T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 29 NİSAN 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

İki konuşma arasında

Dün, burada, "Tayyip Erdoğan'ın, içinde, 'Bir gün gelecek millî egemenlik duvarda kalmayacak' cümlesi de bulunan son konuşması, bana, Martin Luther King'in 'Bir rüyam var' (I have a dream) diye başlayan ünlü nutkunu hatırlattı" kaydını düştüm ya, günüm, "M. L. King mi, o da kim?" ve "Konuşmalar arasında ne benzerlik var?" sorularını cevaplamakla geçti.

M. L. King Amerika'nın en ünlü sivil haklar lideriydi. Siyahlar eşit haklara sahipseler bugün, bunda King'in mücadelesinin katkısı büyüktür. Yaptıklarını hayatıyla da ödedi (4 Nisan 1968); daha örgütlü bir çıkış arefesinde 'kim vurdu'ya giderek... M. L. King "I have a dream" konuşmasını 23 Ağustos 1963 tarihinde, ABD başkenti Washington'da, Lincoln Anıtı önünde yapmıştı.

İki metin arasındaki benzerlikler için, Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti Grubu önünde yaptığı konuşmanın ilgili bölümüne beraberce göz atalım:

Martin Luther King

"Türkiye'nin rotasını aydınlıklardan geri çevirmemek, milletimizin dikkatini dağıtmamak, çatışarak ülkenin gelecek hedeflerini tehlikeye düşürmemek için, konuşmak gereken yerde susmayı tercih ettiğimiz de olmuştur. Bunların siyasi bir vebali olacaksa bu millet için o vebali üstlenmeye de hazırız. Yeter ki, Türkiye çıktığı medeniyet yolculuğundan geriye düşmesin. Yeter ki, çocuklarımızın gözlerine hazan bulutları çökmesin. Sadece sesi gür çıktığı için konuşanlar bu milletin bahtını yeniden karartmasın.

"Yaşayanlar görecek ki, bugün üstü örtülmeye çalışılan kimi gerçekler, Türkiye'nin gelecek 10, 20 ve 30 yılında millet tarafından hep bir ağızdan söylenecektir. O günlerin Türkiyesinde Cumhuriyet'i korumak için demokrasiyi azaltmak değil, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi birlikte korumak gerektiğini herkes hakkıyla kavramış olacaktır. O Türkiye'de hiç kimse kürsülere çıkıp, bu millete ne yapmaları gerektiğini dayatmayacak; o Türkiye'de inandığı devlet için tek bir insanımızın gönlüne keder düşmeyecektir. O Türkiye'de devlet millet için varolacak, milletin hizmetinde olacaktır, egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır. Duvarda değil, milletin kendisinde olacaktır.

"Hiç kimse konjonktürel gerekçelere dayanarak, aslında birbirinin tamamlayıcısı olan anayasal ilkeleri, ötekilerin üstünde ve daha önemli saymayacak. Anayasamızda tarif edildiği şekliyle 'demokratik, lâik, sosyal hukuk devleti' olmanın ruhu da gayet iyi anlaşılmış olacaktır.''

Bunlar Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından cümleler. Şimdi de, M. L. King'in (Özden Arıkan çevirisi) nutkuna bakalım:

"Bugün size diyorum ki dostlarım, şu ânın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir rüyam var benim. Amerikan rüyasına derinden kök salmış bir rüyadır bu. / Bir rüyam var. Gün gelecek bu ulus, ayağa kalkıp kendi inancını gerçek anlamıyla yaşayacak. 'Şunu kendinden menkul bir gerçek kabul ederiz ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır.'

"Bir rüyam var: Gün gelecek eski kölelerin evlâtlarıyla eski köle sahiplerinin evlatları, Georgia'nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar. / Bir rüyam var: Gün gelecek Missisippi Eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek. / Bir rüyam var: Gün gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.

"Bugün bir rüyam var benim. / Bir rüyam var; Gün gelecek Alabama Eyaleti Valisinin ağzından hep müdahale etme ve izin vermeme yönünde sözler dökülen o eyalet, küçük siyah oğlanlarla küçük siyah kızların, küçük beyaz oğlanlar ve küçük beyaz kızlarla el ele tutuşup kardeşçe birlikte yürüdüğü bir yere dönüşecek. / (..)

"Bizim umudumuzdur bu. Güneye dönüşümde içimde taşıyacağım inançtır. İşte bu inanç sayesinde umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı yaratacağız. Ulusumuzu saran âhenksiz bağırtıları, bu inanç sayesinde güzel bir kardeşlik senfonisine dönüştüreceğiz. Bu inanç sayesinde, bir gün özgür olacağımızı bilerek hep beraber çalışacak, hep beraber dua edecek, hep beraber mücadele edecek, hep beraber hapse düşecek, özgürlük için hep beraber ayağa kalkacağız.

"İşte o gün Tanrı'nın bütün çocukları, yepyeni bir anlamla söyleyecekler bu ilahiyi: / Benim ülkem, senin ülken, / Özgürlüğün güzel yurdu, / İşte söylüyorum sana: / Atalarının öldüğü toprak burası, / Hacıların gururu olan toprak, / Her bir dağın yamacından, / Özgürlük yankılanacak.

"Ve eğer büyük bir ulus olacaksa Amerika, bunun gerçekleşmesi şarttır. (..)"

Her dönemin ve her ülkenin beklentileri değişik doğal olarak; bu sebeple lider konumundaki insanların gördükleri rüyalar da farklılık arzedebiliyor.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi