T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 25 NİSAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Davut DURSUN

23 Nisan'ın yanında 19 Mart da bayram olamaz mı?

23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da açılan Büyük Millet Meclisi, bu ülkenin kaderinde çok büyük roller üstlenmiş büyük hizmetler vermiştir. Zaman zaman kesintiye uğramış olsa da 83 yıldır sistemin temel kurumu olarak varlığını korumuştur.

Çağdaş ve rasyonel bir yönetim sistemi olan demokrasi, temelde toplumu oluşturan vatandaşların yönetme hakkına sahip olduklarına ve bu hakkı temsilcileri eliyle kullanmaları uygulamasına dayalıdır. Temsil demokrasinin en ayırıcı vasfı ve olmazsa olmaz bir niteliğidir. Diğer bütün nitelikler olsa ve iyi işlese bile eğer vatandaşları temsil eden bir kurum yoksa orada demokrasiden söz etmenin imkanı yoktur. Bu nedenle bir toplumda temsil kurumu olan Meclis'in toplanması ve ülkenin mukadderatına el koyması çok büyük bir gelişmedir ve böyle bir tarihin bayram olarak kutlanmasından daha doğal bir şey yoktur.

Peki Türkiye siyasi temsille ilk kez ne zaman tanışmıştır? Daha doğrusu Türkiye'de halkın temsilcilerinden oluşan bir Meclis ilk kez ne zaman toplanmış ve tüm toplumun mukadderatını ilgilendiren temel konularla ilgili kararlar almaya yönelmiştir?

Tarih hafızası silik pekçok kişi hiç düşünmeden 23 Nisan 1920 tarihine işaret edeceklerdir. Oysa ki durum hiç de böyle değil.

Türkiye siyasi temsil geleneğine sahip bir ülke değil. Bizim geleneğimizde halkın temsilcilerinden oluşan bir kurul eliyle toplumun yönetilmesi şeklinde işleyen bir süreç yoktur. Evet dinimiz İslam'ın yüce kitabı yöneticilere bir iş yaparken "müşavere" etmeyi, ilgililere danışmayı ve sonra karar vermeyi öğütlemiştir. İslam'da "Şura" diye bir kurum vardır. Ancak bunun siyasi temsil kurumuna temel oluşturması söz konusu olmamıştır.

Türkiye'de ilk Meclis 19 Mart 1877'de açıldı…

Türkiye'de siyasi temsil 19.yüzyılda girişilen "asrileşme" hareketi çerçevesinde gündeme gelmiştir. Önce yerel düzeyde şehir meclislerinin kurulması ve bu meclislerin bir kısmının yöre halkının temsilcilerinden oluşması yoluna gidilmiş arkasından da ulusal düzeyde tüm halkı temsil edecek Meclis-i Umumi tesis edilmiştir.

Türkiye açısından önemli ve bir dönüm noktası niteliğinde bir adım olan Meclis'in ilk açılışı olmalıdır. Bu da 1876 Anayasası'nın (Kanun-u Esasi) yürürlüğe girmesinden sonra yapılan seçimlerle belirlenen mebusların İstanbul'da 19 Mart 1877 tarihinde Dolmabahçe Sarayı'nın kabul salonunda bir araya gelmeleriyle gerçekleşmiştir. Toplantı bakanlar, ayan, temsilciler ve yabancı devlet adamlarının katılmalarıyla görkemli bir törenle açılmış ve Padişah'ın açılış metni Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından okunmuştur.

Meclis-i Mebusan'ın halktan çok başkent ve şehirlerin yönetici sınıflarını temsil etmesi ciddi bir sorun olmakla beraber Türkiye'nin siyasi temsil kurumuna kavuşması ve temsilin bir yönetim ilkesi olarak yerleşmesinin ilk adımı bu ilk toplantıdır. Bir toplumun geleneğinde yer almayan bir yeniliğin ve kurumun sisteme dahil edilmesi ve işlerlik kazanması kolay olmamaktadır. O günkü yazılanlara bakılırsa herkes Meclis'i İslam'daki Şura ve meşveretle ilişkilendirerek meşrulaştırmış ve ciddi bir tepki görmemiştir.

Kanun-u Esasi iki Meclisli bir temsil kurumu öngörmekteydi. Meclis-i Ali, Padişah tarafından kayd-i hayat şartıyla atanan üyelerden oluşurken Meclis-i Mebusan halkın seçtiği mebuslardan oluşmaktaydı. Bilindiği gibi bu Meclis 1877'te tatil edilmesine, yeniden açılması için 1908 tarihini beklemek gerekmesine rağmen ilk olması nedeniyle Türkiye'nin siyasi tarihinde özel bir yere sahiptir.

Ben 23 Nisan'ın yanında 19 Mart 1877'nin yıldönümlerinde de bir Meclis Bayramı yapmamız gerektiğine ve bunun çok anlamlı olacağına inanmaktayım. Önemli olan bu konuda atılmış ilk adım ve temsilcilerin ilk toplantısıdır. 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanan Meclis'in ülkenin kaderinde oynadığı rol büyüktür ve her yıl kutlanan bayramla bu hatıralar yaşatılmaktadır. Ama Türkiye olarak siyasi temsil kurumu olarak Meclise ilk kavuştuğumuz tarih de önemlidir ve bayramla kutlanması gerekmektedir.

Osmanlı Meclis-i Mebusanı iç tüzüğünün Cumhuriyet döneminde 7 yıl uygulandığına dudak kıvıranların Osmanlı seçim yasalarının ta 1945'lere kadar yürürlükte kaldığını, Ankara'daki Meclis'te Meclis-i Mebusan üyesi çok sayıda milletvekili olduğunu hatırlatmak isterim.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi