T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 21 MAYIS 2006 PAZAR | ||
|
Bursa, Üsküp, Semerkant ve Saraybosna'da olduğu gibi, Türkler'in yönetiminde gelişen şehirlerin merkezinde, kültürün simgesi cami ile ekonominin kaynağı çarşı vardır. Anadolu insanının düşünce ve eylem dünyasında, kültür ekonominin değil, ekonomi kültürün bir fonksiyonudur. Bin yıllık Anadolu tarihinde, kültür ve ekonomi arasındaki iletişim ve etkileşim, tek yönlü ve tek boyutlu değil, çift yönlü ve çift boyutludur. Anadolu insanı, üç kıtada geniş bir alanı kapsayan Osmanlı coğrafyasındaki şehirlerde, kültür ve ekonominin, et ve kemik gibi birbirinden ayrılmadığını bildiği için, camiler ile çarşıları, çarşılar ile de camileri birbirleriyle iletişim ve etkileşimi sağlayacak bir biçimde yan yana inşa etmiştir. Asya'dan Avrupa'ya doğru uzun bir yolculuğa çıkan atalarımız, değerleri olmayan bir kültür gibi, ahlaki ilkeleri olmayan bir ekonominin uzun ömürlü olmayacağını biliyorlardı. Bütün Anadolu yerleşim merkezlerinde, şehirin merkezini oluşturan eski mahalleler ile çevrede oluşan yeni mahalleler vardır. Merkezdeki mahallelerin örneği eski şehirler iken, çevredeki mahallelerin örneği de yeni şehirlerdir. Eski mahallelerde yardımlaşma ve dayanışma, yenilerde ise, çatışma ve yarışma önemlidir. Bunun için, eski mahallelere tek katlı yapılar, yeni mahallelere ise, çok katlılar egemendir. Hafta içinde Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan'ın önerisiyle, Arifiye Belediye Başkanı Yusuf Çelebi ile birlikte Beypazarı'nın, Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın öncülüğünde değişen yüzünü görmeye gittik. Başkan Vekili Hüseyin Doğan Beypazarı'nda yapılan çalışmaları ve eski mahallelerde restore ederek, büyük bir canlılık kazandırdıkları binaları tek tek gezdirdi. Belediye yöneticilerinden, Beypazarı sevdalısı Veysel Koçak, sokakta gördüğü her yabancının elinden tutarak, restorasyonunu yeni tamamladıkları kültür evini göstermeden bırakmıyor. Kültür konağını gezerken bize de eşlik etti. Beypazarı'nda, eski ve yeni mahalleleriyle bütün Beypazarlılar, yerel yönetimleriyle bütünleşerek, merkezdeki eski yapıları özgün dokularını bozmadan yenileyerek, dükkanları, restoranları, pansiyonları ve çayevleriyle birlikte büyük ve canlı bir çarşıya dönüştürmeyi başarmışlar. Çarşının her köşesinde, Beypazarı'nda üretilen gümüş ve altın takılar, bölgesel yiyecekler ve giyecekler, kendilerinden ve ürünlerinin kalitesinden emin kadın ve erkek girişimciler tarafından başarıyla sunuluyor. Beypazarı'nın takı ürünleri, evlerde yapılan yemekleri, bölgenin ünlü sebze ve meyvaları, merkezden çevreye doğru halka halka büyüyen bir ekonomik gelişmenin ve sermaye akışının lokomotifi olmuşlar. Ürün ve hizmet üretiminden gelir sağlamanın coşku ve mutluluğunu yakalayan Beypazarlı girişimciler, kazandıklarını tekrar yatırıma dönüştürerek, yenilemesini bildikleri yerel değerlerinin, hiçbir zaman eskimeyeceğinin sırrını keşfetmişler. Yenilenmesini bilen eski, her zaman değerlidir. Gelecek köklerinden kopmadan, yenilenmesini bilenlerindir. Yenilenen eskiden hiç kimse bıkmaz.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |