T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 1 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Koray DÜZGÖREN

Gerçekten, Terörle Mücadele Yasası'nın asıl sahibi kim?

Nihayet Terörle Mücadele Yasası tartışılıyor. Ama ne tartışma. Yasa, "kimin özgürlüğü ne kadar kısıtlanacak, hangi özgürlükler budanacak ve bu yasa insan hakları ile Türkiye'nin imza attığı uluslararası sözleşmelere ne kadar aykırı" tartışmaları yerine ilginç siyasi polemiklere neden oluyor.

Sözgelimi, "Bu yasa ile Apo affedilecek" polemiğine birkaç milliyetçi oy uğruna bel bağlayan Deniz Baykal'ın, özgürlüklerle, insan haklarıyla bir meselesinin olmadığı anlaşılıyor. Hükümetin de üsluba yine o malum milliyetçi oylar nedeniyle cevap vermesi ile bir kör doğüşüdür gidiyor.

Baykal ve adamları bu sefer sözünü ettikleri, Apo'ya af getirebileceği söylenen maddeyi, 6'ncı maddeyi tasarıya kimin soktuğuna ilişkin polemiğe arılıyorlar. "Bu anti demokratik yasayı Türkiye'nin gündemine kim soktu, amaç ne?" diye soracaklarına.

Bu yasayı kimin, kimlerin hazırladığı meselesini gündeme getirmesi açısından hatta faydalı bile olduğunu söylemek mümkün. O nedenle bu sorular görünen o ki, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere AKP'de bazı rahatsızlıklara yol açıyor.

Nasıl açmasın? Böyle bir yasanın vebalini kim üslenir? Başbakan ister istemez üstleniyor. Ne yapsın,"Bu yasa, Milli Güvenlik Kurulu'nun ilgili birimlerinde ya da Genelkurmay'ın bir komisyonunda hazırlandı" mı desin?

Tabii ki sonuçta siyasi sorumluluk hükümetin olduğuna göre, "Bu tasarı bizim" diyecek. Buna karşılık AKP'de yasayı siyasi olarak inceleyen komisyonun başkanı olan Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın açıklamaları ise oldukça farklı. Fırat, CHP'nin iddialarıyla ilgili olarak AKP'deki komisyon çalışmalarında tasarıya 'ne ek ne de çıkarma' yaptıklarını belirterek Adalet Bakanlığı'nı tutanakları açıklamaya çağırıyor.

Fırat, "Bu maddeyi kimin istediğinin zabıtları Adalet Bakanlığı'nda var; bu açıklanmalı" diyor. Yani bu maddenin de, yasa tasarısının da sahibinin aslında başka olduğunu ifade ediyor.

Fırat, 6. maddenin AKP'ye gelen taslakta da şimdiki haliyle yer aldığını söylüyor. Fırat, "Bu yasayı devletin çeşitli birimlerinden oluşan bir komisyon kaleme aldı. Hiçbir madde sonradan eklenmedi. Biz sadece görüşümüzü bildirdik; taslağı demokratik ve özgürlükler yönünden bir eleştiriye tabi tuttuk" diye konuşuyor. Ne kadar çarpıcı açıklamalar değil mi?

Tamam, diyeceksiniz ki bazı bürokratik birimler Meclis'e bir yasa tasarısı sunmuşlar. Gerçi netice olarak bu tasarıya son şeklini verecek olan ve kabul edip etmeme yetkisine sahip olan Meclis genel kurulu. Nitekim Başbakan da bunu söylüyor ama, insaf.

Eğer böyle olacaksa, yani bürokratik organlar, birimler vesaire istedikleri yasaları Meclis'e taslak olarak dahi empoze edeceklerse Meclis'e ne gerek var.

Siyasi partiler ve milletvekilleri ne güne duruyor?

Bakınız Fırat, ısrarla taslakla ilgili zabıtların Adalet Bakanlığı'nda olduğuna dikkat çekerken, bakanlığı bunları açıklamaya çağırıyor. Yasanın savunucusu Adalet Bakanı bunu yapabilir mi? Yasayı gerekli ve meşru gösterebilmek için söylediklerine bakarsanız bu yasa yeni suçlar getirmiyor. Bu doğru. İnsan hakları kuruluşları ve hukukçular da bunun böyle olduğunu, Türkiye'deki ceza yasalarının kiçbir konuyu boş bırakmadığını söylüyor. Öyleyse bu yasa neden getirilmek isteniyor? Güvenlik güçlerinin elini rahatlatmak ve hareket kabiliyetlerini arttırabilmek için mi? Türkiye'de bunun anlamı, "güvenlik gerekçesiyle siyasette de ülke yönetiminde etkin olmaya devam" değil midir?

Hükümet, özgürlüklerin kısıtlanması ve cezaların ağırlaştırılması ile terörün önlenemiyeceğinin bilincindeyse -ki Adalet Bakanı bunu da söylemektedir- bu yasaya sahip çıkmaması gerekir.

Evet, gerçek açıklanmalı. Türkiye'nin üzerine bir lanet gibi çöken şu TMY'nın Meclis'e nasıl, hangi kanallardan ve hangi amaçlarla getirilmek istendiği kamuoyuna duyurulmalıdır.

Meclis üzerindeki vesayet reddedilerek millet iradesi özgürleştirilmelidir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi