|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Canlı olmanın doğal şartı eğitilebilmektir, kanımca. Botanik bilgimin yetersiz oluşu ve araştırdığım bir konu olmadığı için, bitkiler, bu kategoriye dahil mi, bilmiyorum, ama.. her canlı, mutlaka hayatının bir safhasında ya akranlarından ve büyüklerinden, ya mensup olduğu aile, grup veya cemiyetten, ya da kurumlaşmış bir organizasyondan eğitim almaktadır. En eğitime yatkın yada felsefi boyutlarıyla da eğitimi içselleştirebilen varlık ise insanoğludur. Yaratılışından ve hatta dünyalılaşmasından itibaren daha bir vazgeçilmez şart olmuştur, insanoğlu için eğitim. Bu sürecin felsefesi ve biçimleyici yönü, insanoğlunu diğer canlılardan farklı kılmakta; insanoğlunun yaratılışındaki farklılık, eğitim sürecinin iyi işlemesiyle daha olgun boyut ve anlam kazanmaktadır. Ancak 21. yüzyılın eğitim perspektifi ise insanı meslekli kılmayı öne çekmiş bulunmaktadır. Meslekli bir birey, dünyanın neresinde olursa olsun bu müspet mesleği icra ederek geçimini hakça sağlayabiliyorsa; bu bireyin toplumsallaşma süreci, yerine oturmuş; yurttaşlaşma yada dünyalılaşma gerçekleşmiş olacaktır. Ve çözümün özü budur. İnsanın hayatını sürdürebilmesi ve geliştirebilmesi için gerekli bilgi ve becerileri kazanma süreci olarak tanımlayabileceğimiz eğitimin durağan bir süreç olmadığı da herkesçe bilinmektedir. İlköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim dönemlerindeki kurumsal eğitim birimlerinin rahle-i tedrisinden geçtikten sonra da hayatın her safhasında farklı boyutlarda süren bir yenilenme - bilinçlenme - mesleklenme süreçlerinin entegrasyonu olarak algılanan eğitimin daha kapsayıcı olacağını kabul etmemiz şart. Ayrıca birer dünyalı olarak yaşadığımızı iyice hissetmeye başladığımıza göre, dünya piyasalarına açılırken, sunduğumuz ürün ve hizmetlerde sürdürülebilir bir rekabeti de başarmak zorundayız. Ve bu rekabet anlayışının yegane güç merkezi, mesleki ve felsefi eğitimin bütün bireylere en kaliteli bir şekilde sunulması ve kavratılmış olmasıdır. Bir tarlada zararlı otları çapalama işlemiyle temizleyenlerden tutun da, en yüksek teknolojilerin üretilip kullanılmasına katılanlar kadar, her kategoride insanın yeniden biçimlenişi, bu eğitim süreçlerinin iyi tatbik edilmesi ve takibinin sağlanmasıyla mümkündür. Tabii ki öğrenci başına eğitim harcamasını bu yeniden yapılanmaya uyarlı bir şekilde yükseltmeye de mecburuz. Türkiye'de Kitle iletişim araçları da bu anlamda çok önemli. Kitle iletişim araçlarını eğitim alanında iyi kullanabildiğimiz söylenemez. Eğlencenin reyting aldığına kilitlenmiş bir programlama anlayışının yönettiği bir yapının bindiği dalı kesmekte olduğunu fark etmesi için, çok büyük uyarıların gelmesini beklemesi, büyük bir tutarsızlık örneğidir. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna doğru evrilirken, bireyimize alnının akıyla dünyaya çıkışına imkan sağlayabilecek donanımları kazandırmak zorundayız. Ve bunun için lise eğitim ve öğretimini bu yöne doğru daha canlı olarak açımlamalıyız. Liselerdeki eğitimin 4 yıla çıkarılmasını, bu yönde atılmış bir başlangıç adımı olarak görüyorum. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in açıklamasına göre, tüm genel ve mesleki teknik orta eğitim kurumlarına 2005-2006 eğitim ve öğretim yılından itibaren yeni kayıt olacak öğrenciler, bu okulları dört yılda tamamlayacaklar. Ortaöğretimde eğitim-öğretim süresinin 4 yıla çıkarılması, kademeli olarak gerçekleştirilecek. Halen lise birinci sınıfta veya hazırlıkta olan öğrenciler ise eski statüye tabi olarak eğitim öğretime devam edecekler. Liselerin 4 yıla çıkarılması kararında, AB ülkeleri örnek alınmıştır. AB perspektifi bu değişikliği gerektirmektedir. 3 Ekim'de başlayacak olan AB müzakere süreci, uygulamanın çabuklaştırılmasını sağlamıştır. Bakanın açıklamasına göre, "Bizim 3 yıllık liselerden mezun olan gençlerimiz, AB ülkelerine gittiklerinde, asgari 1 yıllık telafi programından geçmeleri gerekiyor. Diplomaları kabul edilmiyor. Bu denkliği, bu uyumu sağlamak zorundayız. Modüler bir eğitim sistemi getiriyoruz. Sertifikasyon programlarının uygulanması için, mutlak suretle bu 4 yılın olması gerekiyor.'' Bu uygulamaya geçilmezden önce, 2 yıl hazırlık yapılmıştır, yapılan açıklamaya göre. 2 yıldır yapılan hazırlıklardan sonra, 4 yıllık lise uygulaması başlatılmaktadır. Bu dönemde ortaöğretimde binlerce okul inşa edilmiştir. Liselerde 4 yıla geçmeyle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamayacak şekilde hazırlanılmıştır. Yeni uygulama ile hazırlık sınıfında yoğun olarak verilen İngilizce yerine, öğrencilere 4 yıl boyunca daha sağlıklı İngilizce öğretilecek. Matematik, fizik, biyoloji ve kimyanın yabancı dilde okutulması uygulaması yürümemiştir. Yeni uygulamayla birlikte genel liseler ile mesleki ve teknik orta öğretim kurumları, dokuzuncu sınıfta aynı müfredatı uygulayacak. Öğrenciler, 10. sınıfta başka liselere geçiş yapabilecek. 105 okulda pilot olarak uygulamaya konulan MEGEP (Mesleki ve teknik eğitim sisteminin güçlendirilmesi projesi) kapsamında uygulanan, ortak beceriler, bilgisayar ile tanıtım ve yönlendirme derslerinin önümüzdeki yıldan itibaren tüm genel liseler ile mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarının 9. sınıfında okutulacak. Nitelikli liseler de 4 yıl olacak, ancak yeniden yapılandırmada kendi statüleri göz önünde bulundurulacak. Ders programları konusunu sonra ele almak üzere, yeni uygulamayı iyi başlatmak zorunda olduğumuzu tekrarlıyorum.
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |