T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 1 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Türk-İş: Kıdem tazminatı tartışılmaz bir hak

Türk-İş, kıdem tazminatının işçiler açısından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir hak olduğunu bildirdi.

Türk-İş "Kıdem tazminatı ödemelerini yüksek olarak nitelendirerek burada yapılacak düzenlemelerle, kıdem tazminatı konusunda, kazanılmış hakkı geriye götürecek bir düzenlemeyi Türk-İş'in kabul etmesi mümkün değildir" açıklamasında bulundu.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, Yönetim Kurulu üyeleri, 1 Mayıs nedeniyle Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu'nu ziyaret ederek Türk-İş'in İşsizlik Sigortası Fonu'ndan kıdem tazminatı uygulamasına ve örgütlenmeye kadar çalışma hayatıyla ilgili çeşitli konulardaki değerlendirmelerini sundular.

"ÇALIŞANLARI VE TÜRK-İŞ'İ TEDİRGİN EDİYOR"

Türk-İş tarafından Çalışma Bakanı'na sunulan raporda, İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken paranın başka amaçla kullanılması konusunda spekülasyonların, çalışanları tedirgin ettiği, yapısı ve kuruluş amaçları gereği Fon'da biriken paranın başka amaçlarla kullanılmasının mümkün olmadığı belirtilerek, "Yasal düzenleme yapılarak bu yolun açılması ise doğru değildir" denildi.

Kıdem tazminatının işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir hak olduğu belirtilen raporda şöyle denildi:

"Bu hakkın aşındırılması değil, konumunun geliştirilmesi gerekir. Kıdem tazminatının yüksek olduğu ve istihdama engel olduğunun söylenmesi gerçeklere uygun düşmemektedir. Bu söylemi doğrulayacak hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Bu söylem Türk-İş topluluğunu rahatsız etmektedir. Kıdem tazminatı ödemelerini yüksek olarak nitelendirerek burada yapılacak düzenlemelerle, kıdem tazminatı konusunda, kazanılmış hakkı geriye götürecek bir düzenlemeyi Türk-İş'in kabul etmesi beklenmemelidir. Yapılacak düzenlemelerde, işçiler açısından kıdem tazminatının, işsizlik sigortası ve iş güvencesinden daha farklı bir önem taşıdığı dikkate alınmalıdır."

"SOSYAL GÜVENLİK REFORMU"

Raporda sosyal güvenlik reformu yasalarıyla yalnızca yükümlülüklerin arttığı ve hakların daraltıldığı savunularak, "Bu anlayışla sürdürülebilir bir sistemin oluşmasını mümkün görmemekteyiz" denildi. 1999 yılında aynı anlayışla yapılan düzenlemeler sonucunda sistemin sorunlarının çözülmediğine ve açıkların her yıl büyüyerek bugünkü düzeye çıktığına işaret edilen raporda, sorunun çözümünün aktüeryal dengenin aktif-pasif dengesi üzerine oturtulması ve kurumun özerk bir yönetime kavuşturulmasından geçtiği kaydedildi. Ancak yapılan yasal düzenlemelerde bu iki unsura yer verilmediği kaydedilen raporda, özetle şu görüşler dile getirildi:

"-Yasayla sigortalıların sisteme karşı güvenlerinin kaybettirilmesine ve kayıt dışı istihdamın daha da büyümesine olanak sağlanacaktır. Sisteme güven kaybolacaktır.
-Aynı statüde toplanan sigortalılar arasında farklı uygulamalara yer verilerek, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin bazı kamu görevlilerine istisnalar sağlanmaktadır.
-Mevsimlik çalışanlar ve esnek çalışma koşulları göz ardı edilerek bu şekilde çalışanların emekli olabilmeleri olanağı ortadan kaldırılmıştır. Emekli aylıkları düşürülecektir. Sağlık yardımları, maliyet-etkinlik esasına göre sınırlanmakta, prim dışında katılım payı ödemesi uygulaması getirilmektedir."

"8 AYLIK FIRSAT"

Anayasa'da "sosyal devlet" olduğu yazılı olan bir ülkede sosyal güvenlik açığı diye birşeyin olmayacağı kaydedilen raporda, "Bu açığı büyütenler ve sosyal güvenlik sistemini bir kara delik olarak niteleyenler, aslında sosyal güvenlik sistemini tasfiye etmek isteyenlerdir" değerlendirmesinde de bulunuldu.

Türk-İş, yasanın yürürlüğe gireceği tarihe kadar geçecek olan 8 aylık dönemin bu sorunların giderilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesi önerisini de getirdi.

"ÜCRETLER ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜ DÜŞÜRÜLMELİ"

İstihdam vergisine dönüşen ücretler üzerindeki ek yüklerin düşürülmesi ve AB ülkeleri düzeyine getirilmesi önerisinde bulunulan raporda, "Ücretlerden ve genel olarak işgücü maliyeti üzerinden yapılan vergi ve sosyal güvenlik primi kesintileri ile kamu harcamalarının ve sosyal güvenlik harcamalarının finansmanı sağlanmaya çalışılmaktadır. Burada yapılacak indirimin yaratacağı kaynak açığının nereden ve hangi kesimlerden karşılanacağı önem kazanmaktadır" denildi.

Kayıtdışı ekonominin Türkiye'nin en büyük sorunu haline geldiğini belirtilen raporda, kayıtdışı istihdamın da sendikal örgütlenmenin önündeki en önemli engellerden biri olduğu kaydedildi.

"BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET KABUL EDİLEMEZ"

Asgari ücretin işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücret olduğu belirtilen raporda, bölgesel asgari ücret uygulamasının kabul edilemeyeceği ve tek asgari ücret uygulamasına devam edilmesi gerektiği kaydedildi.

Raporda, sendikal örgütlenme konusunda sorunlar yaşandığına da işaret edilerek, bu konuda gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılmasının, örgütlü demokratik bir toplum için zorunluluk olduğu ifade edildi.

  • ANKARA (ANKA)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi