AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Aziz Çelik'ten güzel bir sendikacılık hikayesi

Birgün gazetesinden Aziz Çelik'in "Devlet kesesinden sendikacılık" adlı yazısı (1 Eylül) bana göre pek çok açıdan öğreticiydi...

Çelik dikkatimizi çekmese, kamu çalışanları sendikaları ile hükümet arasında yürütülen "toplu görüşmeler"(!) sonucunda açıklanan (KESK'in muhalefet şerhi koyduğu) mutabakat metninde yer alan ve dünya sendikacılık tarihine girmeyi fazlasıyla hakeden "4. madde"den haberimiz olmayacaktı.

Söz konusu madde şöyle:

"Sendika üyesi olan personele sendika aidatlarından kaynaklanan kayıplarını telafi amacıyla aylık 5 YTL ilave ödeme yapılmasını sağlayacak düzenlemeye gidilmesi."(!)

Maddenin sonuna niçin mi ünlem?

Aziz Çelik açıklasın:

"Evet, yanlış okumadınız. Sendika üyelerinin aidatları doğrudan devlet (kamu çalışanlarının işvereni) tarafından ödenecek. Böylece ülkemiz çalışma ilişkileri yeni bir kavramla tanışmış oldu: aidat yardımı / ödeneği. 2005 toplu görüşmeleri sendikacılık tarihine bu yönüyle geçecek."

Bu yenilik Kamu-Sen ve Memur-Sen'in teklifi sonucunda getirilmiş. KESK düzenlemeye karşı çıkmış.

Aziz Çelik, bu tuhaf mı tuhaf yeniliği hukuksal açıdan da değerlendirmiş: "Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 20. maddesine göre, 'Sendika ve konfederasyonlar kamu makamlarından maddi yardım kabul edemez, siyasi partilerden maddi yardım alamaz ve onlara maddi yardımda bulunamazlar.' Mutabakat metninde aidat yardımı kamu makamları tarafından yapılan bir maddi yardımdır ve yasaya açıkça aykırıdır."

İşin bir de "sendikacılık" açısından değerlendirilmesi var tabii ki...

Çelik bu konuyu da güzel açıklıyor:

"Yasa hükmü bir yana; böyle bir uygulama sendikacılıkla hiçbir şekilde bağdaşmaz. Sendikaların olmazsa olmaz özelliklerinden biri işverenlerden bağımsız olmalarıdır. İşverenden maddi yardım alan sendika, sendika değildir. Kamu sendikalarının işvereni de devlettir. Güdümlü sendikacılığın çok sayıda dolaylı örneğine tanık olduk ama ilk kez işverenin sendika aidatlarını ödeyeceği bir sendikacılık sistemine geçilmiş oldu. Bundan böyle bütçe kalemlerinden biri de sendika aidatları olacak. Bu düzenleme sendikaların devlet dairesi haline getirilmesi yönünde atılmış bir adımdır."

Bu düzenleme ülkede sendikacılığa-sendikal hayata ilişkin "hâkim görüş" açısından apaçık bir "samimiyetsizliği" de sergiliyor. Bir taraftan sendikaların ömrünü çoktan tamamladığı tezini tekrarlayacaksınız, ama sıra "sendikacılar" açısından (yani çalışanlar açısından değil) son derece büyük bir öneme haiz olan "aidatlar" meselesine gelince "tezinizi" tez elden unutup masanın öbür ucunda oturanları memnun etmek için bir takım "formüller" bulmaya çalışacaksınız...

Buna ilkeli, "dürüst bir toplu pazarlık" denilebilir mi?

"İşveren kesesinden sendikacılık" olarak adlandırılabilecek bu tatsız dosyayı Çelik'in sözleriyle kapatalım: "...ucuz arsa, taksitli tatil ve devletin 'aidat yardımıyla' sendikacılık kurtulmaz."

Ama belli olmaz, "sendikacılar" kurtulabilir...


7 Eylül 2005
Çarşamba
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED