Şimdi sizlere son bir haftadaki olaylardan dikkatimi çeken bazı ilginç başlıkları ve kazandığınız "bonus"ları aktarmak itiyorum.

Hazine'nin geçen hafta ortasında yaptığı 7 yıl vadeli yurt dışı euro tahvil borçlanmasında faiz yüzde 4.75 oldu. Avrupa Euro'nun faizi 4.5. Yani Türkiye'nin Euro'nun baz faizi üzerine 0.25 puanlık bir risk payı vermiş. Bu risk payı 2 yıl önce 9 ile 10 puan arasındaydı. Demek ki borç verenlerden "8.75'lik ekonomik istikrar bonusu" kazanmışız...

Rahmi Koç ve Arçelik Genel Müdürü Aka gündüz Özdemir açıkladı; "Arçelik dünyada 2 saniyede 1 ürün satıyor." Oysa birkaç yıl öncesine kadar bu pazarlarda "Türk markası kalitesiz." diye kimse almıyordu. Bunun adı "Kendine güven ve rekabet bonusu."

Bir holdingin CEO'su ile Cuma sabahı kahve içiyoruz. Sohbette, "Bankalarımız kısa ya da uzun vadeli libor artı 0.40'la kredi buluyoruz. Önceki yıllarda libor artı 9-10'la borçlanabiliyorduk. 15 yıla kadar bile yatırım kredisi alabiliyoruz. Artık İşadamı, yatırımcı mantığı değişti. Değişmeye devam ediyor. Ayak uyduramayanların tesisleri artık kapanmıyor el değiştiriyor. Eskiden batana kadar kimse satmazdı. Şimdi öyle değil." Bunun adı güven bonusu."

Geçen hafta İstanbul İkitelli sanayi bölgesinde geziyorum. 800 metre karelik bir alanda küçücük bir tesis. Kimyasal işlem yapıyor. Ortam pek de sağlıklı değil. İşlediği parçaların üzerindeki markalara dikkatimi çekti. Mercedes, Audi, Ford, Volkswagen. "Bunları her halde içerdeki yedek parçacılara veriyorsun". Dedim. "Yok" dedi. "Bunların hepsi ihrac ediliyor." Bu ucuzluk ve kalite Bonus'u.

Önceki gün İtalyan Ticaret Odası Genel sekreterinden Fatih Ayçin'den bir mektup aldım. İtalyan işadamları, yatırım için İstanbul'a geliyormuş. Bu kongre değil, doğrudan ortaklık yapmak üzere kendi sektörlerindeki şirketler ile birebir görüşmeler yapacaklarmış... "Ekonomik gelişmişlik ve fırsat Bonus"u.

Bankacılar yakınıyor; "Otel lobilerinde çok uluslu bankalar kredi satıyor. Bu engellenmeli." Gerçekten de o ünlü çok uluslu bankalarının temsilcilerini ben de bazı otellerde gördüm. 5 milyon dolardan az olmamak üzere 3 ile 6 yıl vadeli çok düşük faizli, üstelik ipotek ya da teminat mektubu almadan kredi veriyorlar. Oysa bu bankalarının otel lobilerindeki temsilcileri ile birkaç yıl evvel bizim bankacılar randevu almakta bile zorlanıyorlardı. Bu da yabancıların verdiği "Güven bonusu"...

Hüsnü Özyeğin'in sahibi olduğu Finansbank'ın reklamları başladı. "Konut kredisini alana Bin YTL'lik ev hediyesi bizden" mesajı işlenmiş. Aklıma geçmiş yıllarda bankaların mevduat toplayabilmek için yaptıkları promasyonlar aklıma geldi. Eskiden herkes mevduat toplamak için "bonus" verirdi şimdi para satmak için.

Aslında bu geldiğimiz noktayı Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti geçen hafta Londra'da şu sözler ile anlattı: ''Son 4 yılda yapılan çok sayıdaki reformla Türk Ekonomisi akılcı bir temele oturdu, enflasyon tek haneli rakamlara indirildi. Ama daha işimiz bitmedi."

Aman ha "Bonus"unuzu hay allah hep bonus dedim pardon, hediyenizi almayı hatta istemeyi sakın unutmayın...

Turcas hisse satışının düşündürdükleri...

Önceki hafta Turcas Petrolcülük'ten bir açıklama geldi. Şirketin ABD'li ortağı ConocoPhilips elindeki yüzde 28.5'luk hisseyi diğer büyük ortak Erdal Aksoy'un sahibi olduğu Aksoy Petrol Dağıtım Yatırımları A.Ş.'ye satıldı. Fiyat 25 milyon dolar.

Borsa'da elinde Turcas hissesi olan herkes, kulak kesilmiş, kağıt- kalem elinde hesap yapıyor. "Borsa'da şu anki fiyat 7.5 YTL. Satış fiyatı 4.52 YTL. Bu fiyatlar arsındaki fark yüzde 39. Yani Borsa fiyatının yüzde 40'a yakın altında." B u sırada hisse senetleri bir anda yüzde 10 değer yitiriyor.

Bu rakamları alt alta koyduğum zaman ya Borsa'da birisi "manipülasyon" yapıp fiyatları şişirmiş ki, bu durumda SPK'nın ve İMKB'nin mutlaka devreye girip manipülasyon soruşturması açması lazım. Ya da bilinçli iki ortak arasında fiyat düşük tutulmuş ki küçük yatırımcı çağrı yapıldığında elindeki, hisseleri bu fiyattan getirip satmasın diye. Bu durumda da SPK ve İMKB'nin yine inceleme başlatması lazım...

Konuyla ilgili Turcas Petrolcülükle konuşmak istedim ama gelen cevap; Erdal Aksoy Bey çok yoğun. Kimseyle bu konuda konuşmuyor.." oldu. Yani kapı duvar...

Ben açıklama yapılana kadar bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğim. Sonuçta birisi çıkar bunun mantığını izah eder her halde...

BAYRAM BAŞARAN

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan