T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S P O R 221 MAYIS 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hindiyle gelen zafer

G.Saray'ı hırslandıran en önemli maç F.Bahçe'ye gol averajıyla elenerek kupaya veda ettikleri mücadeleydi. Taraftar, takımın elenmesine rağmen futbolcuları bağrına basmıştı. Tuncay'ın "Bir baba hindi" tezahüratı ise oyuncuları iyice kamçıladı. İlk antrenmanda aralarında toplanıp, bunun altında kalmama sözü verdiler.

Bu sezon futbolcular ve teknik ekibi en çok üzen olay, Şükrü Saraçoğlu'nda 2-1 yenildikleri F.Bahçe'yi Ali Sami Yen'de 3-2 yenmelerine karşın, kupaya gol averajıyla veda etmeleriydi. G.Saraylılar üzülmüştü ama bu maç pek çok açıdan bir dönüm noktasıydı.

"Şampiyonluğun gelmesinde en önemli maç hangisi?" dense, futbolcuların işaret edeceği karşılaşma bu kupa maçıydı.

Bunun bir numaralı nedeni G.Saray taraftarının bu maçtan sonra takımına sahip çıkmasıydı. Taraftar futbolcuları kupadan elenmelerine rağmen tribünlere çağırarak tezahürat yapmıştı. Ali Sami Yen'de öyle bir tablo vardı ki maçın bitiş düdüğü sonrasında maçın sonucunu bilmeyen biri tabloya göz atsa hangi takımın tur atladığını anlayamazdı. Çünkü bir yanda F.Bahçe seviniyor, diğer yanda G.Saray mağlup ama mağruru sahneliyordu.

İşte bu görüntü tüm futbolcuları mutlu etmişti. En gencinden en tecrübelisine, soyunma odasında bir hüzün vardı. Hepsi aynı nakaratı tekrarlıyordu. "Bu taraftara tur sevincini yaşatmalıydık"

Mondragon ise öylesine etkilenmişti ki, "yazıklar olsun bize" diyerek hayıflanıyordu. Tek tesellileri, iyi futbol ve bu üzüntüyü ligde telafi etme fırsatlarıydı.

Böylece Florya'nın yolunu tuttular ve tesis girişinde ki olumlu tezahüratla buruk bir sevinç daha yaşadılar. Ancak maç sonu görüntüler izlenince iyice kahroldular. Çünkü maçtan sonra F.Bahçeli Tuncay amigo gibi tribünlerin önüne gitmiş ve "Bir baba hindi" tezahüratlarıyla taraftarını coşturmaya çalışmıştı. Bu elenmekten bile ağır gelmişti. Ali Sami Yen Stadı'nda G.Saray aleyhine böylesine olumsuz bir tezahürata neden olmak, onları kamçılamıştı. Ertesi gün antrenman öncesi bir toplantı yaptı takımın ağabeyleri.

Ve futbolculara sordular; "Bu tezahüratları kabul edecek miyiz?" Topluca yanıt geldi; "Hayır"

"Peki o zaman ne yapacağız?" Tarihi gün o gündü... Hep bir ağızdan haykırıldı; "Şampiyon olacağız" Ve sözlerinde durdular. F.Bahçe'ye bir kez daha yenilmelerine rağmen inançlarını kaybetmediler. Profesyonelliği kenara bırakarak terlerini son damlasına kadar akıtmaktan kaçınmadılar. Zafere giden yolda her engeli yerle bir etmeyi görev saydılar. Sonuçta G.Saray'ın 16. şampiyonluk zaferi, inanç ve ter yazıldı.

Yiğit ve Efe'ye birer kupa

Ayhan'ın iki sezonda doğan birer çocuğu G.Saray'a iki kupa kazandırdı. G.Saray'ın şampiyon olacağından emin olan isimlerin başında Ayhan geliyordu. Tecrübeli futbolcu zaman zaman bir açmazın içine giren arkadaşlarını da bu konuda rahatlattı. Çünkü onun ciddi bir gerekçesi vardı. Ayhan'ın geçen sezon Hamza Yiğit adında oğlu olmuş ve G.Saray, F.Bahçe'den kupayı almıştı. Bu sezon Efe dünyaya gelince, Ayhan "Yavrularım dünyaya kısmetleri ile birlikte gelir. Kupada olmadığımıza göre, ligde şampiyon olacağız" dedi. Sonuçta Ayhan'ın söylediği oldu ve Hamza Yiğit ile Efe dünyaya geldikleri yıl G.Saray birer kupa sevinci yaşadı.

Yılın bestesi: Param yok, şak, şak, şak...

Parasızlık geride kalan sezonun en çok konuşulan konusuydu Galatasaray'da. Futbolcular kimi zaman idmana çıkmayarak, kimi zaman özel toplantılarla seslerini duyurmak istedi yönetime. Bazen de şarkılarla yönetimi uyarmak istedi. Nitekim ilk şarkılı gönderme Florya ormanlarında yapılan koşu sırasında söylenen; "Para, para, para" şarkısıydı. Ancak asıl olay Konyaspor maçından sonra soyunma odasında yaşandı.

YÖNETİCİLER DE EŞLİK ETTİ

Karşılaşmanın 90+2. dakikasında Aydın'ın attığı gol nedeniyle soyunma odasında büyük bir sevinç yaşanırken, Kaptan Hakan Şükür, bir anlık sessizliği fırsat bilerek, yıla damga vuracak şarkının sözlerine söylemeye başladı. "Param yok, pulum yok, malım mülküm olmasın ziyanı yok." Futbolcular hem hep bir ağızdan şarkıyı söylüyor, hem de her sözün arkasında "Şak, şak, şak" yaparak alkışlı tempo tutuyordu. İşin ilginç tarafı şarkıya teknik kadro ve orada bulunan yöneticilerin de katılmasıydı.

-BİTTİ-

  DİĞER BÖLÜMLER
  • 1. Bölüm : Canaydın'ı kimler ağlattı
  • 2. Bölüm : İsyanla kenetlendiler
  • 3. Bölüm : Konya'da şampiyonluk yemini
  • 4. Bölüm : Cami avlusunda pazarlık
  • Geri dön   Yazdır   Yukarı


    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi