AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Washington izlenimleri

Başbakanlık basın danışmanı Ahmet Tezcan'a bir uyarım var: Bir dahaki sefere Amerika'ya girerken ezberini bozması gerekiyor. Aksi halde başına iş açılabilir...

Yaklaşık iki yıl önce, Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretini izlemek üzere Washington'a gittiğimizde, Tezcan, gümrükten kolay geçme formulüyle hepimizi güldürmüştü: "Beni sorgulayan görevliye önce senin adını anıp 'Ben ondan nefret ederim' dedim, sonra da o sıralarda hâlâ, 'Göreceksiniz Amerika bütün dünyayı hizaya getirecek' diye yazan birini işaret edip, 'Onu da çok seviyorum' dedim, adam sorgusuz-sualsiz beni içeriye aldı..."

Uyarım şu: Bir daha Washington'a yolu düştüğünde aynı şekilde davranmaya kalkarsa, Amerikalı görevliler kendisini kapıdan döndürebilir... ABD'de dengeler altüst olmuş durumda: "Seviyorum" dediği kişiler artık burada sevilmiyor... Eğer kulağıma gelenler doğruysa, Bush bile, ABD'nin gücünü abartıp başını Ortadoğu'da derde sokanlara lânet yağdırıyormuş...

Acaba Bush şu günlerde beni hatırlıyor mudur?

Hiç değilse sizler hatırlayacaksınız. ABD Başkanı, NATO Zirvesi öncesi resmî ziyarete geldiğinde, Topkapı Sarayı bahçesinde onuruna verilen yemeğe katılanlar arasında ben de vardım. Kendisiyle tanıştırılınca ayak üzeri biraz sohbet de etmiştik...

Hatırladınız mı? O sohbette, açtığı savaşa itirazımın 'Amerikan karşıtı' olmamdan kaynaklanmadığını, Irak'a seferinin başarısızlıkla sonuçlanacağına inandığımı söylemiştim. "Göreceksin" demişti bana Bush, "Bundan sonra her şey daha iyi olacak..." Sohbetimiz, benim, "Hiç sanmıyorum" ters cümlemle noktalanmıştı.

Eğer Bush hatırlıyorsa, "Yahu, İstanbul'da tanıştırıldığım adam bana bugünleri haber vermişti" diye aklından geçiriyordur...

Irak'ta hayatını kaybeden Amerikan askerlerinin sayısı 2000'i buldu. Kaç Iraklı'nın öldüğünün hesabını yapan yok. Amerikalı gençler üniforma fiyakasıyla birlikte kısa yoldan para kazanacaklarını umarak orduya katılıyorlardı; şimdi ise ölmeye gittiklerinin farkındalar. Üniforma fiyakasını kendi ülkesinde bile yaşayamıyor Amerikalı genç; tepki göreceği kaygısıyla grup halinde dolaşabiliyor ancak... Savaş aleyhtarlığı akla gelmeyecek boyutlarda...

Uzun bir süre Kongre'de istediğini yaptırabiliyordu Bush; bizde "Odunu aday gösterse seçtirir" denir ya, aynen öyle, kimi istese atamasını Kongre'den geçirebiliyordu. Hatta, BM'ye büyükelçi atadığı John Bolton için "Kongre'nin onayına lüzum yok" diyebilmişti. Eric Edelman'ın savunma müsteşar yardımcılığına getirilmesi de 'by-pass' yöntemiyle sağlanmıştı. Şimdi sıkıysa bunu yapabilsin bakalım...

İstifa eden Yüksek Mahkeme üyeliğine Harriet Miers adlı bir kadın yargıcı aday gösterdi Bush. Herkes, "Ataması çok kolay olacak" diyordu en başlarda, ancak Bush'un partisinden senatörlerin itirazları o raddeye vardı ki, kadın aday, "Ben yokum" demek zorunda kaldı; hem de Bush'a önceden haber verme nezaketi göstermeden... Amerika'nın içine düştüğü siyasî durum, Bush ve adamlarının hareket alanını iyice kısıtlıyor bugün...

Bundan bir adım sonrası Bush'un koltuğunu kaybetmesidir... İş oraya doğru gidiyor... Yardımcısı Cheney'in bazı adamları "İsrail'e casusluk" iddiasına muhatap; Cheney'in başka bazı adamları kamuoyunu yanılttığı için soruşturma geçiriyor. Bush'u Bush yapan ve verdiği taktiklerle ikinci kez kazanmasını sağlayan Karl Rove da topun ağzında; kendi kellesini kurtarmak için Rove'u kurban verebilir Bush... Buna rağmen kendi kellesini kurtarabilir mi? Kuşkuluyum...

Amerikan siyasetini içeriden izleyen bir dostum, soruşturmayı yürüten bağımsız savcı Patrick Fitzgerald'ın, bir gazeteye, "Kamuoyuna yalan söyleyenlerle İsrail adına casusluk yaptığı iddiasına mâruz kalanlar aynı güdülerle hareket ediyor" dediğini aktardı. Şu hüküm cümlesini ekleyerek: "Eğer o iki uç birleşirse, buradaki bütün dengeler tepetaklak olur..."

Bu konuların konuşulduğu bir ortamda, bildiğini zanneden biri, "Bush'a bir şey olmaz" deyiverdi. Bir-iki kişi suçlanır, ama Bush'u kimse hedef almazmış... Kendisine derhal yapılan şu itiraz benim de görüşümü yansıtıyor: "Monica Lewinsky olayı yüzünden Bill Clinton koltuğunu az kalsın kaybediyordu; burada ise Amerikan sisteminin 'Asla' diye yasakladığı her şeyin çiğnenmesi söz konusu. Yalan-dolanla gidilen bir savaş, ölümüne sebep olunan binlerce Amerikan genci, çarçur edilen paralar... Bush siyasî idam mangası önüne çıkmaktan kurtulamaz..."

Amerika'da savaş karşıtlığı yükseldikçe Amerikalılar da rahatlıyorlar; son müşahedem bu. Daha önce, şimdikine benzeyen ortamlarda, "El Kaide saldıracak" gazı ortaya atılıp alarm zilleri çaldırılır, kamuoyu derhal savaş moduna girerdi. Ortam iyice savaş ve Bush karşıtı oldu diye, bu defa, gerçekten 11 Eylül türü büyük bir terör eylemiyle karşılaşabiliriz endişesindeyim...

Ahmet Tezcan uyarımı ciddiye alsın; kapıdan döndürülmesini istemem çünkü...


29 Ekim 2005
Cumartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED