Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Elif Yıldız

Brezilya'nın sıradışı Kültür Bakanı ve ünlü müzisyen Gilberto Gil, Müzik Grubu ve kendisi gibi sanatçı olan eşi Bem Gil ile birlikte Mataş'ın sponsorluğunda İstanbul Caz Festivali'nin konuğu olarak İstanbul'a geldi. Bakan olmasına rağmen Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nden geçen ve VIP Salonu'nu kullanmayan Gill, bunun nedenini 'Türkiye'ye bakan olarak değil, müzisyen kimliğim ile geldim" diyerek açıkladı. Eşofmanları ve örgülü saçları ile sıradışılığını gösteren Gil, pasaport kontrol işlemlerini eşi ile birlikte normal bir vatandaş gibi yaptırdı. Çok iyi tanıdığı Türkiye'yi Asya ile Avrupa arasında bir köprü olarak gördüğünü ve burada Doğu ile Batı'nın uyumunun hazzını yaşadığını anlatan Gil, ülkemizi 8 yıl önce de ziyaret etmişti.

HIRSIZLAR BİLE ONA HAYRAN

Brezilya müziğinin en önemli temsilcilerinden olan şarkıcı, besteci, gitarist ve siyasetçi Gilberto Gil, ülkede korumasız gezen tek bakan. Aynı zamanda ülke tarihinde bakan olan ikinci zenci. Halk tarafından çok sevilen ve kahraman olarak görülen Gil'in geçtiğimiz yıllarda arabası çalınmıştı. Ertesi gün kapısına bırakılan arabada hırsızın "Kusura bakma Gil, sana ait olduğunu bilmiyordum" notu yer alıyordu. Politika'dan arta kalan zamanlarını ve izinlerini konser vererek geçiren 64 yaşındaki Brezilyalı sanatçı, 40 yıldır şarkılarıyla baskıcı otoritelere, ırkçılığa, ayrımcılığa karşı direniyor.

PROTEST BAKAN

Daha önce dört yıl Yeşiller'in yerel hükümetinde bakanlık koltuğuna "bakanlık maaşıyla dokuz çocuğumun ve boşandığım eşlerimin nafakasına yetmez, param yok, konserleri sürdüreceğim." açıklaması ile oturan ve 1993'te "Ne berbat işmiş bu. Maske takamıyorum" deyip istifa eden Gil, 10 yıl sonra tekrar bakan kotuğuna oturdu. 4 yıldır ise özellikle kültür ayrımcılığına karşı direnişini bakan olarak siyasi arenada sürdürüyor ve artık yaptığı işe politika değil, sosyal yöneticilik olarak bakıyor.

Geri dön

Yazdır

Yukarı