NEW YORK- Celal Talabani, 'Irak Cumhurbaşkanı' sıfatıyla Beyaz Saray'da George W. Bush'la görüştü. İkili medya önüne çıkıp ortak bir basın toplantısı da yaptı. O tabloya bakıp, "İşlerin bundan sonra Türkiye açısından ne kadar zorlaşacağı anlaşılıyor" sonucunu çıkartan akl-ı evveller var.

Acaba o tablo neyi yansıtıyor? Türkiye'nin daha da sıkışacağı beklentisi doğru mu?

Cehalet bir yönüyle güzeldir; bildiğiniz az şeye sarılıp bir ömür boyu mutlu-bahtiyar yaşayabilirsiniz. Sorun câhilin yazarlığa soyunmasıyla, gazete patronunun da yazması için ona katır yükü para saymasıyla başlıyor. Adam, kendisini mutlu etmeye yetebilecek bilgisizliğini herkesin önüne serdiğinde, bu, ciddi bir soruna dönüşüyor.

Eğer Talabani'nin Beyaz Saray'da kabulünden Türkiye'nin elinin zorlaşacağı sonucunu çıkaracaksak, aynı Talabani'nin, gazetelerde manşetlere tırmanan, "Amerikalılar bölgeyi terk ederse Türk askerinin insafına kalırız" açıklamasını nasıl yorumlayacağız?

Amerika'nın nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu görmek için şu sırada buralarda bulunmak gerekiyor. Katrina Kasırgası şirin New Orleans kentini değil Bush'u vurmuş... Sadece yönetim beceriksizliği yönünden eleştiriler gelmiyor Bush'a, anlamsız bir savaşa ülkenin mâlî ve beşerî kaynaklarını seferber etmesi de sorun ediliyor. Yakın zamana kadar Irak'ın bir cephesi olduğu 'teröre karşı savaş' kampanyasına karşı çıkmak 'vatan hâinliği' ile eşdeğerdi ABD'de, şimdi savaş-karşıtı sesler Bush'un kendi partisinden ve medyadaki müttefiklerinden yükselmeye başladı.

11 Eylül sonrasında başlatılan askerlerini dünyanın dört bir tarafında nizamı sağlamakla görevlendiren 'emperyal' ABD projesi çatır çatır çatırdıyor. Projeyi bu kargaşadan sağ sâlim kurtarmak güç; bu sebeple bütün dikkatler Bush'un itibarını olabildiğince yerinde tutmaya sarf ediliyor. Bunun bir adım sonrası, ABD askerlerinin bir takvime bağlı olarak Irak'tan geri çekilmesidir. O noktaya doğru hızla yol alınıyor.

Amerikalı yazar ve yorumcular, kendi itibarlarını korumanın yolunun, vaktiyle destek verdikleri Bush çizgisiyle aralarına mesafe koymaktan geçtiğini biliyorlar; bu sebeple de, eski tavırlarını unutturacak kıvraklık sergileyenler çok. Cehâlet, bizde kıvraklığı da önlüyor; gelişmelerin Türkiye'nin işini zorlaştırdığını bu sebeple yazabiliyorlar.

Gelişmeler Türkiye'nin bölgedeki ağırlığını arttırıyor oysa.

Kararını bugün verse ABD'nin bütün askerlerini Irak'tan çekmesi elbette zaman alacak, dahası, bir miktar askerini bölgede tutmaya devam da edecektir ABD. Ancak, yine de, bölgede dikiş tutturamayan bir güç olarak ABD 'kural koyucu olma' özelliğini kaybedecektir. Bölgedeki ABD işbirlikçilerinin rahat ve huzurunu kaçırmaya yetecek bir gelişme bu.

Yabancı askerlerin çekilmesi bölgedeki güç dengesinin yeniden oluşmasını getirmez mi? Kaçınılmaz olarak getirir. Yeni dengede en merkezî yerin hangi ülke/ler tarafından işgal edileceğini akıl edemeyenler haritaya bakabilirler.

Bütün hesaplarını ABD'nin 'emperyal' güç olacağı bir dünya üzerine oturtanların durumlarını bir kez daha düşünmeleri şart. Talabani'den çıkan bazen övücü bazen aykırı sesler onun derin bir düşünme sürecine girdiğinin işareti. Ve muazzam endişeli olduğunun...

Türkiye'nin ise endişe etmesi gerekmiyor. Çok yönlü ve çok boyutlu politikalarını, hep doğruları savunarak sürdürmesi, onu, en fazla dikkate alınması gereken ülkeler liginin ilk sıralarına yükseltmeye yetecektir.

FEHMİ KORU

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan