T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 17 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Nabız

Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiği belli. Aylardır Yeni Şafak'ta bu döneme ilişkin değerlendirmeler çıkıyor. Benim kalemimde de tüy bitti bu konuda yaza yaza... Geçen gün, bir baktım, Hasan Cemal de nabız tutmak için Ankara'ya uğramış... Altı gün süren bir dizi yazıda önemli tespitlerde bulundu usta gazeteci.

Bugün daha önce hiç yapmadığım bir şey yapıyorum ve Hasan Cemal'in Milliyet'te yayımlanmış değerlendirmelerinden kendi seçtiğim bir demeti ilginize sunuyorum. Bundan sonra okuyacağınız her satır ona ait.

"Başkentte siyasetin kafası karışık, net değil. Belirsizlikler yine ağır basmaya başlamış. / Boşluktaki soru işaretlerinin çengelleri birbirine takılıp duruyor politika kulisinde. / Cumhurbaşkanlığı seçimi ne olacak? / Erken seçim var mı? / Güneydoğu'da yangın büyüyebilir mi? Büyürse, siyaset ve ekonomideki yansımaları ne olur?"

"Başbakan Erdoğan'ı sanki şimdiden bir seçim ateşi sarmış. Güneydoğu'dan Anadolu'nun içlerine doğru gelen şehit cenazeleri çoğaldıkça, Erdoğan'ın üslubuyla söyleminin değiştiği görülüyor. / Milliyetçi çizgileri kalınlaşıyor. / Gittikçe sertleşiyor. / Son zamanlarda öylesine aşırı, şoven milliyetçi çıkışları var ki, 'Sakın umutlanmayın. Ben bu meydanı Bahçeli'ye de, Baykal'a da, Ağar'a da bırakmam!' havasını basıyor. / Kaygılı anlaşılan. / Güneydoğu'dan dolayı AKP'nin MHP'ye, CHP'ye, DYP'ye oy kaybetmesi ihtimalinden tedirginlik duyuyor galiba."

"Oysa, Erdoğan kendi başbakanlığı döneminde Demirel'den de, İnönü'den de çok daha ileri adımlar attı Güneydoğu konusunda. / Kürtçe radyo-televizyonu sorun olmaktan çıkardı. Kürtçe kurslara izin verdi. Kürt kimliğinin ifadesi ve savunulması konusunda özgürlük alanlarını genişletti. Avrupa Birliği'ne uyumla ilgili reformcu adımlarla, Kuzey Irak politikasıyla Güneydoğu'da normalleşmenin bazı engellerini kaldırdı. / Ayrıca, Diyarbakır'da meydana çıkıp 'Kürt sorunu'nun adını apaçık koydu. Devletin konuyla ilgili geçmiş yanlışlarına işaret etti. / Bunların tümü cesur adımlardı. / Demokrasiye yakışan adımlardı. / Yoksa şimdi pişman mı?" (11 Nisan).

"Cumhurbaşkanı seçimi... Daha bir yıl var. Ama siyaset kulisini şimdiden uğraştırıyor. Cumhurbaşkanı Sezer'den sonra Çankaya Köşkü'ne kimin çıkacağı konusunda kafalar karışık, belirsizlikler ağır basıyor. / (..) Çankaya, kritik bir konu. / Her zaman da öyle oldu. (..) AKP kulisinde yaptığım sohbetlerin, edindiğim izlenimlerin ışığında kendi kendime bazı Çankaya senaryoları oluşturdum. Bu senaryolar, AKP zirvelerindeki sesli düşünme egzersizlerinin ürünü de sayılabilir. / İşte bazıları: / (1) Ankara siyasetinde kriz çıkararak, AKP'yi Çankaya konusunda istemediği bir tercihe zorlamak... / (2) AKP'nin kendi içinden makul birinin (tercihen eşi türbansız bir AKP'linin) Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak... / (3) Erdoğan'ı seçmek... / (4) Erdoğan'ın yerine bir başka AKP'liyi Çankaya'ya göndermek... / Ama bu arada cumhurbaşkanlığı süresini yedi yıldan beş yıla indirmek... Tayyip Erdoğan'ı, bir dönem daha başbakanlık yaptıktan sonra, yani beş yıl sonra cumhurbaşkanı seçmek..." (12 Nisan)

"AKP'nin tepelerindeki biriyle Çankaya konusunda sohbet ederken şöyle dedi: / 'Kafalarda başkanlık sistemi yok. Seçimden bir ay önce oturulur konuşulur. Çankaya seçimi, krize meydan vermeden olgunlukla çözülür. Genel seçimler de bundan sonra, yani zamanında yapılır.' / İki noktanın altını çiziyorum: / 'Krize meydan vermeden...' / 'Olgunlukla..." (13 Nisan)

"Şehit cenazeleri çoğaldıkça, Başbakan Erdoğan'ın söylemi de sertleşiyor. / Başbakan'ın bu üslubu bir yandan 'devlet sorumluluğu'nun, devlet içindeki dengeleri kollamanın, öte yandan 'AKP Grubunu bir arada tutma'nın gereği olarak görülüyor AKP'de... / Ama aynı zamanda 'milliyetçi havuzdaki oylar'la ilgili kaygının da bir ürünü sayılıyor Başbakan Erdoğan'ın bu sert üslup ve söylemi..." (14 Nisan)

"Washington, AKP hükümetini gözden mi çıkarıyor? Bunun için Türkiye'yi istikrarsızlaştırma yolları mı arıyor? AKP'den uzaklaşarak yeniden 'asker'e mi dümen kırmaya başladı Amerika?.. / Güncel ve sıcak bir konu." (15 Nisan)

"Altı gündür Ankara'da AKP'nin, yani 'iktidar kulisi'nin havasını anlatmaya çalışıyorum. Döne dolaşa hep aynı noktaya gelmek mümkün: / Cumhurbaşkanlığı seçimi... / Bir başka deyişle Çankaya savaşları başlamış durumda. / Evet öyle. / Eğer oyun yanlış oynanırsa, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, özellikle AKP tarafında bir Tayyip Erdoğan, bir Abdullah Gül hatalı hamle yapar, yanlış topa vururlarsa, Türkiye için çok şey demek olan 'istikrar'ın içine edilir, yazık olur." (16 Nisan)

Böyle diyor Hasan Cemal.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi