T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
O K U R   S Ö Z C Ü S Ü 3 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yusuf Ziya CÖMERT

Haberler sayfalarda durduğu gibi durmaz

Her haberde, haberle uzaktan veya yakından ilgili olan insanların sayısı kadar oklar vardır. Bu oklar, kimini rahatsız, kimini mutlu eder. Haberi yayınladığınız anda, oklar, yaydan çıkmıştır. Okların yerine ulaşmasını önleyemezsiniz.

Kelime, kendisini oluşturan harflerle sınırlı olmayan, etkisi, gücü, yazı olarak kapladığı alanı çok çok aşan bir 'varlık'tır. Sözgelimi, 'tebessüm' kelimesi, kendisini oluşturan 8 harften ve kapladığı alandan çok çok fazla bir şeydir. Kelimeyi okuduğumuzda, bir varlık gülümser sanki karşımızda. Söz de öyle. Denilir ki, 'sözün, gerçekleşme gücü vardır.'

Burada, bizim işimiz haber. Haberin etkisi.

HABERLERDEKİ 'OK'LAR

Haberi yazıp sayfaya koyduğunuz ve matbaaya gönderip bastığınız anda, 'oklar' yaydan çıkmıştır.

Bir ok, gitmiş bir kadını vurmuş
"Haberler sayfada durduğu gibi durmaz" başlıklı yazıyı bitirir bitirmez, bir mektup okudum. Mektupta adı sanı var ama, ben adını yazmayacağım. Mektubu yazan, iyi eğitim almış, meslek sahibi bir kadın okuyucumuz. Mektup, Ali Murat Güven'in sinema sayfasında Sharon Stone filmi için yazdığı yazıyla ilgili. "40 yaşında bir bayan okurunuzum" diyor ve devam ediyor okurumuz "Bugün Ali Murat Güven adlı yazarınızın Sharon Stone'un filmine dair yorumlarını okudum. Filmin kalitesi, kadın bedeninin bir meta olarak sunumu vs. konularında ben de hoşgörüyle bakmayan biri olsam da, bunu açıklamaya çalışırken yazarınızın seçtiği sözcükler vahimdi" diye devam ediyor. Mektupta dikkat çekilen sözler, "40'ından sonra çakılan Stone vs." (...) "48 yaşında, yıllar önce menopoza girmiş..." biçimindeki ifadeler. Bu sözlerin, 'bir kadın olarak kendisini rencide ettiğini' söylüyor okuyucumuz. Güven'in ifadelerinin "Film eleştiriliyor sanılırken, kadın bedeninin kullanımı güya kınanırken" kadına yönelik yaş ayrımcılığı konusunda bir başka yanlışı ortaya koyduğunu düşünüyor.
Bir haber yazılırken, bir söz söylenirken, 'okların' nerelere kadar ulaşabileceğine iyi bir örnek, bu mektup. Kadın için veya erkek için, yaşın ve insan bedeni ile ilgili doğal süreçlerin 'küçümseyici' sıfatlar olarak kullanılması, bence de 'maksad'ı aşıyor.
Ali Murat'ın yazılarının, ben katılsam da katılmasam da, 'bir şey söylemesi', yazıların içinde bir heyecan olması güzel. İşin bu tarafını beğeniyorum. Ama, görüldüğü gibi, kimi zaman hiç istemediğimiz halde, insanları üzebiliyoruz. Doğru olan, üzülmeyi hak etmeyen insanları üzmemek için gereken özeni göstermek.
Değerli okurumuza, bize bir inceliği hatırlattığı için teşekkür ediyorum.
'Oklar' diyorum, çünkü haberde, haberle uzaktan ve yakından ilgili olanların sayısı kadar ok vardır. O oklar, kimini memnun veya mutlu eder, kimini mahzun veya mutsuz. Kimini sevindirir, kimini öfkelendirir. Herkesin hafızasında, haberlerin neler yapığına dair hikayeler vardır. (Bana göre, bu oklar, üzülmesi gerekmeyen bir kimseyi üzüyorsa, sorun haberdedir. Haber iyi yazılmamıştır. Dikkatsizce yazılmıştır.)

Bunları anlatmak, anlamak kolay. Daha önemli ve daha ilginç olan etkiler var. Haberin doğru veya yalan olmasıyla, çarpıtılıp çarpıtılmamasıyla hiç ilgisi olmayan etkiler.

BAZI HABERLER NİÇİN VERİLMEZ?

Mesela biz, intihar haberlerini ancak toplumun önemli bir kesimini ilgilendirdiği, yani haber intihar haberi olmaktan çıkıp, sosyal bir habere dönüştüğü durumlarda veririz. Çünkü, bu olguyu, hangi şekilde verirsek verelim, zihinlerde, hatta tek bir zihinde, bir 'fikir' oluşturmasından korkarız. Bir kişinin bile, aklına kötü fikirler gelip, hem kendisine hem çevresindekilere acı vermesinden korkarız.

Uyuşturucu konusunda çok ayrıntılı haberler vermek de öyledir. Haberi verirken, uyuşturucunun kötülüklerini anlatsak bile, tek bir kişinin (bu tek bir kişi, çoğu kez irade zaafı olan bir kişidir) haberden yanlış etkilenmesinden, yanlış bir şeyi öğrenmesinden ve uygulamaya kalkmasından çekiniriz.

Diyelim, bir vatandaş, hırsızlıkla suçlanıyor. Ama vatandaşın hırsızlıkla suçlandığını çok az kimse biliyor. Ancak, adam, suçlanmaktan rahatsız ve size geldi, 'ben hırsız değilim' dedi. Adamın 'hırsız değilim' demesi, size, ortada hiç bir sebep yokken, onun bir şekilde hırsızlıkla ilgisi olduğunu düşündürür. Bir de aynı şeyin haber yapıldığını varsayalım. Düğün değil, bayram değil, nerden icap etti, demez misiniz?

Bunları niçin yazıyorum? Bazı okurlarımızdan, iyi niyetli mesajlar geliyor. Filan yerde, peygamberimize hakaret eden bir internet sitesi var, filan kitapta şu kötülük anlatılıyor, filan gazetede şöyle çirkin bir şey yazılmış vs. diyen ve mümkünse haber yapmamızı isteyen mesajlar.

O hakaretin yapıldığı internet sitesinin adresini ya da kitabın adını verdiğimizde, haberi görenlerin yapması muhtemel işlerden biri, gidip o siteye veya o kitaba bakmaktır. Sözkonusu yanlışı işleyenlerin istediği de, bu değil midir?

Gazeteciliğin, insana kazandırması gereken vasıflardan biri, budur. Haberi yazdığınızda, haberdeki okların varacağı yerleri önceden tahmin etmek. Başlığı attığınızda, attığınız başlığın değişik bakışaçılarına göre nasıl yorumlanacağını bilmek ve başlığı bu yorumları dikkate alarak atmak.


Doğu'da görev yapmak çok mu önemli?

İtiraz ediyorum. Gündemde konu yine Fatma Ebe. Birçok defa gazeteler ve televizyonlarda bu hanımefendi gündeme geldi.Kadın işini yapıyor.Sadece işini yapan bir kişi neden bu kadar övülüyor anlamıyorum. Birde gidip oralarda çalışan öğretmenlerin çektiklerini inceleyin. Mücahit Yıldırım

Sayın Mücahit Yıldırım. Toplumun, mahrumiyet bölgesi olarak gördüğü, çok az kimsenin gönüllü hizmet yaptığı, çoğunluğun gitmekten kaçındığı yerlerde, mecbur olmadığı halde hizmet eden insanlar takdire layıktır. Başka bir vesileyle Van'a gitmiş olan muhabirimizin, gitmişken, Fatma Ebe'yi bulup haber yapmasını biz olumlu buluyoruz. Büyük bir keşif değil ama, olumlu. Tabii ki, aynı bölgelerde öğretmenlik, hekimlik veya başka bir görev yapan insanlar da takdire şayan ve yeri geldiğinde onların da haberleri yapılıyor. Selamlar.


  • İyi ki YÖK var!

    Allahıma bin şükürler olsun ki, Türkiye'de YÖK gibi bir kurum var. Zira bu çocuklar engelleri aşmak için dünyanın dört bir yanına dağılıp okuma imkanı bulamayacaklardı YÖK'ün okullarında, bir şey öğrenemeden mezun olacaklardı.
    Mustafa Yücel

    Evet, böyle bir bakış açısı da var.Gerçekten, öğrencilerimizin, yurtdışında, nitelikli okullarda okuması güzel. Ama, bu imkanı çok az öğrenci elde edebiliyor. Biz, kız öğrencilere yönelik bu ayrımcılığın medeni bir davranış olmadığını düşünüyoruz. Tabii ki, okurumuz Mustafa Yücel'in de öyle düşündüğünden kuşku duymuyoruz.

  • Yanlış KPSS soruları Hafta sonu verilmiş olan KPSS deneme sınavında bazı sorular yanlış verilmiş. KPSS deneme sınavında böyle yanlış soruların sorulması ve kafaların karıştırılmasını garipsedim.Çünkü verilen cevapları görünce acaba ben mi yanlış biliyorum diye düşünmeye başladım. Eminim bir çok kişide benimle aynı düşüncededir. Saygılarımla.
    Haydar Hazar

    Ne yazık ki, bu gibi yanlışlar oluyor. Yanlışlar tespit edildiğinde, işbirliği yaptığımız dershaneyle temasa geçip bilgilendiriyoruz. Onlar da, hata yapmamak ve hataları düzeltmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

  • Zahid Akyıldız
    Kültür sayfanızın daha geniş olmasını istiyorum.Ben öğrenciyim, bir de gençlerin ilgisini çekicek daha ilginç şeyler olmasını isterim. Hergün okuyorum gazetenizi.

  • Samet Yayla
    Sami Hocanın yazmış oldugu yazıdan dolayı tebrik ediyorum. Kendisinin de belirttiği gibi ülkemizde maalesef bir entelektüel soykırım var ve bu durum neslin geleceğini yok etmekte. Bir ögrenci olarak bu tablodan korkmaya başladım.

    Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi