T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 TEMMUZ 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mahmut KULEİN

Neşter gerek

Futbol hengamesinde basketbolda sorunlar gündem dışı oldu. Zaten yazanı da izleyeni de pek kalmadı. NBA'yi daha çok takip eder olduk. Hele 2,5 kişi var ki, NBA doktora tezi verebilir. Onlara sorun, size oyuncuların annesinin de, köpeğinin de ismini söylesinler.

Okurlarım bilirler. Yiğitin hakkını yiğite veririz. 14 yıl aralıksız basketbola hizmet etmiş federasyonun başta başkanları olmak üzere müdavimlerinin haklarını kimse yiyemez. Ülke basketboluna kuşkusuz emekleri olmuştur da, artık işler milli takımda ve lig takımlarında son 5 yılda tıkanma noktasına geldi. Gerçekleri göremez olduk. Keşke FIBA başkan yardımcılığı bir çözüm olabilse!!

Ülker ülke basketbolunu kurtarır mı? Rekabeti ne derece arttırır? Bu güncel konuya da biraz değineceğiz.

Önce 14-23 Temmuz'da İzmir'de yapılacak Avrupa Ümit Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda yer alacak 1986-1987'li oyunculara bakalım. 16 kişilik kadronun 10 oyuncusu 2 metrenin üstünde geleceğin yıldızları. 12 değişik kulüpten seçilerek gelmişler. 24 yaşında 2010'un aday kadrosu diyebiliriz. 2 tanesi şimdiden yurt dışı takımlarında oynuyor. Bunlarda kaçı önümüzdeki yıllarda 2007'nin finalistleri Ülkerli Fener ve Efes'te yer alabilir? Veya kaçı küçük takımlarda küçülür? Daha şimdiden yabancı oyuncu simsarları bu oyuncuların peşindeler. Şampiyon olsak ne yazar. Önlerinde toz duman bir A Milli Takımı örneği var. Bize göre ilk beşi yurt dışında. Kendilerini iddiasız Türk liginden kurtaran isimler Hidayet, Kaya, Kerem, Mehmet ve Serkan.

Şimdi Hidayet ve Mehmet ellerindeki raporlara rağmen yönetim tarafından kamuoyuna "aktif sporcu lüksü kullanan vatan haini" gibi lanse edildiler. Bu tutum, nedeni araştırılmayan tek taraflı bir ayıptır. Sırp vatandaşı milli antrenör Tanjevic, 'böyle şeyi Türkiye'de yaşadığı' yolunda basın açıklaması yapıyor. Oysa NBA oyuncuları olan Jaric, Radmanovic, Rebreca ve Stojakovic gibi yıldızlar Sırp Japonya'da Dünya Şampiyonası'na katılmıyor.

Ülker İletişim Koordinatörü Ali Doğan'ı TV'de izledim. "Bağış yapmıyoruz, Türk gençliğinin hizmetindeyiz" diyor. Zamana uyumu alkışlıyoruz. Keşke Ülker gibi 12 sponsor çıksa da, bu ligde rekabet artsa. Yoksa eski tas eski hamam. Bir tarafta ürünlerinin ismi, öte cephede Ülker'in kendi ismi. Bir de salon vaadi. Bu yöntem uzun sürmez. Efes dışında diğer takımlarda gelir yok, gider çok. Temmuz ortasında hangi takımların 1. ve 2. ve hatta bölgesel ligde kalacağını, ligin nasıl küçüleceğini, hangi takımların konu mankeni olacağını göreceğiz. Bir de federasyon onlardan katılım bedeli, sicil lisans paraları istiyor.

Abdi İpekçi bir kaç kez Efes ve Fener-Ülker ile ULEB maçlarında dolar. Ülkerli Fener 100. yılında şampiyon da olur. İşte hepsi o kadar. Sonrası uçurumdur. İnşallah biz yanılırız. Ülker ve Efes Türk basketboluna bir şeyler vermek, yurt dışındaki oyuncularımızı kazanmak istiyorsa, önce genel idareye kesin çözüm bulmak ve uyuyanları uyandırmak zorundadır. Hiç kimse vazgeçilmez değildir..


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi