T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
İ Z D Ü Ş Ü M | 2 TEMMUZ 2006 PAZAR | ||
|
1970'lerde Demirel'li koalisyona karşı, DİSK'in başta CHP olmak üzere Sol'u birleştirmeye yönelik 'Ulusal Cephe' girişimi, tam aksine bölünmeyi tetikledi.
TKP'DEN MİRAS 1970'li yıllarda da Türkiye bugünkülere benzeyen başarısız cephe-ittifak girişimlerine tanık oldu. Demirel'li Adalet Partisi, Erbakan'lı MSP ve Türkeş'li MHP arasında kurulan 'Milliyetçi Cephe Hükümetleri'ne karşı CHP ve CHP'nin daha solundaki parti ve kitle örgütlerini bir Cephe'de birleştirme arayışları da akamete uğramıştı. İllegal Türkiye Komünist Partisi taraftarları ve CHP'yi destekleyen sendikacıların etkin olduğu DİSK, 1977'de "Ulusal Demokratik Cephe" çağrısı yaptı. DİSK'in başında -daha sonra bir silahlı saldırıda hayatını kaybeden- Türkiye Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler vardı. Türkler, DİSK içindeki radikal sol kanadı temsil ediyordu. DİSK büyük sermaye çevrelerini tedirgin eden bir işçi örgütüydü. Ecevit de DİSK'in radikal solun tekelinde kalmasını tehlikeli buluyor, DİSK'in radikallerden arındırılması ve CHP'lileştirilmesini istiyordu. Önce İllegal TKP'nin ortaya attığı 'Ulusal Demokratik Devrim' ve 'Ulusal Demokratik Cephe' söylemi, DİSK içindeki radikal sol kanat tarafından 2. MC Hükümeti'ne karşı ortaya atıldı. Ecevit Haziran 1977 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmış, ancak tek başına hükümet kuracak sayıya sahip değildi. Demirel'in başkanlığındaki II. MC Hükümeti böylece kurulmuş bulunuyordu. Gerek CHP gerekse DİSK, Cephe Hükümeti'nin iktidardan uzaklaştırmak için kolları sıvıyordu. DİSK'İ İKİYE BÖLDÜ Ne varki Kemal Türkler'in UDC çağrısı kendi başını yiyecek, DİSK içinde bile yeterli desteği bulamayacaktı. DİSK'i bir karpuz gibi çatlatan UDC tartışması şöyle başladı: DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler, 28 Temmuz'da UDC çağrısı yaptı. Türkler açıklamasında, 2. MC'yi iktidardan uzaklaştırmak için parlamento içindeki ve dışındaki tüm örgüt ve güçlerin Ulusal Demokratik Cephe içinde bir araya gelmelerini istedi. Açıklamada "Demokrasi düşmanlarınca yaratılan bu cepheleşmenin Demokrasi bölümünde CHPnin gerekli yerini alması , işlev ve görevlerini daha somut biçimde yerine getirmesi önemli bir zorunluluk halini almıştır" deniliyordu. UDC, CHP'yi etkisizleştirme ve politik misyonu DİSK'e yüklemeyi içeriyordu. Ecevit, devre dışı bırakılmak istendiği kuşkusu taşıyordu. Öte yandan UDC, 'CHP-TKP İttifakı' olarak dillendiriliyordu. Ordu ve büyük sermaye tarafından kuşkuyla karşılanan CHP, TKP'nin gölgelediği UDC'den uzak duruyordu. Ecevit, CHP'nin sırtından geçinmek isteyen kenelerden söz ediyordu. Buna göre CHP hiçbir cepheleşme hareketinin içinde olmayacaktı. SLOGAN OLARAK KALDI Ecevit'in UDC'yi reddetmesi üzerine DİSK'teki CHP'liler harekete geçti. UDC çağrısı, DİSK'teki klikleşmeyi ateşledi. Yürütme kurulu ikiye ayrıldı, iki başlı bir yönetim doğdu. DİSK 6. Genel Kurulu erkene alındı. Abdullah Baştürk'ün kazanması DİSK'in CHP'lileştirilmesi olarak nitelendi. 1978'de kurulan Ecevit Hükümeti döneminde CHP-DİSK ittifakı iflas etti. DİSK'in kitlesel eylemleri CHP'ye zarar vermeye başladı. Öyle ki CHP'liler DİSK'i Amerikan, hatta Sağ odaklar tarafından desteklenen bir örgüt diye nitelediler. 1979'da DİSK'in 1 Mayıs töreni düzenlemesine izin vermeyen Ecevit, "Kimseye diyet borcumuz" yok diyecekti. UDC söylemi slogandan öteye geçmedi. 12 Eylül 1980'de askeri darbe gerçekleştiğinde ortada ne MC, ne UDC kalmıştı. Solu birleştirme çabaları 1980'lerde de başarılı olamadı. 'Sol Cephe' hayali son 30 yıldır Solun iç yarası. Bozkurtlar ve Maocular aynı cephede buluştu MHP'liler, CHP'liler ve radikal sol partilerin yöneticileri 12 Eylül darbesinde aynı koğuşlarda gözetim altında kaldılar. Bir araya gelmeleri hayal bile edilemeyecek isimler uyum içinde idiler. O dönemde Maocu olarak nitelenen TİKP'li Oral Çalışlar 'Liderler Hapishanesi' kitabında Ecevit'in Dil Okulu'na getirildiği sırasıda yaşanan ilginç bir anekdotu aktarır. Birbirine düşman siyasileri birarada gören Ecevit şaşkınlıkla "Hepiniz bir arada mı kalıyorsunuz?" diye sorar. Çalışlar şöyle devam ediyor: "12 Eylül öncesinde CHP, 'Milliyetçi Cephe'nin karşısında bir 'Ulusal Demokratik Cephe' kurmaya çalışıyordu. Yaşar Okuyan taşı gediğine koydu: 'Bülent Bey' dedi, 'Ulusal demokratik cepheyi biz burada kurduk!" DEMİREL DE ECEVİT DE İNATÇIYDI 1970'lerde sıkça CHP-AP işbirliği girişimleri oldu. İlk öneri 1977'de Demirel hükümet kurmaya çalışırken Ecevit'ten geldi. Teklif geri çevrildi. Milliyetçi Cephe Hükümeti kuruldu. Daha sonra AP içindeki bir grup milletvekili AP-CHP Koalisyonu için harekete geçti. CHP'li Cahit Kayra anılarında "AP'de Demirel'e karşı ciddi bir hareket vardı. Bu hareketin başında Oğuz Aygün, Nuri Bayar , İsmet Sezgin gibi kendilerini kanıtlamış itibarlı politikacılar bulunuyordu. 50 kadar milletvekili bu harekete katılmıştı. Hareketin baş çekicilerinden Oğuz Aygün bizimle ilişki halindeydi. Bu muhalefet grubu Demirel'i düşürecekler ve CHP ile koalisyon yapacaklardı" diyordu. Demirel bu girişime karşı çıktı. AP'den istifa edenan 11 milletvekili CHP'ye katıldı, MC Hükümeti düştü, Ecevit başa geçti. İMDADA 'İPEKÇİ SUİKASTI' YETİŞTİ Yeni bir CHP-AP işbirliği, Ocak 1979 sonlarında ortaya atıldı. Öneri AP'dendi. Hükümet'te Ecevit vardı. Hayrettin Erkmen AP İdare Kurulu'na verdiği öneride CHP ile işbirliği istiyordu. Abdi İpekçi'nin öldürülmesi üzerine Demirel, önerileri görüştürmedi. 7 Şubat'ta AP Genel Başkan Yardımcısı Barlas Küntay CHP ile bir tür işbirliği önerdi. CHP Hükümetten ayrılmalı, yeni bir hükümet kurulmalıydı. Öneri Ecevit'ten destek bulmadı. Cumhurbaşkanlığı krizi sırasında askerler de CHP-AP Koalisyonu istedi. Olmadı.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |