GÜLDEN TÜMER / İSTANBUL
Gündelik hayatta çok sayıda sorunla boğuşan, zaman zaman çıkar yol bulamayan birçok kişi çözümü "aile sergisi"nde buluyor. Aile sergisi, son yıllarda başvurulan psikoterapi yöntemlerinden biri. İnsanların sorunlarının temelinde neler olduğunu farketmelerine aracılık eden, başvuranları ailesini, toplumu, evreni anlamaya yönlendiren, hiç bilmeden yüklendiği yüklerin neler olduğunun kavrayan kişilerin daha huzurlu, daha barışık bireyler haline geleceğini savunan bir yöntem. Yaklaşık 20 yıl önce Alman psikolog Bert Hellinger tarafından uygulanan bu yöntem Türkiye'de de "bağımsız terapist" Halise Baydar tarafından uygulanıyor. Bugüne kadar yaklaşık 800 sergi açan Halise Baydar, en temel amaçlarının farkındalık yaratmak olduğunu ifade ediyor. Baydar, "İnsanların hiç bilmedikleri, farkına varmadıkları öfkelere giderek, bunları anlamasını sağlamayı amaçlıyoruz" diyor.

Kişi hayatını uzaktan seyrediyor

Aile sergisi açtırmak için başvuran kişiler, orada bulunan ve hiç tanımadığı kişilerden annesi, babası, kardeşi, dedesi olmasını istiyor ve bu temsilciler birbirleriyle iletişime geçiyor. Kendisi için de bir temsilci seçen kişi hayatını uzaktan seyrediyor. Baydar, uyguladıkları yöntemi şu şekilde anlatıyor: "Yapılan konuşmalar yardımıyla bazı yerlerde kilitlenmiş enerjilerin varlığına rastlayabiliyoruz. Temsili bir şekilde çözüyoruz sorunu. Örneğin bir ilişki bitmesi gerekiyorsa taraflar her iki ucundan tuttuğu ipi koparıyorlar. Tabii bu pozitif bir enerji yaratıyor. Sonrasını yönlendirmek insanların kendi ellerinde. Kendi yollarını kendileri belirleyecekler. Aslında ben kendi yollarını belirleyecek insanlar için bastonluk yapıyorum sadece."

Ailelerde var olan bu kilitlenmiş enerjiler hakkında çoğu insanın bilgisi olmadığını söyleyen Baydar, şöyle konuşuyor, "Bu enerjiler çok çeşitli yöntemlerle dağılıyor aslında. Sadece biz bilmiyoruz. Bazen ailelere asi, başkaldıran, aile eğilimlerinden çok farklı eğilimleri olan çocuklar geliyor. Şifacı çocuklar bunlar. Bu enerjiyi dağıtıyor. Kimi zaman da aileden birileri ağır hastalığa yakalanabiliyor. Nesilden nesile aktarılan kilitlenmiş enerji bu gibi çeşitli yollarla dağılıyor. Fakat önemli olan bu kilitlenmiş enerjinin nedenlerini anlamak. Hani bir atasözü var, 'Dedesi erik yer, torunun dişi kamaşır' der. Biz de kimi zaman bugünümüzde karşı karşıya kaldığımız sorunları araştırırsak dedelerimize kadar gidebiliyoruz. Sorunu öğrenir ve hatta kimseyi yargılamadan anlamaya çalışırsak, kendimiz de var olan kilitlenmiş enerjiyi dağıtabiliriz."