AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Eğer 'tahriklere' kanıp, 'ahmaklar'ın peşine takılırsak…

Türkiye'yi çift taraflı bir provokasyon boğazında kıstırarak, ülke insanının gelecek hayallerini, 'demokrasi rüyası'nı yok etmek istiyorlar. 3 Ekim'deki AB müzakerelerine kısa bir süre kala, Türkiye'nin değişik bölgelerinde 'ben provokasyonum' diye adeta bağıra bağıra gelen olayları gördükçe doğrusu tüylerim diken diken oluyor.

Her şey öylesine açık ki… Etrafını bir "güvenlik ağı" ile çevirdiğimiz terörün başı Öcalan, bütün bir Türkiye'nin gözlerinin içine baka baka, sanki alay edercesine İmralı'dan 'terör talimatları' veriyor ve sempatizanlarını bir 'piyon' gibi ülkenin değişik bölgelerine sürerek eylemler başlatabiliyor. Bu nasıl bir iştir, terör başını kimler cesaretlendirmektedir? Bilen varsa beri gelsin…

İşin en dramatik olan tarafı ise, "Etnik Kürt milliyetçileri"nin toplumun huzur ve barışına "nifak" sokmasını ellerini ovuşturarak seyreden, 'durumdan vazife' çıkarmak için sıranın kendilerine gelmesini bekleyen "şoven" odakların tetikte beklemesidir. Daha da vahim olanı, ülkenin 'milli değerleri' üzerinden "çatışma" üretme girişimleridir.

Son günlerde değişik bölgelerdeki "öfkeli karşılaşmalar" ürkütücüdür. Öyle bir an gelir ki, iş Türk-Kürt meselesinin ötesine taşar, "etnik" ve "şoven" saldırganlık toplumdaki kardeşliğin temellerini dinamitlemeye başlar. Esas tehlike, toplum bağlarının çözülmesidir.

İşte tam da bu yüzden bugünlerde, 1970'li yıllarda yaşadığımız "travma"yı yeniden düşünmekte yarar var. Şimdilerde daha iyi anlıyoruz ki, o günlerdeki "sağ-sol" çatışmalarının arkasında yerli ve yabancı 'Gladyo'ların "pis" hesapları vardı. Ne yazık ki, bütün bir toplum olarak bunu geç fark ettik. Umarız, bu kez de çok geç kalmayız…

Aslında her şey açık, dün olduğu gibi bugün de "tehlikeli karşılaşmaları" kışkırtan tahrik girişimleri var ve bunların kimler olduğunu çok iyi biliyoruz. Bir yanda, Öcalan marazi ruh yapısını tatmin için terör emri veriyor, şehirlerde Türk toplumunun duyarlıklarını tahrik ediyor. Bir yanda ise, "Kızıl Elma" koalisyonu tahriklerden nemalanma hesapları yapıyor.

Yangın bu kez bölgesel düzeyde değil, Türkiye'nin tam orta yerinde çıkartılmak isteniyor. Yani, İstanbul'u, Adana'yı, Mersin'i, Trabzon'u, Van'ı, Ege'yi, Trakya'yı "etnik" bir ateşin içine atmak istiyorlar.

Şimdi sağduyu zamanı… Bu ülkede yaşayan sağduyulu bireyler olarak çıkıp, "Evet, tahrikleri çıkaran kuklaları ve arkasındaki elleri görüyoruz. Ayrıca, çatışmacı ortamdan rant bekleyenleri de çok iyi biliyoruz" diyebilmek gerekiyor.

Kim ne derse desin, ülkede işlerin çığırından çıkmasından ve "çatışmacı" ortamdan fayda ummak "ihanet" değilse, bir ahmaklıktır. Çünkü, bu tehlikeli bir oyundur ve hepimizi yakacak bir ateştir. Eğer, "ihanet odakları"nın tahriklerine kanıp, "ahmaklar"ın peşine takılırsak bu ülkeye çok yazık olur…


7 Eylül 2005
Çarşamba
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED