerine saygı ve nezaketin yaygınlaşmasını sağlar o alınan beş puanlar.


HAYAT

Bir yere yetişmek zorundaysan, bütün ışıklar kırmızı.


27 Ekim 2005
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED