AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K R O N İ K  M E D Y A
Çolakoğlu ve Bulut tartışıyor:
Finans kuruluşları TV sahibi olabilir mi?

RTÜK, Doğan TV'nin hisselerinin yüzde 20'sinin Deutsch Bank'a satılmasına karşı çıkıyor. Radyo ve televizyon kanallarımıza "Finans kurum ve kuruluşları"nın eli değimesin, temiz kalsınlar diye! Herşey iyi güzel de, RTÜK'ün hatırlattığı kanun maddesi zaten "gerçekçi" ve "geçerli" bir madde değil...

(Biliyorsunuz, Doğan TV'nin yüzde 20'sinin Deutsch Bank'a satılmasına RTÜK karşı çıktı. Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun 8 Haziran tarihli açıklamasında "3984 sayılı Yasanın 29. maddesinin (a) ve (ı) bentlerinde yer alan, siyasi partiler, dernekler, sendikalar, meslek kuruluşları, kooperatifler, vakıflar, mahalli idareler ile bunlar tarafından kurulan veya bunların ortak oldukları şirketler, iş ortakları, birlikler ile üretim, yatırım, ihracat, ithalat, pazarlama ve finans kurum ve kuruluşlarına radyo ve televizyon yayın izni verilemeyeceğine; bu kuruluşların radyo ve televizyon yayın kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı bir kişinin bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamayacağına ilişkin kısıtlamalar nedeniyle bahse konu hisse devir ve satış işlemlerinin, Sermaye Piyasası mevzuatı hükümlerinden bağımsız olarak 3984 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olmadığına karar verilmiştir" deniliyordu.

Görüyorsunuz, RTÜK'ün hatırlattığı yasa maddesi gayet açık: "Finans kurum ve kuruluşları"na yayın izni verilmesi yasa ile engellenmiş. Yasa radyo ve televizyon yayıncılığı için öyle bir çerçeve çizmek istemiş ki, yayın işine ne dernek ve sendika, ne de ihracatçı ve finans kuruluşu karışsın; bu alanda faaliyet gösterecek sermaye sadece bu işi seçsin...

Maddenin çizdiği çerçevenin fazla dar tutulduğu söylenebilir. Sendikalar, vakıflar, meslek kuruluşları gibi örgütler açısından televizyon yayıncığı zaten hayal ama ("ARTE ne oluyor" diye soruyor musunuz?) bunların radyo yayıncığından da men edilmelerinin nedenini açıklamak kolay değil bir kere.

"Finans kurum ve kuruluşları"na getirilen yasak da problemli görünüyor. Herşeyden önce, 3984 sayılı yasanın söz konusu maddesi "gerçekçi" (ve "geçerli") değil. Yani, sizin de bildiğiniz gibi, ülkede bir takım "finans kurum ve kuruluşları" çatır çatır yayın yapmakta zaten... Peki yasa bu sınırlamaları niçin getirmiş olabilir? Tabii ki radyo ve televizyon yayınlarının haklarında yasak getirilen kurum ve kurulaşlarının elinde onların birer "aleti" olmalarını engellemek için. Yani yayın kuruluşlarının tarafsız yayın yapmaktan başka amaçları olmasın diye...

İşte RTÜK, Doğan TV'nin hisselerinin yüzde 20'sinin Deutsch Bank'a satılmasına bunun için karşı çıkıyor. Radyo ve televizyon kanallarımıza "Finans kurum ve kuruluşları"nın eli değimesin, temiz kalsınlar diye! Herşey iyi güzel de, bu madde ne yazık ki zaten "gerçekçi" ve "geçerli" bir madde değil...

Hürriyet gazetesinin (17 haziran) şu haberi bunu doğrular mahiyette:

"DTV'nin (Doğan TV'nin) yüzde 20 hissesinin, dünyanın en büyük yatırım şirketlerinden Deutsch Bank'a satılmasına karşı çıkan RTÜK, bütün özel televizyonların sahiplerinin de incelenerek, bunlar arasında finans, ithalat, ihracat gibi ekonomik işlerle uğraşan kurumlar bulunduğu takdirde, bunların da iptal edilmesi yoluna gidilmesini karara bağladı."

Haberin duyurduğu gelişme bayağı gülümsetici değil mi? Sanırsınız ki RTÜK üyeleri sürekli yabancı kanalları izlemekte ve dinlemekte olduklarından, ülkedeki televizyon kanalları ile "Finans" bağının ilişkisinin bugüne kadar farkına varamamışlar! Olacak iş mi Allah aşkına?

Hürriyet'in haberi şöyle devam ediyordu: "DTV (Doğan TV) ve Deutschbank avukatları yaptıkları itirazda, NTV'nin sahipleri arasında Garanti Bankası'nın, TGRT'nin sahipleri arasında İhlas Finans'ın, Digitürk'ün sahipleri arasında Yapı Kredi Bankası'nın bulunduğunu bildirmiş ve 'Onlar hakkında hiç bir işlem yapılmazken, kendilerine neden böyle bir yasaklama getirildiğini' sormuştu. RTÜK'ün yeni kararı hangi kanalları etkileyecek; Digitürk, NTV, CNBSE, TGRT..."

MEVZUAT KOMEDİYE DÖNÜŞMÜŞ

Avukatlar -bir bakıma- haksız sayılmazlar... Aslında ilgili yasa maddesine göre ortada "hak" filan yok ama madem ki diğerleri kayırılıyor, onlar da haklı olarak "bize de" demektedirler.

(Yeri gelmişken soralım: Acaba bir sendika, vakıf ya da dernek bir yayın başlatsaydı, RTÜK'ün aklı bu olayda olduğu gibi yine çok çok sonradan mı gelirdi? )

İşte ülkenin artık komediye dönüşmüş olan radyo ve televizyon yayıncılığına mevzuatı (ve uygulamaları) meselesi geçen gün Radikal yazarlarından Yiğit Bulut'un köşesinde, TV Yayıncıları Derneği Başkanı Nuri Çolakoğlu'nun mektubunun da araya girmesiyle, epeyce didiklendi. Bulut, 20 Haziran tarihli yazısında RTÜK'ün Doğan TV'ye ilişkin kararını yerinde bulmuyor, kurumun çekincesinde haklı olsa da bu vakada yanıldığını söylüyordu. Çünkü, Doğan TV'nin yüzde 20 hissesinin söz konusu finans kurumuna devri "içeriği etkileyecek yönetim ortaklığı" değildi. Bulut, finans kuruluşlarının radyo ve televizyon yayıncılığına girmesinin önünün kategorik olarak kesilmesine de karşıydı. Yazarın bu konuda getirdiği ölçütleri kendi kaleminden okuyalım:

"Bana göre doğru ve bir farklı uygulanması gereken bir tespit. Şöyle olmalı; finans kuruluşları müzik, film, magazin gibi yayınlar yapan TV'lere ortak olabilirler ama 'haber, siyaset ve özellikle ekonomi içeriği' olan kanallara olamazlar. Neden derseniz, piyasa etkinliği açısından bakarsak; bir bankanın veya aracı kurumun piyasayı etkileyebilecek potansiyele sahip haber ve yorum yapan kanallara ortak olması doğru değil. Türkiye'de bunun çok net bir örneği var; Garanti Bankası, Garanti Yatırım ve aynı gruba ait haber-ekonomi (NTV) hem de ekonomi özellikle piyasa kanalı olan CNBC-E uygulaması. Aynı örnek içinde İhlas Finans ve TGRT de görülebilir."

GELSİN MİLYON DOLARLAR...

Bu arada unutmadan, Bulut'un Deutsch Bank'ın Doğan TV'nin yüzde 20 hissesine 150 milyon dolar ödemesinin arkasında yatan nedene ilişkin getirdiği açıklamayı da aktaralım: Çünkü "Kanal D'nin (gizli bilgi değil, piyasada konuşulan) 2005 ve sonrası yılda 50 milyon dolar kâr potansiyeli var. Bu veriye yeni yönetim ile kâr edebilecek CNN Tür gerçeğini de ekleyin, ortaya ciddi bir gelir çıkıyor." Ve böylece, Deutsch Bank, 150 milyon dolarını yatırarak gelecek yıl 10 milyon dolar kâr payı elde edebilecektir. Oysa bu para ABD tahviline veya başka bir yere yatırılsa bu kâr payına uluşmak mümkün müdür?

(Ekonomiden anlamıyoruz ama iyi hesap doğrusu! Deutsch Bank da bayağı "saf"mış doğrusu... Önce Kanal D'nin 50 milyon dolar kâr etmesi beklenecek, ardından bu kâra CNN Türk'ün kazandığı paralar eklenecek (nasıl olacaksa?) ve sonra gelsin 10 milyon dolarlar...)

Şimdi de gelelim TV Yayıncılar Derneği Başkanı Nuri Çolakoğlu'nun Yiğit Bulut'un ilk yazısına cevaben gönderdiği mektuba. Bu mektup önemli, çünkü Çolakoğlu, sıfatı gereği bu konularda en fazla kafa yoran, en fazla gayret sarfeden birisi:

"...Radikal gazetesinde 20 Haziran'da yayımlanan yazınızı keyifle okudum. Çünkü hemen hepsi doğru noktalara parmak basıyordunuz, ama son bir nokta hariç... TV Yayıncıları Derneği Başkanı olarak üyelerim hakkında bir yanlış kanı oluşmaması için bu konudaki görüşlerimi size iletme gereğini duydum.

Yazınızın sonuna doğru diyorsunuz ki, 'RTÜK'ün 'finans şirketi TV'ye ortak olamaz' gerekçesi piyasa etkinliği açısından haklı mı? Bana göre doğru ve bir farkla uygulanması gereken bir tespit. Şöyle olmalı; finans kuruluşları müzik, film, magazin gibi yayınlar yapan TV'lere ortak olabilirler ama 'haber, siyaset ve özellikle ekonomi içeriği' olan kanallara olamazlar'.'

İşte burada sizden ayrılıyorum. Çünkü gördüğünüz sakınca 'bir bankanın veya aracı kurumun piyasayı etkileyebilecek potansiyele sahip haber ve yorum yapan kanallarla ortak olması'... Yani siz TV sahiplerinin bu olanağı kullanarak piyasada manipülasyon yapabilecek olmasından endişe ediyorsunuz. Gerçi geçmişte birkaç çok kötü örnek yaşadık. Ama bugüne kadar 15 yıllık geçmişinde, hele 1994'te mevcut yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana TV'lerin böyle bir davranış içinde olduklarını görmedik.

Şu anda Türkiye'de en itibarlı TV'lerin pek çoğunun sahipleri arasında (açıkça deklare edilmiş olmasa da) banka ve finans kurumlarının sahipleri de var. Ve milyonlarca kişi tarafından izlenen bu kanalların patronları lehine yayın yaptıkları pek görülmedi. En azından bu gibi durumlara karşı çok duyarlı İMKB ya da SPK yönetimlerinin böyle bir durum nedeniyle harekete geçtiklerini görmedik.

Halen yürürlükteki RTÜK Yasası'nın 'Yayın ilkeleri' ni düzenleyen 4. maddesinin (c) bendinde 'yayıncılığın gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dahil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları veya başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaması;'

(j) bendinde 'yayıncılığın haksız bir amaç ve çıkara alet edilmemesi ve haksız rekabete yer verilmemesi' hükümleri yer almaktadır. Yasa böylece özel amaç ve çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açıcı yayın yapılmasını yasaklıyor.

2002'de yapılan değişiklikle 33. maddeye eklenen fıkra ile TV kapatılmasına çok ciddi sınırlama getirilirken, TV kapatma gerekçesi olarak kabul edilen üç durumdan biri de bu ilkeye, yani c bendine aykırı yayın yapmak.

Yani TV'yi kendi çıkarına kullanmak bu kadar ağır cezalandırılıyor. Nitekim RTÜK, 2002 genel seçimleri sırasında sahibinin genel başkanı olduğu bir siyasi parti lehine yayın yaptığı gerekçesiyle büyük bir TV kanalını 15 gün süre ile kapatmıştı.

Yayın kalitesi, reklam vb konusunda Türkiye'deki özel TV'ler hakkında çok şey söylenebilir, ama özellikle son yıllardaki yayıncılıkları ile bu konuda TV kanallarına yöneltilecek pek fazla bir eleştiri olmadığı kanısındayım. Sizin de işaret etiğiniz gibi Garanti Bankası ve Garanti Yatırım gibi finans kuruluşlarının da sahibi olan Doğuş Grubu'na bağlı NTV ve CNBC-e'de, Çukurova Grubu'nun bir parçasını oluşturan SkyTürk'te ya da Doğan Yayın Holding'in ortağı olduğu CNN Türk'te böyle yaklaşım görülmedi. Ve görülmeyeceğine de inanıyorum." (K.B.)


26 Haziran 2005
Pazar
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED