AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
Yargıda yetki tartışması

Yargıtay Başkanı Arslan, "üyeleri hukukçu değil, gerekçeleri geç yazıyorlar" diyerek, Anasaya Mahkemesi'nin Yüce Divan ve partilerle ilgili görevlerinin kendilerine verilmesini istedi.

  • EVİN GÖKTAŞ / ANKARA
    Adli yılın açılışı, yargı organları arasında "yetki" tartışmasıyla başladı. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, devletin zirvesi ile tüm yargı kurumlarının başkanlarının katıldığı yeni adli yıl açılış töreninde, Anayasa Mahkemesi'nin bazı görev ve yetkilerinin kendilerine devredilmesini isterken, "Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin tamamı hukukçu olmadığı gibi, hukukçu olanların tamamı da cezacı değildir" dedi. Bu sözlere tepki gösteren Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç da, Arslan'ın sözlerini, "Anayasa Mahkemesi'ne saldırı" diye niteledi ve Mahkeme'nin buna cevap vereceğini söyledi.

    2005-2006 Adalet Yılı'nın başlaması dolayısıyla Yargıtay'da düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan ile çok sayıda bakan ile askeri ve yüksek yargı organlarının başkan ve üyeleri hazır bulundu.

    Yüce Divan bize verilsin

    Yüce Divan görevinin Anayasa Mahkemesi'nden alınarak Yargıtay'a verilmesini isteyen Arslan, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleri ile diğer yüksek mahkemelerin başkan ve üyelerinin, kişisel suçlarından ve özel hukuktan kaynaklanan davalarına bakmak görevinin Yargıtay'a ait olduğunu bildirdi. Arslan, Yüce Divan yetkisinin daha önce Anayasa Mahkemesi'ne verilmiş olmasının, bu yanlışlığın sürdürülmesine gerekçe olamayacağını kaydetti.

    Anayasa Mahkemesi'nce hazırlanan anayasa değişikliği taslağının kendilerinden gizlendiğini de ileri süren Arslan, "Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanan taslak, Yargıtay ile diğer yüksek mahkemelere verilmemiş ve özellikle görüşmeler gizli yürütülmüştür" dedi.

    Yargıtay Başkanı, "Konu, kamuoyuna 'yüksek mahkemeler arasında kavga, çatışma ve çekişme' olarak sunulmamalı" diye konuştu.

    Anayasa Mahkemesi'ne TBMM tarafından üye seçilmesinin, mahkemenin siyasallaşması tartışmalarına neden olacağını ifade eden Arslan, batılı bazı ülkelerde varolan bu uygulamanın Türkiye'de olumlu sonuç vermediğini savundu.

    Hukukçu olmayan üyeler var

    Konuşmasında Anayasa Mahkemesine değişik cephelerden eleştiriler yönelten Arslan, Anayasa Mahkemesi'nde hukukçu olmayan üyelerin görev yaptığını belirterek, şunları söyledi: ''Ceza yargılaması ve adil yargılama için öngörülen temel koşullar, Anayasa Mahkemesi'nde bulunmamaktadır. Yüce Divan, ceza yargılaması yapan bir mahkemedir. Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin tamamı hukukçu olmadığı gibi hukukçu olanların tamamı da cezacı değildir. Hukukçu olmayan üyelerin ceza yargılaması yapması, adil yargılanma hakkına açıkça aykırıdır."

    Siyasi parti davalarına da bakmasın

    Yargıtay Başkanı Arslan, Anayasa'nın 69. maddesi değiştirilerek siyasi partilerle ilgili davalara bakma görevinin Yargıtay'a verilmesini istedi. Arslan, "Siyasi partiler tüzel kişiliği olan kuruluşlardır. Siyasi partilerin kapatılması ile ilgili davalar adli yargı davalarıdır. 1961 Anayasası yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu davalara Yargıtay'da bakılmıştır. Siyasi partiler ile ilgili davalarda iki dereceli yargılama, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Bu davalara Yargıtay'da ilk derece mahkemesi olarak bakılmalı, temyiz incelemesi Hukuk Genel Kurulu'nda yapılmalıdır'' dedi.

    Anayasa yeniden yazılmalı

    Yapılan değişikliklerle Anayasa'nın ''yamalı bohça'' haline getirildiğini öne süren Arslan, Anayasa'nın yargıyla ilgili bölümünün yeniden düzenlenmesine Yargıtay olarak destek vereceklerini ilan etti. Arslan, " Bütünüyle yenilenmediği taktirde Anayasa'nın yargı bölümünde değişiklik yapılması gerekli görülmektedir'' dedi.

    Anayasa Mahkemesi'nden resepsiyona boykot

    Yargıtay Başkanı Osman Arslan'ın, Adli yılın başlaması dolayısıyla Devlet Konukevi'nde verdiği resepsiyona, Anayasa Mahkemesi üyeleri katılmadı. Resepsiyona Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı
    Binali Yıldırım, Yargıtay başkanvekilleri Osman Şirin ve Mehmet Handan Surlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Yargıtay ve Danıştay'dan daire başkanları, üyeler ve diğer davetliler katıldı.

    İşte yargıyı karşı karşıya getiren taslak

    Yargıtay Başkanı Osman Arslan'ın dünkü konuşmasında hedef aldığı Anayasa Mahkemesi'nin yapısı ile ilgili değişiklik taslağında, yüksek mahke-meye AİHM modeli bir yapılanma öneriliyor. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'ın başkanlığında bir komisyon tarafından hazırlanan taslakta, Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu hakkı getiriliyor. Yüksek mahkemede göre yapan üyelerin sayısını 11'den 17'ye çıkaran taslakta, bireysel başvuru hakkı öngörülüyor. Taslağın hayata geçmesi halinde, üyelerin emeklilik yaşı 65'ten 67'ye yükselecek. İki daireden oluşacak olan yüksek mahkemede, yedek üyelik kaldırılacak ve üyelik süresi 12 yıla uzatılacak.

  • EVİN GÖKTAŞ/ ANKARA

    Yüce Divan yargılamaları Yılmaz'ın davası ile başlıyor

    Yeni adli yılla birlikte Yüce Divan davaları da başlıyor. Yüce Divan'da ilk olarak yarın eski Başbakan ve ANAP lideri Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Taner'le ilgili yargılama yapılacak. 13 Eylül'de eski Enerji Bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan, 15 Eylül'de Hüsamettin Özkan ile Recep Önal, 20 Eylül'de Yaşar Topçu, 22 Eylül'de de Koray Aydın'ın duruşmaları yapılacak.

    Özok: TBMM, Anayasa Mahkemesi'ne üye seçsin

    Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, yeni dönemde Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılması konusunun tartışılacak konuların başında olacağını belirterek, TBMM'nin Anayasa Mahkemesi'ne üye seçmesi gerektiğini söyledi. Adli yılın açılışı dolayısıyla Yargıtay'da düzenlenen törende konuşan Özok, "Anayasa Mahkemesi yargıçları, kararlarının gerekçelerinde anayasal siyaset yapabilme haklarına ve özgürlüğüne sahiptirler" dedi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamının veya bir kısmının yasama meclisi tarafından seçilmesinin Avrupa'da yaygın bir şekilde uygulandığını, üyelerinin tümünün halk tarafından seçildiği TBMM'nin, Anayasa Mahkemesi'ne üye seçmesinin Yüksek Mahkeme'nin demokratik meşruiyetine güç katacağı kanısında olduklarını anlatan Özok, "Ancak, TBMM'nin oluşumu halk iradesini ne kadar doğru yansıtabilirse, TBMM'nin Anayasa Mahkemesi'ne üye seçmesi de o kadar sorunsuz ve sağlıklı olabilecektir" dedi.

    Kılıç: Bu sözler Anayasa Mahkemesi'ne saldırıdır

    Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Osman Arslan'ın Anayasa Mahkemesi'ne yönelik sözlerini "Anayasa Mahkemesi'ne yapılmış bir saldırı" olarak nitelendirdi. Yargıtay'da düzenlenen törenden ayrılırken soruları cevaplayan Kılıç, "Herkesin olduğu gibi sayın başkanın da düşüncelerini açıklama ve ifade etme özgürlüğü vardır. Yüce Divan konusunun çok yoğun bir şekilde devam ettiği bir süreçte Sayın Yargıtay Başkanı'nın, sanıkların belki de güvenini, olası bir ihtimalle güvenini sarsıcı birtakım açıklamalarda bulunmalarını çok talihsiz ve sorumsuz bir konuşma olarak niteliyorum. Bu konuşmayı Anayasa Mahkemesi'ne yapılmış bir saldırı olarak niteliyorum" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada ise, başkanın sözlerinin talihsizlik olduğu belirtildi. Açıklamada, "Yargıtay Başkanı'nın adil yargılama hakkı konusunda kamuoyunda kuşku yaratacak biçimde beyanda bulunması temsil ettiği makamın ağırlığı ve sorumluluğuyla bağdaştırılamamıştır" denildi.

    'Din düşmanı demek de dinci demek de yanlış'

    Yargıtay Başkanı Osman Arslan, laiklik konusundaki görüşlerini de dile getirdi. Laikliğe yeni bir açılım getiren Arslan, devletin temel niteliklerinden birisinin laiklik olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: ''Laiklik, dinin devlet işlerine, devletin ise din işlerine karışmaması, her ikisinin birbirinden ayrılması anlamına gelir. Laik devlette, yöneticiler dini, din adamları da devleti yönetemezler. Devlet bütün dinlere ve mezheplere karşı aynı mesafededir. Tüzel kişi olan devletin, dini olamaz. Din ve inanç, gerçek kişilere özgüdür. Halkımızın kutsal din duygularını kötüye kullanarak, laikliği dinsizlik olarak göstermek ne kadar yanlış ise Cumhuriyet'e, Atatürk ilkelerine bağlı olan ve dini gerekleri yerine getiren kişileri dışlamak ve çeşitli sıfatlarla nitelendirmek de o kadar yanlış bir davranıştır. Laikliğin koruyucusu yargıdır, Yargıtay'dır."

    Yargı-MİT-Çakıcı ilişkilerine cevap

    Başkan Arslan, Yargıtay'a yönelik eleştirilere de tepki göstererek, Yargıtay'ın, MİT ve bir organize suç örgütü lideriyle işbirliği yaptığı ileri sürülerek, bu konunun manşetlere taşındığını hatırlattı. Alaaddin Çakıcı hakkındaki dava süreci hakkında da bilgi veren Arslan, Çakıcı dosyasıyla ilgili özel bir işlem yapılmasının söz konusu olmadığını belirterek, şöyle devam etti: ''İşbirliği ve ilişkiden söz edilebilmesi için suç örgütü liderinin korunması, onun yararına bir işlem yapılması veya onunla birlikte bir iş yapılması gerekir. Suç örgütü liderinin aleyhine karar veren bir kurumun onu koruduğu, himaye ettiği, onunla işbirliği yaptığı ve ilişki içinde olduğu kabul edilebilir mi? Böyle bir iddiayı akıl ve mantık kabul eder mi? Bu tür bir iddia, hangi vicdana sığar?"



  • 7 Eylül 2005
    Çarşamba
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED