T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 17 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mustafa KARAALİOĞLU

Yeni Şafak o manşeti atmışsa...

Sadece, Yeni Şafak'ta yayınlanan bir haberin tartışılması yeniden haberleştirilmesi değil, Yeni Şafak'ın bazı haberlere karşı tavrı da haber değeri taşıyor. Ne düşündüğümüz, gelişmeleri nasıl okuyup yorumladığımız, kritik anlarda nasıl tepki verdiğimiz dikkatle izleniyor ve elbette ki önemseniyor. "Yeni Şafak ne demiş?" sorusu sadece okurlarımız ya da karar vericilerde değil, meslektaşlarımızda da merak uyandırıyor.

Yeni Şafak'ın bir standart, medya içinde ikame edilemez bir referans noktası olduğu gerçeğini bir kez daha gözlemlemekten mutluyuz.

Gazete, Cuma günü "Gücün yetmez Ahmet Bey" sürmanşetiyle çıktı ve Cumhurbaşkanı Sezer'in şu sözlerini sayfalarına taşıdı:

"Dinin, bireyin manevi yaşamını aşarak, toplumsal yaşamı etkilemesine izin verilemez; bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabilir"

Sezer'in Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmada geçen bu cümleyi uzun bir tartışma ve değerlendirme sürecinden sonra birinci sayfaya taşıdık. Bir yazıişleri toplantısında görülebilecek her türlü öneri dile getirildi. Sonuçta ortaya, Cumhurbaşkanı'nın bu ülkede böyle bir yasak sınırı çizmeye hakkı olamayacağı, bunun toplumun dini duygularını hedef alan ve tabiî ki incitici bir tavır olduğu kanaati çıktı. O halde geriye bu yanlışın kayda geçirilmesi kalıyordu. Çünkü, 18 sayfalık konuşmanın "din" içerikli bölümlerinde Sezer'in, kapsamlı bir yasağın manifestosunu ilan ettiği açıkça görülüyordu. Cumhurbaşkanı'nın yaptığı bir anlamda, bulunduğu makamın sınırlarını aşan; yani, parlamenter demokraside güç ve sorumluluğun Meclis'te olduğu gerçeğini yok saymak, en azından ikinci plana itmekti. Buna da gücü yetmezdi...

Okurlarımız bu manşeti büyük ölçüde beğendiler ve tabihi sert bulan, daha temkinli değerlendirme önerenler de oldu. Gazete ve gazete okurluğu budur zaten. Öyle olduğu için de Yeni Şafak yazarları konuşmayı farklı açılardan, kendi yaklaşımlarıyla köşelerine taşıdılar.

Beni asıl ilgilendiren Sezer, ülkenin bütününü ilgilendiren bir yasağın zemini hazırlarken medyanın bu tehlikeli durumu görmezden gelmesi; daha doğrusu bundan hoşnut görünmesidir. Bazı gazete ve televizyonlar benzer olaylarda görüldüğü gibi bu kez de dindar insanların ne düşündüğü, olup bitenlerden nasıl etkilendiklerini umursama ihtiyacı hissetmediler. Hatta, cılız seslerle de olsa bazıları Yeni Şafak'ın tavrını kritik etmeye kalkıştılar.

Oysa, demokrasinin, ifade özgürlüğünün, insan haklarının "çifte standartsız" savunucusu bir gazete olarak Yeni Şafak'ın neden böyle "sert" bir manşete ihtiyaç duyduğunu analiz etmelerini önerirdim.

Din ve dindarlık konusunda bilgi eksikliği ve daha kötüsü önyargıya sahip bir medyadan söz ettiğimize göre bu önerinin fazla iyimser olduğunu da kabul ediyorum.

Analizi ihmal edenlere şöyle bir kısa özet vermek istiyorum:

Bu gazete heyecan olsun diye, insanlar güç durumda kalsın veya köşeye sıkışsınlar diye manşet atmaz, haber yapmaz, yorum yayınlamaz.

Yeni Şafak, bir konunun altını kalın çiziyorsa, bir konuda sesini yükseltiyorsa; o konu mutlaka önemlidir ve ülkenin geleceği açısından bir tehlike barındırmaktadır.

O konuşmayı bir kez daha -ya da en azından bir kez- okuyun ne demek istediğimi anlarsınız.


Kütüphanelerin eksik parçası

Seyyid Hüseyin Nasr'ın İslam ve Bilim isimli kitabıyla bir kez daha karşınıza çıkıyoruz. Bu kitap bana göre, Yeni Şafak'ın yıllardır özenle ve dikkatle sürdürdüğü kampanyanın altın bir halkasıdır. George Washington Üniversitesi öğretim üyesi Nasr'ın bu eseri İslam tarihinin "bilim" ünitesini tanımlaması ve örneklemesi açısından referans bir çalışmadır. Özellikle, son dönemde ortaya çıkan "medeniyet" tartışmalarında Müslümanların masaya sürebileceği bulunmaz bir kaynaktır.

Bu kitap ayrıca, sadece büyükler için değil, çocuklara da İslam'ın bambaşka bir boyutunu resimlerle, şekillerle ve tarihi olaylarla birlikte sunuyor. İslam ve Bilim kütüphanelerimizin eksik halkasını tamamlayacak. Kaçıranların hemen bugün, vakit kaybetmeden kampanyaya katılmalarını öneririm.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi