T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 TEMMUZ 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Böyle program olmaz!

Yazı ile uğraşanlara kolaylık sağlamak amacıyla, Microsoft Word programını hazırlayanlar, programa dil denetim özelliği yüklemişler.

Yanlış bir kelime yazdığınızda, altını kırmızı ile çizerek uyarıyor.

Fakat bazen öyle kelimelerin altını çiziyor ki şaşıp kalıyoruz.

Diyelim kelime yerine aceleyle 'kemile' yazmışız... Otomatik olarak altını çiziyor ve düzeltme imkânı sunuyor.

* * *

Fakat yazıda "Bismillahirrahmanirrahim" diyecek olsanız, onu tanımıyor.

Besmeleyi tanımayan bir yazım programı olabilir mi?

Kur'an-ı Kerim'den bahsetmek istediğinizde, Kur'an kısmının altına kırmızı çizgiyi çekiyor.

Doğrusu nedir diye sorduğunuzdaysa Kuran şeklinde yazmanızı tavsiye ediyor.

Tavsiyesini sevsinler!

İsim olarak algılamadığını, fiil olarak yazmanız gerektiğini söylüyor.

Yani, "Bu firmayı kuran kişi dedemdi" cümlesinde geçen kuran kelimesi ile Yüce Kitabımızı birleştirmekte kararlı.

Anlaşılan dinden imandan haberi yok.

* * *

"Yanlış yazılan kelimelerin altına kırmızı çizgiyi çekiyor program" dediğimizde, burada da bir yanlışlık olduğunu belirtiyor.

Kırmızı kelimesiyle çizgiyi kelimesini birleşik halde yazmalıymışız: Kırmızıçizgi.

Olurgörürsemsöylerim.

"Kat oto park" derken bu üç kelimeyi de birleştirenler var ya onlara özendi herhalde.

* * *

Varsayalım bizim gazetenin yöneticilerinden bahseden bir yazı yazmaya niyetlendik.

"Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu ile Genel Koordinatör Nurullah Öztürk, Yusuf Ziya Cömert'in oğlunun sünnet töreninde halay çektiler" diyeceğiz.

Program karşı çıkar, öyle diyemezsin şeklinde hemen uyarır.

Karaalioğlu ile Öztürk ona göre yanlış

yazılmıştır.

E hadi söyle o zaman doğrusu nedir diye soracak olsak, ne cevap vereceğini bilemez.

* * *

Sanırsınız ki bizim gazeteye gıcığı var.

Öyle olmadığını diğer gazetelerin yönetici kadrosuyla ilgili iki satır yazmaya kalkınca fark edersiniz.

Mesela, Sabah'ın patronu Turgay Ciner ile Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ ve Yazı İşleri Müdürü Balçiçek Pamir'den bahsedecek olsak, hemen şu kelimelerin altını çizer:

Ciner, Tekdağ, Balçiçek.

* * *

Milliyet'e bakalım...

İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, Yayın Danışmanı Nurcan Akad ve Güneri Civaoğlu, cacığın yanında yoğurt yiyenlerdendir diyecek olsak, Hanzade, Akad ve Civaoğlu'nun altını kırmızıyla çizecektir.

Gazetelerden bahsedince Hürriyet'i atlamak olmaz.

Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile Mali İşler Grup Başkanı Ahmet Toksoy asansörde mahsur kaldılar cümlesine niyetlensek, Özkök ile Toksoy'un yanlış yazıldığına hükmeder.

* * *

İşte tam burada ekran kırmızı çizgilerle dolmuşken, sinirle beraber merak da artar.

Acaba dersiniz, Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü de mi tanımayacak?

Hemen yazarsınız ve onu da tanımadığını görürsünüz.

İnsaf kardeşim!

Hadi birisi gazeteci.

Tanımazsan tanıma. O da seni tanımaz, bir bir berabere kalırsınız.

Ama öbürü koskoca ordunun başındaki adam yahu!

Nasıl tanımazsın?

Ayıp.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi