|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Rotterdam İslam Üniversitesi öğretim görevlisi Fatih Okumuş'un El-Ezher'de öğrenciyken tuttuğu notları içeren 'Kahire Kitabı' adlı kitabı Mısır'a, Mısırlılara ve Mısırlı entelektüellere ilişkin bilgiler içeriyor.
Halen Rotterdam İslam Üniversitesi'nde Fıkıh asistanı olarak çalışan Fatih Okumuş'un Mısır el-Ezher Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllarında, Mısır ve Kahire üzerine anı, gözlem ve analizleri 'Kahire Kitabı' adıyla yayınlandı. Fide Yayınları'ndan çıkan ve bir anlatı, araştırma, tarihi ve kültürel gezi rehberi niteliği taşıyan kitapta Kahire'nin entelektüel ortamı da detaylı şekilde yer alıyor. Kitapta örneğin Nobel Ödüllü romancı Necip Mahfuz'un kitaplarını hangi kahvede kaleme aldığı ya da yazarın kitapları ve fikirleriyle Türkiye'de de tanınan Muhammed Umara, Hasan Hanefi, Muhammed Gazali, Zeynep Gazali, Fehmi Şinnavi, Safinaz Kazım, Mustafa Meşhur, Memun El Hudeybi, Seyfülislam El Benna, Ahmet Raif, Seyyid Sabık, Fehmi Huveydi gibi aydınların Türkiye'de bilinmeyen yönlerini de içeriyor. Okur bu sayede Mısır'ın İslamcı ve laik aydınlarıyla, Türkiye'nin İslamcı ve laik aydınları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları da kolaylıkla gözlemleyebiliyor. 'Üstaze Nilüfer' Nilüfer Göle diz kırdı Yıllarca Kahire'de kalan yazar, araştırma ve görüşmeler için sık sık Mısır'a giden Prof. Nilüfer Göle'ye de çevirmen ve mihmandar olarak eşlik eder. Göle'nin Kahire'deki İslamcı aydınlarla kurduğu diyaloglara, Muhammed Umara ve Fehmi Şinnavi gibi aydınlarla dostluğuna tanık olan Fatih Okumuş, Kahire'de 'Üstaze Nilüfer' olarak hitap edilen sosyoloji profesörü Nilüfer Göle'yle ilgili bir anekdotu kitabında şöyle aktarır: "Nilüfer hanımın bir huyu var. Muhatap olduğu insanlara göre kendini, tavrını, kılık kıyafetini değiştirmez. Oysa bazı araştırmacılar, muhataplarıyla daha yakın ve sıcak ilişkiler kurabilmek bahanesiyle onların daha çok hoşlarına gideceğini tahmin ettikleri bir kıyafet ve tavra bürünürler. Nilüfer hanım Muhammed Umara'nın evine, her zamanki kıyafetiyle gitti. Oturduk, sohbete başladık. Bir yandan sohbeti kasete kaydediyoruz, bir yandan da ben tercüme yapıyorum. Ortak bir dilleri yok. Umara'nın oturması kalkması, tavırları asalet ve sadelik içinde. Evinde bir ruh var. Nilüfer hanım bundan etkileniyor. Üstada gittikçe daha fazla saygı duymaya başlıyor. Önce dizleri birleşiyor. Bir süre sonra elleri dizlerinin üstüne gidiyor, büyük bir hürmetle dinliyor Umara'yı". Mısırlıların en sık kullandığı kelime: Maliş Öte yandan yazar, Mısır'da kadınların konumlarını da irdeliyor. Mısır kadınının Türkiye'deki geleneksel kadın konumunun çok üstünde ve serbest olduklarına dikkat çeken yazarın bu konudaki gözlemleri şöyle: "Kadınlar onurlu ve hırslı. Her konuda erkeklerle yarış halindeler. Erkeğe itaatten çok, onunla ortak/eşit olma, hatta erkeğe tahakküm etme duygusu ağır basıyor. Genellikle orta boylu, aşırı şişmanlar. Geleneksel olarak, yabancı bir erkekle çok samimi olarak konuşabilmekte, birlikte oturabilmekte ve bunu tabi karşılamaktalar". Yazar Mısır'da gördüğü farklıkların büyük kısmının Şafii mezhebinden kaynaklandığını belirtiyor. Buna göre 'Maliş'(önemli değil) kelimesi Mısırlılar için anahtar kavram ve gündelik hayatta da en fazla kullanılan kelimelerden. Bu da Mısırlıların davranış rahatlığını anlatmaya yetiyor. El Ezher'in sistem içindeki yeri Kitapta yazarın Kahire'deyken tanık olduğu pek çok siyasi olaya ilişkin gözlemleri de yer alıyor. Türkiye'de de bilinen ancak detayları hakkında bilgi bulunmayan Nasır Ebu Zeyd Olayı'nın arkaplanı ve Mısır aydınları arasındaki çatışmaların şekli ve nedenleri gibi. Kahire Kitabı'nda ayrıca Kahire ile özdeşleşmiş olan El Ezher Üniversitesi ile ilgili önemli bilgilere, üniversitenin sistem içindeki yerine, camilerin ve din adamlarının toplum içindeki konumlarına ilişkin bilgiler yer alıyor.
"Vatandaşlar, bundan böyle
çayınıza lütfen Fatih Okumuş Mısırlıların günlük hayatları, dünyaya, dine ve zamana bakışları ve beslenme alışkanlıkları üzerine bilgiler de aktarıyor. Şu anekdot şekerin Mısırlılar için ne kadar önemli olduğunu anlatan ilginç bir örnek mesela: "Mısırlıların çayı çok şekerli içmeleri kendi çapında bir ulusal sorundur. Hatta bir defasında 'icratın içinden', 'ulusa sesleniş' türünden bir programda halka hitap eden Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek şu mealda bir konuşma yapmıştı: 'Sayın vatandaşlarım, lütfen çayınıza daha az şeker atın, şeker yetiştiremiyoruz." Kahire'de hayat ağır çekim bir film gibi Yazar'ın Mısır insanını tanımladığı bir cümle varki romanlara konu olacak cinsten. Fatih Okumuş Mısır insanının en belirgin özelliklerinden birinin zamana karşı kayıtsızlık olduğunu belirterek, "Zaman sanki işlemiyor. Randevu mefhumu yok. İstanbul'daki doğadışı aceleciliğin aksine Kahire'de ölü gibi bir sakinlik hakim. Kimsenin acelesi yok. Ne yürürken, ne konuşurken, ne dövüşürken acele ediyorlar. Ağır çekim bir film gibi seyrediyor Kahire'de hayat." Film şeridinde Kahire
Türkiye ve Türklerin Mısır'da nasıl algılandığını da anlatan Okumuş'un kitabında Firavunların Kahiresi, Romalıların Kahiresi, Fatimilerin, Memlukların, Osmanlı'nın Kahiresi'ni adım adım izleyebiliyor, yazarın akıcı üslubunun sayesinde Piramitlerden Memluklardan ya da Osmanlıdan kalma bir caminin şadırvanına girebiliyor, yine boynunda haçla dolaşan rahiplerin ya da siyahlara bürünmüş rahibelerin arasından sıyrılıp bambaşka bir alemin, Müslümanların dünyasına girebiliyorsunuz.
|
|
|
![]() |
|
|
|
|