AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
K Ü L T Ü R
Seksen yılın
ortak hatırası

İslam Ansiklopedisi'nde ve Yüksek İslam Enstitülerinde 'ilk' sıfatıyla çalışan kadın akademisyenlerden Doç. Necla Pekolcay hatıralarını yazdı. 'Geçtim Dünya Üzerinden' adını taşıyan kitap, Pekolcay'ın hayatı etrafında ortak geçmişimizi aktarıyor.

  • HALE KAPLAN ÖZ
    L&M Yayınları hatıra serisine hayatta olan bir edebiyat tarihçisinin, Yüksek İslâm Enstitüsü'nün ilk hocalarından Doç. Neclâ Pekolcay'ın hatıralarıyla devam ediyor. Hilal Ferşatoğlu'nun hazırladığı "Geçtim Dünya Üzerinden" isimli kitap, İslam Ansiklopedisi'nin ilk çalışma heyetinin içinde yer almış, ilk kadın akademisyenler grubuna dahil olmuş, İslami Türk Edebiyatı tarihi sahasının ilk mübeşşirlerinden, Yüksek İslam Enstitülerindeki ilk hoca neslinden ve ilk kadın hocalardan biri olan Doç. Necla Pekolcay'ın, çocukluğu ve İstanbul hayatı, cumhuriyet devri eğitim sistemi, aldığı eğitim, İslam Ansiklopedisi ve oradaki çalışmaları, Yüksek İslam Enstitüsü'nde yaşadıklarıyla tanıklık ettiği ülkede 80 yıl içinde yaşanan büyük değişim hakkındaki izlenimlerinden oluşuyor.

    Hatıralar da kamu malı olmalı

    Necla Pekolcay hatıralarını kaleme alış sebebini şöyle açıklıyor: "Naçiz kanaatime göre hasbelkader bazı önemli görevlere gelmiş, mühim işler yapmış veya bizim için hayati derecede kıymetli bir kısım olaylara şahitlik etmiş insanların hatta sıradan kişilerin bilgileri-hatıratları; onların şahsî bilgi-hatıraları olmaktan öte kamu malı addedilmesi ve bu sebeple de mutlaka yazılı-kayıtlı olarak topluma aktarılması gereken malumat mesabesindedir. Çünkü herkesin hayatı bizden bir parçadır ve herkesteki bize ait parçayı bilmek yani kendimizi daha iyi ve sıhhatlı tanımak hakkımızdır."

    1925 yılının 1 Ağustos'unda, İstanbul'un Fatih semtinde, Sinan Ağa Mahallesi'ndeki eski bir konakta dünyaya gelen Pekolcay, Taş Mektep'te başladığı eğitim hayatını, İÜ. Ed. Fakültesi'nde devam ettirir ve doktorasını İstanbul Üniversitesi'nden mezun olan ilk kadın filolog olarak tamamlar. Liselerde başladığı hocalığı İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü'nde devam eder.

    Buradaki ilk hocalardan, İslâmi Türk Edebiyatı Kürsüsü'nün ilk mübeşşiri olan Pekolcay, 1992 yılında emekli olana kadar M. Ü. İlahiyat Fakültesi'nde İslami Türk Edebiyatı derslerine girer. Bugüne kadan on sekiz kitap yazmış olan Neclâ Pekolcay "Beşikten mezara kadar öğrenmek" gerekliliğine inandığından bugün de üretmeye devam ediyor.

    "Sivriliklerim biraz törpülendi"

    Necla Pekolcay'ın Yüksek İslam Enstitüsü'nün ilk bayan hocalarından biri olduğunu az önce belirtmiştik. Pekolcay, enstitüye geldiği ilk gün bu görevden biraz ürktüğünü ama kısa zamanda talebeyle kaynaştığını anlatıyor kitabında. Enstitüde çalışmanın Pekolcay'a bazı faydaları da olmuş: "Enstitü'de, talebeyle kaynaşmamın bana göre iki sebebi vardı: Birincisi müsamahalı hocalığımdı. Öğrenciler çok çeşitli okullardan gelmişlerdi ve seviyeleri çok farklıydı. Talebenin hepsiyle hemhal olmaya çalıştım ve sanıyorum başardım. Onlar beni sevdi, ben de onları sevdim. İkincisi ise, dindar kişiliğimdi. Enstitünün gerçekten bana verdiği çok şeyler oldu. Alıp götürdüklerine gelince; bana kalırsa sivriliklerim biraz törpülendi."

    Biten devrin son tanığı

    Bu hatırat, yalnızca bir insanın 80 yıllık ömründe şahit olduklarına değil, aynı zamanda bir devrin hikâyesine tanıklık ediyor. Yitirdiğimiz değerlerin son taşıyıcılarından olan Necla Pekolcay'ın yazdıkları bugünün insanına ibret olması bakımından da önem taşıyor. İşte Necla Pekolcay'ın anlattığı hatıralarından biri: Bir sabah Necla Pekolcay, böğründe yumurta büyüklüğünde bir şiş tesbit eder. Doktor hemen alınması gerektiğini bildirir ve bunun üzerine ameliyat gerçekleşir. Ameliyat sonrasında aynı odayı paylaştığı derin bir yanıktan muzdarip olan diğer hasta ile yaşadıklarını Pekolcay'ın ağzından okuyalım: "İlk gece çok ızdırabım vardı. Doktor bana bir uyuşturucu yazmış, karşımdaki hasta kıza da aynı iğne yapılıyormuş. O gece onu unutmuşlar, çocuğun çok ızdırabı vardı. Gece hemşiresinden rica edip, benim iğneyi ona yaptırmış, sabaha kadar kıvranmıştım."

  •  
    Kıskançlığın kötülüğü üzerine
    İHL'lerin dünü bugünü
    Bir hac yolculuğu
    Edebiyat ve hayat
    Türk Edebiyatı Vakfı'nda bugün şair ve hikâyeci Ali Ayçil'in yöneteceği ve genç edebiyatçıların katılacağı "Edebiyat ve Hayat" başlığı altında bir sohbet yapılacak. Mehmet Erte, Şeref Birsel, Baki Ayhan T. ve Onur Caymaz'ın katılımıyla gerçekleşecek toplantıda, genç kuşak edebiyatçılarımızdan bir grubun edebiyat ve hayat konusundaki görüşleri dinlenecek. Edebiyatın hayattaki yeri ve karşılıklı etkileşimi gündeme getirelecek. Girişin serbest olduğu toplantı sohbet şeklinde gerçekleştirilecek ve saat 17.00'de başlayacak. Bilgi için tel: 0 212 526 16 15
    'Saklı Kent'teki duygular açığa çıkıyor
    Saklı kalmış duygular, Akustik Müzik'ten çıkan 'Saklı Kent'ten yükselen melodilerle açığa çıkıyor. Daha önce Kayıp Düşler adlı bir albüm yayınlayan Ali Akaçça, Çağ Erçağ ve Burak Canözer ile kendi bestelerini yorumluyor. Albümde Latin rüzgarlı Salsa Geceler, MaviYeşil, Duygum, Beyoğlu, Hasret ile iki anonim eser; Elif Dedim Be Dedim ve Ben Ağlarım Yane Yane adlı parçalar bulunuyor. Ayrıca Hristiyanların cenaze törenlerinde okudukları ağıt Requıem de albümde ses buluyor. Saklı Kent, farklı tarzın ve melodileri buluşturarak müziğin her noktada varolabileceğini kanıtlıyor. Bilgi tel: 0 212 243 09 07
    Pferschy arşivi İstanbul Modern'de
    Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında, fotoğraflarıyla genç Cumhuriyet'in ve Türk insanının dünyaya tanıtılmasında büyük bir görev üstlenen Othmar Pferschy'nin tüm arşivi İstanbul Modern Sanatlar Müzesi Fotoğraf Arşivi'ne bağışlandı. Avusturyalı fotoğrafçının Alanya'da yaşayan kızı Astrid von Schell, eşsiz arşivi tüm negatifleriyle birlikte İstanbul Modern Sanatlar Müzesi Fotoğraf Bölümü Küratörü Engin Özendes'e teslim etti. Astrid von Shell, babası Othmar Pferschy'nin anısını yaşatmak ve onu genç kuşaklara tanıtmak istediğini belirtti. Othmar Pferschy'in fotoğrafları Modern Müze'de görülebilir.
    Her yöreden her telden türküler
    Durmuş Yıldız'ın 'Ayrılık' adlı albümü ABC Müzik etiketiyle çıktı. Her yöre havasının yer aldığı albümde Drama Köprüsü, Ayrılık, Hekimoğlu gibi anonim türküler de bulunuyor. Ayrılık Türküsü, Yılmamalı, Gönlüm Taşlara Yandı, Başındaki Yazma, Vay Dünya, Yitmeyin Yıllarım ve Çalmayın Davulları ise Yıldız'a ait. Bilgi tel: 0 216 487 04 14
    8 Haziran 2005
    Çarşamba
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED