AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

S A Ğ L I K
Mutlu kadın menopoz dönemini kolay geçiriyor

Menopoz sadece bedensel değil ruhsal anlamda da değişiklikler yapıyor. Sorunlu evlilikler yaşayanlar ve depresyona yatkın kadınlar bu dönemi daha sorunlu olarak yaşıyor.

Menopoz döneminde kadınlar sadece bedensel değil ruhsal anlamda da bir takım sıkıntılar yaşıyor. Östrojen yani dişilik hormonunun salınımının azalmasıyla birlikte adet kanamasından kesilen kadın için yeni bir dönem başlıyor. Doğal menopoz 45-55 yaşları arasında meydana gelir ve aile faktörü burada oldukça önemli. Ancak sigara içen kadınlar diğerlerine göre bir kaç yıl daha erken menopoza girebilir. Ayrıca zayıf ve yüksek yerlerde yaşayan kadınlar daha erken menopoza girmesi sözkonusu. Menopoz belirtilerini sıcak basması, kızarma ve terleme olarak sıralayabiliriz. Gece terlemeleri, vücudun üst kısmının terlemesi, kışın soğukta bile ateş basması, sinirlilik, yorgunluk gibi belirtileri vardır. Bu belirtiler kadınların yüzde 75'inde rastlanır, bazı kişiler çok hafif geçirirler. Hormon seplasman tedavisi ile bu belirtiler kaybolur. Birkaç saniyelik veya dakikalık ataklar şeklinde ateş, ter, kızarma nöbeti olur. Nadiren 5 yıldan daha uzun sürer. Ateş basmasının sebebi östrojen ile birlikte beyinde serotonin gibi kimyasal iletilerin azalması ile ilgilidir Menopoz sadece bedensel değil ruhsal anlamda da kadında bir takım değişimler yaşatır. Psikiyatrist Dr. Semra Kaya Baripoğlu, bu değişimi kişi kadınlığını kaybetme olarak algılarsa ruhsal anlamda çok daha büyük sorunlar yaşayacağını söylüyor ve kişide açtığı ruhsal değişim hakkında bilgi veriyor:

Uyku kaçar, gerginlik artar

"Menopoz döneminde sıkıntı, gerginlik, depresif olma gibi belirtiler sıktır. Östrojen hormonunun azalması uyku kalitesini de bozar. Beyin kimyasındaki değişiklik belirtileri belirgin ise tedaviye antidepresan eklenir. Ruh sağlığını en çok etkileyen menopoza kadınların yükledikleri anlamdır. Menopozu yaşlanmanın başlangıcı, kadınlığın kaybedildiği dönem olarak algılayan, beden imajına çok önem veren kadınlar daha şiddetli geçirirler. Çocukluk, gençlik gibi hayatın doğal bir dönemi kaybedilen yetilerle birlikte kazanılan yetilerinde olduğu bir dönem olarak algılayan kişiler daha rahat bu dönemi aşarlar. İnsan yaşamının olağan bir dönemi bilinci bu dönemi rahat geçirmek açısından çok önemlidir." Depresyona eğilimli ve evlilikleri problemli kişilerde menopozun çok fırtınalı geçtiğini söyleyen Psikiyatrist Dr. Baripoğlu, "Uyumlu ve doyumlu ruhsal ve cinsel yaşamı olanlar daha şanslıdırlar. Bu döneme giren kişi kadınlığını ve dişiliğini koruma savaşına yönelebilir. Eski değerler yıkılırken yerine yeni doyumlar koyar ve hoş görürlük felsefesi ile karşılarsa uyum sağlanır" diyor. Bu dönemin korkusu sonucu bazı kadınların 40 yaşında yeni çocuğa izin verdiklerini dile getiren Baripoğlu, "Bazı kadınlarda kız psikolojisine girişi görürüz. Aşırı süslenme, açılıp saçılma, yakınların hayretle karşıladığı gönül ilişkileri gibi davranış değişiklikleri olabilir. Bu aslında cinsel istekte azalma duygusunu telafi için cinsel hayatı kanıtlama çabasıdır. Dört çocuklu bir anne olup evden kaçan bireyler bile olabilir" diye konuşuyor. Hekim hekim dolaşıp hastalık belirtileri ile uğraşan bazı kadınlara da sık rastlandığını ifade eden Baripoğlu, "Yaşlanma korkusu ile aynanın karşısına geçerek "ihtiyar cadıya döndüm!" diyen kadınlar çoktur. Bu durum onların manevi acılarını daha da arttırır. Yaşlanmamak için aşırı sağlık kaygısı hekim desteği ile düzelir" diyor.

Erkeksi işlere merak salarlar

Bazı kadınların da bu dönemde erkek işleri ile uğraşmaya meyil edebileceğini söyleyen Baripoğlu, politikacılık, dernek ve vakıf işleri birden bu kadınların ilgilerini çekmeye başladığını anlatıyor. Bazı kadınlar ise ömürlerinin sonuna geldiğini düşünerek günahkârlık ve suçluluk duygusu ile inançlarına sığınıp kendilerine zihinsel bir sığınak oluşturlar ve yalnız olmadıklarını hissederler. Baripoğlu'na göre aslında menopoz ihtiyarlığın değil olgunluğun başlangıcıdır ve yaşlılığın bize hediye ettiği sükûnet döneminin başlangıcıdır.


 
Her 10 çiftten
biri kısır

Bir çiftin doğum kontrol yöntemi kullanmaksızın, bir yıl boyunca düzenli cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen çocuk sahibi olamaması durumunda uzmana başvurması uyarısında bulunan Eurofertıl Üreme Sağlığı Merkezi Medikal Direktörü Dr. Hakan Özörnek, kısırlık probleminin erkekten, kadından ya da her ikisinden kaynaklanabileceğini ve bu durumdan dolayı kısırlık teşhis ve tedavisinde erkek ve kadının birlikte muayenesi ve tanısal testlerin, her ikisinden de istenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de her 10 çiften birinin çocuğunun olmadığını vurgulayan Dr. Özörnek, 'Bu çiftlerin gerek sosyal gerek ekonomik ve gerekse psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını ve bu aşamada yüzde 35-40 arası başarı oranı olan Tüp Bebek yönteminin onlar için bir umut kapısı olarak görüldüğünü belirtti.
Sakat doğum İHMALDEN
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Zeki Akkum, "Güneydoğu'da annelerin yetersiz beslenmesi, bilinçsiz ilaç kullanımı, akraba evliliği, genç ve ileri yaşta anne olması nedeniyle bebeklerin sakat doğmasında oldukça etkili"dedi. Güneydoğu'da diğer bölgelere göre sakat doğumun 3 kat daha fazla olduğunu söyle yen Dr. Akkum, "Bölgede anne adaylarının yetersiz ve bilinçsiz beslenmesi, akraba evliliği, erken ve ileri yaşta doğumlar sebebiyle kafa içinde sıvı birikimi olan hidrosefali hastalığı daha sık görülüyor" dedi.
11 Eylül 2005
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED